Topkapı Sarayı ve diğer önemli müzelerdeki tarihî eserler, kutsal emanetler, çeşitli kıymetli sanat eserleri, bir gecede sandıklara doldurulup, Haydarpaşa’dan kalkan asker korumasındaki gizli trenlerle Niğde’ye taşınmış ve Alman saldırılarına karşı korumaya alınmıştı.
1941 Nisan’ından itibaren Nazi Orduları, Yunanistan’ı işgale başlamıştı. Yılın sonunda da Almanya ile sınır komşu olmuştuk. Hitler’in Türkiye ile ilgili planları muamma idi. Ama aramız da pek kötü sayılmazdı. Türk Genel Kurmayı, her türlü ihtimale karşı planlamasını yapmıştı. Trakya bölgesinde, ‘Çakmak Hattı’ oluşturulmuş, ordumuzun önemli bölümü yerleştirilmişti. İstanbul’da da çok sıkı savunma tedbirleri alınmıştı. Hükûmet ve Türk Genel Kurmayı, şehrin bombalanabileceğini de ihtimal dahiline almıştı. Bu durumda, saraylar, tarihî eserler ve müzeler büyük zarar görebilirdi.
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, çok gizli ve tarihî bir planı yürürlüğe sokma kararı aldı. İstanbul’da bulunan saray eşyaları, padişah tahtları, hazinedeki mücevherler, kutsal emanetler - ki bunların arasında Hazret-i Muhammed’in sancağı, kılıcı, hırka-i saadeti vb. gibi şahsi eşyaları vardı! -, Hazret-i Osman’ın kanlı Kur’an-ı Kerim’i, müzelerde ne kadar tarihî ve sanat değeri yüksek eser varsa toplandı, itina ile sandıklandı. Sandıklar tam 48 vagona yerleştirilerek Niğde’ye yollandı. Topkapı Sarayı 2. Müdürü Lütfi Turanbek başkanlığındaki 30 görevli, ailelerini de yanlarına alıp Niğde’ye gitti. Değerli kargolar, şehirdeki Ak Medrese, Sarı Han ve 3 büyük camiye yerleştirildi. Camiler ibadete kapatıldı ve etrafında askerler sürekli nöbet tuttu.
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, 28 Ocak 1943’de Churchill ile görüşmek için Adana’ya gidiyordu. Tren, Niğde’de uzun mola verdi. İnönü, kutsal emanetlerin, tarihi objelerin konulduğu mekânları ve camileri teftiş etti; durumları hakkında bilgi aldı.
Tam 5 yıl sonra, 1947’de, savaş sona erince, kıymetli kargolar aynı yoldan güvenlik içinde İstanbul’a getirildi ve yerlerine yerleştirildi.
Ali Hikmet İnce yazdı.
Ali Hikmet İnce