Mesut Engin (58); kısa hayat yolculuğunda zirveyi de dibi de görüp, çaresizliği iliklerine kadar yaşadı. Aslen Aydın’ın Söke ilçesindendi. Orta halli her Türk genci gibi rüyalarının şehri İstanbul’a geldiğinde, kaderinin kaleminden çıkan hayat hikâyesinden habersizdi.
Engin; 1973 yılında Ses Dergisi’nin düzenlediği Sinema Kralı yarışmasında birinci seçildi. - Bir önceki yılın kralı ise Tarık Akan’dı. 1973’ün Kraliçesi ise Necla Nazır ... - Kral seçilmesi önündeki bütün engelleri kaldırdı; şöhret kapılarını sonuna kadar araladı. Kadir İnanır, Ayhan Işık, Hülya Koçyiğit, Neriman Köksal gibi Yeşilçam’ın ünlüleri ile aynı afişlere adı yazıldı. Çok sayıda filmde başrol oynadı; mankenlik ve fotomodellik de yaptı; ‘kamyon dolusu’ para kazandı. Hayat standardı yükseldi; otellerin kral daireleri yeni adresi oldu. Darphanesinin hep mesai yapacağını sanıp kazandığını harcamaktan çekinmedi.
Ve bir gün para akan musluklar aniden duruverdi. Dost sandıkları sırra kadem bastı; imzalı resim isteyen genç hayranlarınca tanınmadı. Film yapımcıları da kapısını çalmadı; bunalıma girince alkolle tanıştı; çok samimi oldu. Sonrası ise malum… Mesut Engin; Beyoğlu’nun arka sokaklarında yatmaya başladı; komşularının (!) getirdiği yemeklerle karnını doyurdu; ama para yardımlarını, ‘Dilenci değilim!’ diye hep reddetti. Daha sonraları mekânını değiştirip otobüs duraklarında yatıp kalkmaya alıştı. Ve bir gün, bir belediye yetkilisi, 1973 Sinema Kralı Mesut Engin’i tanıdı; önce Kartal Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı; arkasından da İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kayışdağı Darülaceze Müdürlüğü’nün huzurevine kabul edildi.
Ölünceye kadar orada kaldı; cenazesinde sadece ailesi yanındaydı… Arkasında onlarca film, yüzlerce gazete ve dergi haberi bıraktı; Yeşilçam’daki dostlarını ‘fotoğrafının son karesinde’ bulamadı.
Ali Hikmet İnce