1453’de, İstanbul, Osmanlı’ya geçince, ‘başkent’ ilan edildi. Fatih Sultan Mehmet, devlet yönetimini taşıdı. Rivayete göre Gülbahar Hatun, oğlu Şehzade Bâyezid ile Edirne’de kalmayı sürdürdü. Prens, 1456’da, - henüz 9 yaşındaydı! - Amasya Sancak Beyliği’ne getirildi. Oğlunu yine yalnız bırakmadı. Yanında gitmeyi tercih etti. 1481’de, Fatih Sultan Mehmet’in vefatının ardından, biricik evladı tahta çıkana kadar da, dizinin dibinden ayrılmadı. Hükümdarlığı ilan edilince, Dersaadet’in yolunu tuttu. Alışkanlığını sürdürdü, ‘ilk göz ağrısı’nın arkasında durdu. Bazen de açıktan fikir vermekten, bazı icraatları yönlendirmekten geri kalmadı. ‘Vâlide Sultan’ yetkilerini kullandı. ‘Yönetimde etkisinin görüldüğü,’ yazılacaktı. Zaman zaman mektuplar da kaleme aldı: Devletin önemli idarecileri hakkında fikirlerini açıkladı. Kimi tarihçilerin yorumları önemliydi: Gülbahar Sultan, ‘Vâlide Sultan’ unvanı/makamı var olmamasına karşın, yetkilerini kullana(bile)n ilk kişiydi.
Sultan Mehmed-i Sâni, ilk eşi, Gülbahar Hâtûn’a, Amasya’da bir köy bağışladı. Amasya ve Tokat’ta ‘yüksek akar’a sahip vakıflar kur(ul)masına izin verdi. Oğlu, Sultan 2. Bâyezit, Tokat’ta annesinin adını taşıyan okul inşa ettirdi. Meydan Mahallesi’ndeki ‘Hatûniye Camii’nin yaptırdı. Mabet, şehir halkı arasında, ‘Meydan Camii’, ‘Zincirli Camii’ gibi isimlerle de anıldı. İbadethanenin yanında, medrese ve ibaret de bulunurdu. Gülbahar Hâtûn’un adını taşıyan külliye 1484’de tamamlandı.
Valide Sultan, 1492’de, İstanbul’da vefat etti. Eşi, Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Fatih Camii’nin haziresinde, - oğlunun yaptırdığı! - kendi adını taşıyan türbeye defnedildi. Anıtmezarının kitabesinde - mealen! - : ‘Sultan Mehmed-i Sâni’nin dul eşi, Sultan Bâyezid-i Sâni’nin annesi!’ kaydı düşürüldü!
Gülbahar Hâtun, İstanbul’da türbesi yap(tır)ılan ilk valide sultan idi.
- Genç - 2.! - Osman’ın Annesi Hatice Mahfiruz Sultan da ‘Rum’ Asıllıydı… -
Mahfiruz Hatice Sultan, Sultan Birinci Ahmet’in ilk eşi, Sultan 2. - Genç! - Osman’ın ve Şehzade Mehmet’in annesiydi. Saraya cariye olarak alındı. Dönem tarihçilerinin kayıtlarında milliyeti ve ailesi hakkında hiçbir bilgi mevcut değildi. Kimi Batılı tarihçiler, kendisini ‘Yunan’ veya ‘Rum’ asıllı diye niteledi. Aynı kaynaklara göre asıl adı: ‘Basillie’ idi. - Son dönemde Çerkez olduğu da ileri sürüldü! - 1590 doğumluydu. Kasım 1604’de - 14 yaşındaydı! -, ilk oğlu Şehzade Osman’ı dünyaya getirdi. Bir yıl sonra, 1605’te de, küçük oğlu Şehzade Mehmet’i doğurdu. 2 doğumun ardından, ‘Baş Haseki’ unvanını aldı. İlk evladı Şehzade Osman’ın tahta çıkmasıyla ‘Valide Sultan’ diye anıldı.
Sultan Ahmed-i Evvel, 22 Kasım 1617’de, amansız hastalıktan vefat etti. Büyük oğlu Şehzade Osman çok küçüktü. Yerine I. Mustafa getirildi. Yeni hükümdar, tahta çıkmak istemedi. Hastalığını ve yetersizliğini ileri sürdü. Fakat idarecileri ikna edemedi. Kaderine boyun eğip görevi kabullenmek mecburiyetinde kaldı. Ama ‘iktidar gemisi’ni 96 gün yürütebildi. Sonunda da karaya oturttu. Devlet erkânının ortak kararıyla haledildi.
- Mahfiruz Hatice Sultan, Kocası Birinci Ahmet’in Türbesi’ne Defnedilmedi… -
Şehzade Osman, 26 Şubat 1618’de, henüz 14 yaşında iken, tahta çıktı. Annesi Mahfiruz Hatice Sultan, ‘Valide Sultan’ sıfatıyla yanı başındaydı. Sarayda ve yönetimde etkisi görülmeye başlandı. Kösem Sultan sürgüne, Eski Saray’a gönderildi. Devlet üzerindeki otoritesi kırılmaya çalışıldı.
Valide Mahfiruz Hatice Sultan, 1620’de, henüz 30 yaşındayken vefat etti. Kocası Sultan Birinci Ahmet’in türbesi yerine, Eyüp Sultan Türbesi Haziresi’ne defnedilmeyi tercih etti. ‘Mezar yerinin belirlenmesindeki tercihi, dindarlığıydı!’
******
Meraklısına Not: Konu hakkında daha geniş bilgi için aşağıdaki kitaplara bakılabilir…
Necdet Sakoğlu, ‘Bu Mülkün Kadın Sultanları’, Alfa/Tarih, İstanbul, Kasım 2015; M. Çağatay Uluçay, ‘Padişahların Kadınları ve Kızları’, Ötüken Neşriyat A.Ş., İstanbul, Nisan 2012; Nazım Tektaş, ‘Padişahların Bütün Kadınları / Harem’den Taşanlar’ Çatı Kitapları, İstanbul, 2011; M. Çağatay Uluçay, ‘Haremden Mektuplar’, Ötüken Neşriyat A.Ş., İstanbul, 2012.
21 August 2023 12:50
963 kez okundu
Ali Hikmet İnce
Benzer Yazılar
Diğer Türk Tarihi Yazıları