Cahit Irgat ile Cahide Sonku’nun yolları ömürlerinin son deminde bir kez daha kesişti. Ünlüydüler ama parasızdılar. Hayatlarının tek vazgeçilmezi içkiydi. Cahide ne bulursa içerdi; arkadaşları son olarak kolonya ile demlendiğine şahitti.
Cahit Irgat zengin bir babanın oğlu olmasına karşın hep parasız ve yalnızdı. Tiyatro ve edebiyat sevdasından dolayı ailesince dışlanmış, solcu diye konservatuvardan atılmıştı. ‘Saçlarında güneşin kızıl ışıklarını, yüzünde Afrodit’in güzelliğini gezdiren kadın … ‘ diye ünlenen Cahide Sonku’nun her daim yakınındaydı. Ama kavuşması son deminde mümkün olabilmişti. Her ikisi de parasızdı ve içmeden duramıyordu. Bazen parklarda ve sokaklarda kalabiliyorlardı. İkili bir araya gelince hayata tutunmaya çalıştı. Cahitler Tiyatrosu’nu kurdular ve turneye çıktılar. Sonuç tam bir fiyaskoydu. Borçları katlanınca, zorlukla gecekondunun bir odasına sığınabildiler. Cahit Irgat tanıdığı balıkçıdan ödünç balık alıyor, el arabasına doldurup Mecidiyeköy’deki pazarda satmaya çalışıyordu. Müşterileri ünlü aktörü görünce film çevirdiğini sanıyor, onunla resim çektiriyor ve imza alıyordu. Günün sonundaki nafakaları iki büyük şişe rakı veya şarap oluyordu, yanında en ucuzundan beş paket de sigara…
Cahitlerin beraberliği uzun sürmedi, başladığı gibi sessizce ‘the end’ dedi.
Ali Hikmet İnce