DYP (Doğru Yol Partisi) Genel Başkanı Süleyman Demirel; Koç Holding üst düzey yöneticisi Can Kıraç’ı telefonla aradı; partiye davet etti; Cumhurbaşkanlığı veya TBMM Başkanlığı için aday göstermeyi düşünüyordu. Tansu Çiller ve pek çok tanınmış ismi partiye üye yapmış; güçlü bir parti vitrini oluşturma gayreti içine girmişti.
‘Heyecandan neredeyse küçük dilimi yutacaktım! ‘Bu teklifin altında ne var acaba,’ diye düşünürken; Süleyman Demirel konuşmasını şöyle sürdürmüştü: ‘Meclis Başkanı olmak için milletvekili seçimini kazanmak gereklidir. Cumhurbaşkanlığı için Meclis dışından da seçilmek mümkündür! Kararı sana bırakıyorum ve iyi şanslar diliyorum!’ Artık benim seçim sonuçlarını beklemekten başka çarem kalmamıştı.’
Kıraç; Rahmi Koç’un bir yıl daha çalışma önerisini reddedip emekliliği istedi. Milletvekili seçimlerinde namzet gösterilmedi; ama Cumhurbaşkanlığı adaylığı için umutluydu. Seçim sonuçlarının hemen ardından Demirel’den gelecek telefonu beklemeye başladı. Günler hızla geçerken, DYP tek başına iktidara gelememiş; SHP (Sosyal Demokrat Halkçı Parti) ile koalisyona razı olmuştu. Kıraç; Demirel’i aramak zorunda kaldı. Başbakan mahcup bir eda ile şöyle konuşmuştu:
‘Biliyorsun biz tek başımıza iktidar olamadık. Dün dündür, bugün bugündür! Binaenaleyh, senin başkanlığın için bir süre daha beklememiz gerekecektir. Sabırlı olmanı diliyorum. (...) Durumu, Sayın İnönü’yle görüşürken bana şöyle bir açıklama yaptı: ‘Can Kıraç, hâlâ ülkemizin tarımla kalkınacağını savunuyor; biz ise, kalkınmanın sanayiyle gerçekleşeceğini iddia ediyoruz. Bu açık görüş ayrılığı varken; Sayın Kıraç’ın cumhurbaşkanlığını parti teşkilatıma kabul ettiremem!’.
Kıraç’ın politika umutları, SHP Genel Başkanı Erdal İnönü’nün vetosu ile sönmüştü.
Politikada sözler günlük verilir; manevralar günlük yapılırdı.
Bu anekdot; Can Kıraç’ın yeni yayınlanan anıları ‘Antika Adam’ adlı kitabında yer aldı.
Ali Hikmet İnce yazdı.
Ali Hikmet İnce