Hükûmet ve Türk Genel Kurmayı, İstanbul'un bombalanabileceğini de ihtimal dâhiline almıştı. Böyle bir durumda, saraylar, tarihî eserler ve müzeler büyük zarar görebilirdi.
1. Abdülhamit, 45 yıl ‘Kafes Köşkü’nde hapis tutuldu. Vücudu iflas etti, morali çöktü. Tahta çıkınca, saray hekimlerinin hazırladığı özel ilaçları/karışımları kullandı. Ardından cariyelerle sıkı şekilde teşriki mesaiye girdi. Ama ‘Ruhşah’ adlı ahunun reddiyesi karşında ne yapacağını şaşırdı. Merhamet dilenen mektuplar kaleme aldı, adeta yalvardı…
Osmanlı’nın 2 hükümdarı - Abdülmecit ve Abdülaziz! -, Ayas Paşa Mezarlığı’nın sonunu getirecek hamleler yaptı. Birisi mezarlık alanının bir bölümüne tiyatro, diğeri de Alman Büyükelçiliği binası yapımına ruhsat/izin verdi.
2. Katerina ya da Rus tarihçilerine göre Büyük Katerina; özel hayatıyla ve Rusya’da başardığı değişim ve dönüşümle hatırlandı. Rusya’yı ‘dünya devleti’ yaptı. Osmanlı’ya büyük zarar verdi ve ilk kez ‘hasta adam’ benzetmesini kullandı.
Seher Şeniz, parçalanmış aile kurbanıydı. Babasını hiç tanımadı; annesinin ve kardeşlerinin desteğini de - yeterince! - gör(e)medi. Sevgiyi, huzuru ve aile sıcaklığı başkalarında aradı. Hep aldatıldı; cinsel obje olarak değerlendirildi; sürekli hayal kırıklığı yaşadı. İfadesine göre; ‘kullanıldı!’
Lady Diana’nın eski İletişim Koçu Peter Settelen tarafından Kensington Sarayı’nda gizlice çekildiği ileri sürülen videolardan oluşan belgesel kafaları karıştırdı.