Türkiye; onu, Ankara Radyosu’nun sabah kuşağındaki ‘Arkası Yarın’ skeçlerinin anonslarında tanıdı. Davudî, buyurgan, fevkalade tonlayıcı ve farklı ses tonuyla herkesin hafızasında yer etti.
Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nden mezundu; yıllarca Ankara Devlet Tiyatrosu’nda kadrolu sanatçı statüsünde çalıştı; pek çok role can verdi. Kişileri hemen etkileyen, karamsar, iç burkan oyunu ile televizyon dizileriyle/filmlerle kolayca tanındı.
İçkiye, gece hayatına tutkusu, hayatını karartmaya yetti. Alkolü fazla kaçırınca; kendini ve dengesini yitirirdi. Zaman zaman takma gözü de çıkardı. İçmeden dikiş tutturamazdı. Tam 4 defa Bakırköy Akıl Hastanesi’ne yatırıldı; ama tedavi(ler) kâr etmedi.
Son olarak İzmir’de kaldığı otel odasından çıkmış; - 1973 yılında; ‘Dinmeyen Sızı’ filmindeki rolü ile ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’ seçilmiş ve ‘Altın Portakal’ kazanmıştı! - ödülünü rehin bırakıp; parası ile ucuz şarap almıştı. Şarap; Önal’ı önce - sonuncu kez! - komaya sokmuş; sonra da hayattan koparmıştı.
Tam 8 defa alkol komasına girmiş; dokuzuncudan çıkamamıştı.
51 yaşındaydı; komadan kurtulsa, jübilesi yapılacaktı. Deniz kenarında küçük ev, bir de balıkçı motoru hayalini süslerdi. Dramatik rollerin adamı; oynadığı senaryolar gibi hayat koşusunu yokluk ve yalnızlık içinde tamamladı. Adı: Yıldırım Önal’dı…
Ali Hikmet İnce yazdı.
Ali Hikmet İnce