Leyla Sayar; Yıldız Dergisi’nin düzenlediği güzellik yarışmasında ikinci oldu; sanki Yeşilçam’a paraşütle indi. 17 yaşının güzelliği ile ilk filminde - Üç Garipler! - Hüseyin Peyda ile başrolü paylaştı. On yıla tam 170 film sığdırdı; ama filmlerinin ilk gösterim törenlerine hiç katılmadı. Aslına bakılırsa; - kendi ifadesiyle! - hiçbir filmini de seyretmedi.
Halası, çok zengin Amerikalı bir petrolcüyle evliydi; Sayar’a sürekli meslekî geleceği açısından yanına gelmesi gerektiğini öğütlerdi. Sayar; başına buyruk davranmayı severdi: Bir anda Yeşilçam’daki imrenilen hayatını bıraktı. Kendine göre bir anlayışla dine yöneldi. Cerrahî Tarikatı’nın müteveffa şeyhi Muzaffer Özak’dan dersler ve telkinler aldı. ‘Gençliğimde flörtümdü,’ dediği - eski Sağlık Bakanı ve DYP İstanbul Milletvekili! - Dr. Yıldırım Aktuna’nın yönlendirmesiyle parapsikoloji alanında tanınmış ünlü bilim adamı Prof. Dr. Recep Doksat’tan yardım gördü. Küçüklüğünde bale dersleri alan; beyaz perdedeki şöhreti elinin tersiyle iten ve dansözlük yaparak para kazanan Leyla Sayar; İslam dininin ‘sosyal adalet’ prensibini keşfetti.
İstanbul’daki dört apartman dairesini ‘fakirlere bağışladı’! Elinde kalan tek dairede - ömrünün sonuna kadar! - battaniye üzerinde yatıp kalktı. Misafir kabul etmedi ve - yine kendi ifadesine göre! - yazma/çizme işlerine ağırlık verdi; tam 16 kitap kaleme aldı.
Ali Hikmet İnce yazdı.
Ali Hikmet İnce