Hükûmet ve Türk Genel Kurmayı, İstanbul'un bombalanabileceğini de ihtimal dâhiline almıştı. Böyle bir durumda, saraylar, tarihî eserler ve müzeler büyük zarar görebilirdi.
1. Abdülhamit, 45 yıl ‘Kafes Köşkü’nde hapis tutuldu. Vücudu iflas etti, morali çöktü. Tahta çıkınca, saray hekimlerinin hazırladığı özel ilaçları/karışımları kullandı. Ardından cariyelerle sıkı şekilde teşriki mesaiye girdi. Ama ‘Ruhşah’ adlı ahunun reddiyesi karşında ne yapacağını şaşırdı. Merhamet dilenen mektuplar kaleme aldı, adeta yalvardı…
Seher Şeniz, parçalanmış aile kurbanıydı. Babasını hiç tanımadı; annesinin ve kardeşlerinin desteğini de - yeterince! - gör(e)medi. Sevgiyi, huzuru ve aile sıcaklığı başkalarında aradı. Hep aldatıldı; cinsel obje olarak değerlendirildi; sürekli hayal kırıklığı yaşadı. İfadesine göre; ‘kullanıldı!’
Mim Mim Grubu’nun lideri Topkapılı Cambaz Mehmet Bey; bağlanan maaşı kabul etmedi; kendisinin ve ailesinin zaruretine rağmen, Kızılay’a hibe etti. Akrabalarının ne maaştan ne de bağıştan haberi olmadı. Ta ki ölümünden sonra yayınlanan taziye mesajına kadar…