Müjdat Gezen anılarını yazdığı, ‘Galiba Ben Sanatçıyım’ adlı kitabında G.A. koduyla hayatına giren kadından söz ediyordu. Eser yayınlandığında; G.A.’nın kimliği konusunda tahminler arka arkaya geldi. Gezen’in kalbini çalan, ‘gizli aşkı’nın Ayşen Gruda olabileceği söylendi; ama kesin isim zikredil(e)medi. Oysa Gezen ismi bilerek yanlış kodlamış; sırrının hemen bilinmesini istememişti.
Müjdat Gezen ile Ayşen Gruda’nın tanışıklığı; 1963 yılına, Muammer Karaca Tiyatrosu’na kadar uzanıyordu. ‘Şeş Beş’ adlı oyunda ikisinin de rolü vardı. İkili, yıl boyunca aynı oyunda oynarken; birbirlerini beğendi; ama açılamadı. Sonra Gezen; askerlik görevi için İskenderun’a gitti. Acemi eğitimini tamamlayıp izne geldiğinde; - Saraçhane’de! - Gruda’yla karşılaştı. Birbirlerini gördüklerine memnundular; bir yerde oturup çay içtiler; aralarında flört başladı. İzin süresince görüştüler; kimseye haber vermeden nişan yüzüğü taktılar. Gezen iznini tamamlayınca; vatani görevine döndü. Kışladan bazen her gün, bezen gün aşırı özlem yüklü mektuplar kaleme aldı. Gruda’nın deyişiyle; ‘Kilolarca aşk mektubu yazdı’!
Gezen, ikinci defa izne geldiğinde; Gruda’yla şakalaştı. Bir film setinde Pervin Par’ın elbiselerini giyip taklitler yaptı. Gruda; Par’ın kıyafetlerinin giyilmesine çok içerledi ve sinirlendi. Hüngür hüngür ağlamaya başladı; Gezen’e soğuk davrandı. İkilinin arasına kara kedi girdi; mektuplarda filizlenen aşk soluverdi. Gruda’nın son mektubu ilişkilerini noktaladı: ‘Ben evleniyorum!’ Gezen öfkeden ne yapacağını bilemedi; parmağındaki alyansı tuvalete fırlattı.
Ali Hikmet İnce yazdı.
Ali Hikmet İnce