Hayri Caner, Yeşilçam’ın çok yönlü emekçisiydi. Yazdı, yönetti, rol aldı, kritize etti. Beyaz perdenin her veçhesini derinlemesine tanıdı. Babıâli’de de nefes aldı, ekmek parasını kazandı. Annesinin yardımı, manevi desteği ile hayata tutunmaya çalıştı. Sonrasında hep yokluk, çaresizlik, ümitsizlik ve yılgınlık içinde yaşadı.
70’li yılların sonunda Yeşilçam’ı ‘veba salgını’ gibi sarıp, gerçek sanatçıları tribünlere hapseden ‘erotik/porno film dalgası’nın yıldızlarından Tülin Tan, hayatının son günlerini Darülaceze’de geçiriyor.
Seher Şeniz, parçalanmış aile kurbanıydı. Babasını hiç tanımadı; annesinin ve kardeşlerinin desteğini de - yeterince! - gör(e)medi. Sevgiyi, huzuru ve aile sıcaklığı başkalarında aradı. Hep aldatıldı; cinsel obje olarak değerlendirildi; sürekli hayal kırıklığı yaşadı. İfadesine göre; ‘kullanıldı!’