İlçe başkanlığına getirildiği ilk yılın Ramazan ayında farkını gösterecekti. Sokaklarda, alanlarda, çadırlarda kurulan iftar sofralarına karşıydı. Her türlü ibadet tevazu/‘ alçak gönüllülük’ gerektirirdi. Alâyişin, tekebbürün/‘gösterişin’ yeri yoktu! ‘İhtiyaç sahibi insanlar için sofra(lar) kurulacaksa, yolda/caddede toplanmak benim anlayışıma tersti’ diyecekti! ‘Muhtaç insan(lar)ın yemeğini evine götürelim, mütevazı mekânlarında paylaşalım!’
Ekrem İmamoğlu, her yıl, Ramazan ayının en az 25 gününü ihtiyaç sahipleriyle geçirdi. Toplum kesimlerini daha yakından tanıdı. Kendisini anlattı, prezante etti ve çoğunlukla da olumlu puan(lar) aldı!
- 30 Mart 2014 Mahalli Seçimleri’nde CHP’nin Oyunu Katladı… -
Dönemin CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı’nın desteğini sağladı. İl Başkan Vekili Canan Kaftancıoğlu’nun da teşviki ile Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’na aday gösterildi. - CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sargıgül de, ANAP eski Genel Başkanı Mesut Yılmaz ve Trabzonspor Başkanı Sadri Şener’in kendisini telefonla aradığını, İmamoğlu’na yardım etmesini istediklerini/ricacı olduklarını, açıklayacaktı! - 13 Temmuz 2013’te partideki görevinden istifa etti. 30 Mart 2014 Mahalli Seçimleri’nde beklediği başarıyı getirdi. AKP Adayı Yusuf Uzun yüzde 39 oy aldı. İmamoğlu, oyların yüzde 51’ini topladı ve seçimin kazananı oldu. ‘Partisinin reyini yüzde 50 oranında artırmayı başarmıştı!’
30 Mart 2014 Yerel Seçimleri’nde, Beylikdüzü’ndeki 551 sandıkta 4 bini aşkın partili görev aldı. CHP Beylikdüzü İlçe Başkanlığı’nda çok gelişmiş seçim takip merkezi kuruldu. Müşahitlerin getirdiği tutanaklar bilgisayarlara tek tek girildi. Gecenin geç saatlerinde İmamoğlu’nun zaferi belli oldu.
Başarısının ipuçlarını vermekten de çekinmeyecekti: ‘Ben mesleğimi - müteahhitlik! - iyi yapmış insanım! Eserlerim, referanslarımdı. Kötü ‘yüklenici’ olsaydım, seçilir miydim? Sadece ev(ler) değil, yaşam(lar) kuranım! Benden ne(ler) istenildiğini ilkokul çocuklarına bile sordum. ‘Evlâtların beklentileri ilk yol haritamı oluşturdu!’ Ağaçlar, oyun alanları, üzerinde yuvarlanıp oynayabilecekleri yeşil araziler/parklar bekleniyordu.’
İmamoğlu, ilk seçiminde, ‘Öykü Ajans’ ile çalıştı. Kurumun Başkanı Necati Özkan, tanınmış danışmandı. Siyasi partilere kampanya yönetimi ve iletişim müşavirliği hizmeti veriyordu. İlçe seçmeni için iddialı 2 mesaj/slogan belirlendi: ‘İmamoğlu Varsa Çözüm Var!’, ‘İmamoğlu Çalışacak, Beylikdüzü Değerine Kavuşacak!’
İmamoğlu bir röportajında, ‘Kalecilikte şunu öğrendim: Arkada tek başına olduğunuz anda, tüm sürece müdahale edebilirsiniz. Çünkü her şeyi en iyi siz görüyorsunuz,’ diyecekti.
Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’ndeki makam odasına İranlı bir ressamın fırçasından çıkmış Atatürk portresini astırdı. Mustafa Kemal Paşa’nın bakışları ‘kızgın’dı! İmamoğlu, eseri çok beğenmişti. ‘Atatürk, bize ve herkese öfkeli,’ diyecekti. ‘Onun düşüncelerine ve ilkelerine yeterince uyamadık. ‘Büyük Kurtarıcımızı seviyoruz’, demekle iş bitmiyor…’
- Beylikdüzü’ndeki ‘Kıbrıs Anıtı’nın İç Yüzü… -
İmamoğlu, Beylikdüzü’ne ‘Kıbrıs Anıtı’ yaptırdı. Muhalefet, esere sert eleştiri getirdi: ‘Makarios Abidesi’ (!) şeklinde değerlendirmeler de bile bulunuldu! Ekrem İmamoğlu, suçlamaları cevapladı. ‘Görmek istedikleri yeri görüyorlar,’ diye karşılık verdi. Sonra da eserin ortaya çıkış düşüncesini anlattı: ‘Kıbrıs’ta 2 yıl yaşamıştı. Rahmetli Rauf Denktaş ile tanışmış, görüşmüştü. Kıbrıs’ın Efsanevi Lideri’ne karşı sonsuz saygısı ve sevgisi vardı. Denktaş, İstanbul’da, hem de Beylikdüzü’nde, Yaşam Vadisi’nin yakınındaki sitede ev sahibiydi. Sevgili eşi Aydın Hanım, Türkiye’ye her gelişinde kendi konutunda kalırdı. ‘Rauf Denktaş Anıtı’ yapılması kararı alındı. Sanatçı(lar), abide için çeşitli eskizler hazırladı. Kıbrıs’ta faaliyet gösteren Rauf Denktaş Vakfı’nın ve Denktaş Ailesi’nin bütün fertlerinin fikirlerine müracaat edildi. Benim dahlim/‘müdahalem’ olmadı! Aileye 3 farklı tasarım gönderildi. Çizimlerden birisi beğenildi. Projede, ‘Kıbrıs mücadelesi’ anlatılıyordu. Ecevit’in, Erbakan’ın ve Rauf Denktaş’ın heykel(ler)i vardı. Türk Askerleri bulunuyordu. Diğer tarafta da, 1960 Anlaşması resmediliyordu. Türk Cemaati Başkanı Doktor Fazıl Küçük sözleşmeyi kararlılıkla imzalıyordu. Makarios tedirgindi. Anıt 70 - 80 metre uzunluğundaydı. Makarios’un görseli ise ancak 50 santim kadardı!’
‘Özetle anıt, Kıbrıs’ta kazanılan zaferin safhalarını anlatıyordu. Makarios’u övmüyordu, öne çıkarmıyordu!’
İmamoğlu, Beylikdüzü’nde vatandaşın sempatisini kazandı. CHP’nin İstanbul ve Genel Merkez yöneticilerinin dikkatini daha çok çekti. Halkla kaynaşması, sorun çözmedeki hızı ve hizmet aşkının politikanın önüne geçmesi popülerliğini artırdı.
- İmamoğlu’nun İBB Adaylığı… -
27 Ağustos 2018’de, İmamoğlu ve ailesi, Bodrum Gümüşlük’e tatile gitti. Koyunbaba yöresinde yeni bitmiş/satın alınmış yazlıkta dinlenecek ve stres atacaklardı. Aynı sitede, 2 sokak önlerinde, CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu ve eşine ait sayfiye mevcuttu. Aynı süreçte Kaftancıoğlu Ailesi de tatildeydi. Ekrem İmamoğlu, İl Başkanı’nın hem komşusu olduğunu, hem de tatil yaptığını öğrendi. Fırsatı değerlendirmeyi düşündü. Bayan Kaftancıoğlu’nu telefonla aradı. Ziyaretlerine gelme arzusunu iletti. Kahve içmeye davet edildi. 2 aile, ilk buluşmada 40 yıllık dost samimiyeti içinde sohbet etti. Ayrılırken Canan Hanım, eşi Ali Naki Bey’in kulağına fısıldadı: ‘Ekrem Bey, 2019’daki seçimlerde CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olacak!’
Canan Kaftancıoğlu, yaklaşan Yerel Seçimler’de başarı - İstanbul’u! - kazanma düşüncesindeydi. Eylül 2018’de, CHP Genel Merkezi’ne danışmadan, kendi yetkisini kullandı: 6 kişiden oluşan araştırma ekibi kur(dur)du. Takım, İstanbul’un 39 ilçesinde kamuoyu araştırmaları yapacak, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde olumlu sonuç alacak adayı belirlemeye çalışacaktı. Saptanan şablona uygun namzet(ler) iletilecekti. Rivayete/basında yer alan haberlere göre Beylikdüzü, Kadıköy, Şişli, Beşiktaş vb. bazı ilçelerin ‘şehremaneti’ başkanları listeye girmeyi başardı. Yine kulislere sızan başka bilgiye inanılırsa, Kaftancıoğlu’na ulaştırılan tek isim: Ekrem İmamoğlu’ydu!
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, her hafta Ankara’da, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya gelir, görüş alış verişinde bulunurdu. Ekim başındaki mutat toplantıda araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Ekrem İmamoğlu’nun yanında 2 belediye başkanının adını önerdi. ‘Sonuçta, İmamoğlu ismi üzerinde mutabık kalındı!’
İmamoğlu, İBB Başkanlığı için kampanya başlattığında, şehrin yüzde 10’u tarafından tanınıyordu. Süreci çok başarılı değerlendirdi. Olağanüstü sabırlı, yorulmayan, herkese selam veren, tokalaşan ve güler yüzlü portre çizdi: ‘Zaman geçtikçe insan tecrübe kazanıyor. 16 milyon kişinin yaşadığı şehri yönetecekseniz, sabır göstermek zorundasınız. Sizi hırpalamak isteyecek sözler ve davranışlar olacak. Umursamayacaksınız!’ şeklinde konuşacaktı.
İstanbul’da toplamda 31.186 sandık vardı. Her birinin ıslak imzalı oy döküm listeleri temin edildi. Gece yarısını biraz geçe sonuç belliydi: İmamoğlu, İBB Başkanı’ydı! Ekrem İmamoğlu, 2019 Yerel Seçimleri’ni 2 kez üst üste kazandı. CHP, 1977’de, İstanbul Belediye Başkanlığı’na ulaşmayı başaran Aytekin Kotil’den sonra tam 42 yıl sonra benzer muvaffakiyeti tekrarladı. Şehir, - 1995’den itibaren! - 25 sene boyunca ‘Millî Görüş Geleneği’nden neşet eden/‘doğan’ kadrolarca yönetildi! Önce Refah, sonra Fazilet en sonunda da AKP, kentin idaresinde etkin oldu! ‘Tekrarlanan seçimin sonucu iktidar partisi için tam bir hüsrandı/yıkımdı!’ 31 Mart 2019’deki intihapta İmamoğlu yüzde 48 oy aldı. 23 Haziran 2019’da yinelenende ise rey oranını yüzde 54’e yükseltti. ‘Adaylar arasındaki fark ilkinde 13 bin iken, ikincisinde 800 bin civarındaydı!’
Necati Özkan, 2019 Yerel Seçimleri’nde de İmamoğlu’nun yanındaydı: ‘Kampanya Direktörü’ydü! Başarının 3 altın anahtarını açıklayacaktı: ‘Hazır olmak!’, ‘Ekibi Motive Edebilmek!’ ve ‘Seçmenin Kalbine Ulaşmayı Bilmek!’
Özkan, İmamoğlu’nun İstanbul zaferini, ‘Kahramanın Yolculuğu/Yeni Nesil Siyasetin Zaferi’ - Mediacat’ten çıktı! - adıyla kitaplaştırdı. ‘Siyasette başarı uzun vadeli ve sistemli çalışmaların karşılığıydı!’ ‘Geleneksel siyasetten dışlananlara da kucak açmaktı!’ ‘Kimseyi ‘öteki’ diye görmeme ve göstermemeydi!’ ‘En etkili particilik: Particilik yapmamaktı!’ Gibi - muvaffakiyet getiren! - farklı önerilerini sıraladı.İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanınca, Türkiye’nin gündemine oturdu. Herkes tarafından tanındı. Her hareketi dikkatle incelenir, her sözü haber yapılır oluverdi! ‘Çiçeği burnunda’ Belediye Başkanı adeta ‘gözlem altın’daydı! 30 Mart 2019’daki yerel seçimleri iptal eden dönemin YSK - Yüksek Seçim Kurulu! - üyelerine ‘Ahmak’ (!) diye hakaret ettiği ileri sürüldü. Soruşturma açıldı, yargılandı. İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nce 2 yıl 7 ay 15 gün hapse mahkûm edildi.
İmamoğlu başka soruşturmalara da uğradı. Kendisine ‘siyaset yasağı’ getirilmesi istendi.
- İmamoğlu’nun Özel Hayatı… -
Ekrem İmamoğlu, 1993’de, hayat arkadaşı Dilek (Kaya) Hanım’ı - tesadüfen! - katıldığı düğünde gördü/tanıdı. Dilek Hanım’ın ablası evleniyordu. Ekrem Bey, müstakbel eşinin ağabeyinin yakın arkadaşıydı. Cemiyete davet edilmişti! Her iki aile de Trabzon kökenliydi.
Ekrem İmamoğlu, Dilek Hanım’ı ilk görüşte beğendi. - Aile, tekstil sektöründe faaliyet gösterirdi! - Çeşitli bahanelerle işyerine uğradı ve ziyarette bulundu. Hayata dair sohbet ettiler, kitaplardan ve filmlerden konuştular. Zamanla arkadaşlıkları ilerledi. Birbirlerini daha yakından tanıma fırsat(lar)ı yakaladılar. Dilek Hanım, tanışma sonrasını, ‘Hayalim okumaktı. Ekrem, evliliği kafasına koymuş… Akrabalarım, ‘Sakın Dilek’e yaklaşma! Yaşı çok genç… Üniversite okuyacak,’ demişler. Ailelerimiz sıcak bakmasa da, Ekrem mücadeleci tarafını gösterdi. ‘Hem oku, hem evlenelim,’ dedi. İlk anda düşünmedim ama daha sonra ikna oldum,’ şeklinde konuşacaktı.
Bayan İmamoğlu nişanlıyken üniversiteye kaydoldu. Eşi de verdiği sözü tuttu, eğitim sürecini destekledi.
İmamoğlu çifti, düğün şarkısı olarak Tarkan’ın ‘Asla Vazgeçmem!’ parçasını seçti. Dilek Hanım’ın katiyen değiştirmeyeceği bazı görüşleri vardı: ‘Ülkesine ve Atatürk değerlerine bağlıydı. Tam bir Cumhuriyet kadınıydı!’
Dilek Hanım, evliliklerinin ilk yıllarını anlatırken son derece açık kalpliydi: ‘1994’de evlendiğimizde, ben 21, Ekrem Bey 24 yaşındaydı. Ergenliğimizi bile beraber geçirdik. Çocukluğum biraz asi geçmişti, fevri yönlerim vardı. Ekrem Bey’in engin sabrı ve sevgisi beni olgunlaştırdı!’
Dilek Hanım bir röportajında açıkladığı gibi, ‘Mutlu ve kalabalık bir aileye sahipti.’ 7 kız, 3 erkek, toplam 10 kardeştiler. Ailenin en küçük ferdiydi. ‘Birbirinden farklı karakterli ve zengin hayalli on kardeşin en ufağıydım! Onlar birlikte büyümek ve yaşamı paylaşmak, hayatımın en güzel süreciydi,’ şeklinde konuşacaktı.
1997’de ‘Mehmet Selim’, 2005’de ‘Semih’ isimlerini verdikleri oğulları dünyaya geldi. Dilek İmamoğlu, 2 erkek evlâttan sonra başka çocuk düşünmediklerini açıklayacaktı. ‘Annem, ‘Bir kızın olsun,’ derdi bana…’ Üçüncü çocuğa böyle karar verdik. Ve Allah, bir de kız nasip etti! Doktorumuz, Ekrem Bey’e demiş ki: ‘Bu kızı göğsünüzde büyüteceksiniz… Annesinden sevgiyi, sizden özgüveni alacak!’ Ekrem Bey’in gözleri doldu. Beren, hem beni, hem babasını tamamladı. Evimizin enerji kaynağı oldu!’
- Dilek İmamoğlu: ‘Eşinin Arkasında Duran Zarif Kadın’… -
Dilek İmamoğlu, 18 Kasım 1974’de Trabzon’da doğdu. İlkokulu aynı şehirde okudu. Ortaokulu İstanbul’da bitirdi. Evlendikten sonra yüksek eğitimini tamamladı. Anadolu Üniversitesi’nin Kamu Yönetimi’nden mezun oldu. Kadir Has Üniversitesi’nde ‘Cam Tavan Sendromu’ - Kadınların iş yaşamında karşılaştıkları görünmeyen engelleri konu alan! - başlıklı MBA’sını - Master Business Administration/‘İşletme Yüksek Lisansı’! - ikmal etti.
Ardından Yönetim ve Organizasyon alanında ‘Liderlik Türleri’ konulu doktora çalışmasını sonuçlandırdı. ‘‘Y Kuşağı’nın liderlik beklentilerini, demokratik ve otokratik önderlik tarzlarının bütünleşik kalkınmaya etkilerini inceledim,’ diyecekti.
Arel Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisiydi: ‘Sosyal Sorumluluk’ dersleri veriyordu. ‘Hayatın her alanında gelişime inanırım,’ diyordu. ‘Düzenli spor yapıyor, çocuklarının eğitimine titizlikle eğiliyordu.’
‘Doktora tezim sırasında, çok seveceğim bir kavram öğrendim,’ diyecekti. ‘Arka Plan Liderliği!’ ‘Siz birisine dokunuyorsunuz, o da binlerce insana dokunuyor. İşte önemli olan bu etki!’ Sonra da bir özdeyişi hatırlattı: ‘Her kudretli erkeğin arkasında güçlü/etkili kadın vardır!’
Bayan İmamoğlu kendisinin ve eşinin karakteri hakkında da ipuçları verecekti: ‘Akrep Burcu kadınıydı. İğneyi hep kendisine batırırdı. Rutini sevmez, sıkıcı bulurdu. Zor beğenirdi. İnatçıydı. Sevdikleri için fedakârlık yapmaktan çekinmezdi. Olaylara geniş açıdan bakmayı, düşünmeyi ve analiz etmeyi benimserdi. Kendisini amansızca eleştirirdi!’
Eşinin değerlendirmesine göre Ekrem İmamoğlu, ‘Demokratik liderlik anlayışı’nın bütün özelliklerini taşırdı. Entelektüeldi, karizmatikti ve ekip çalışmasına yatkındı. Herkesin fikrine saygı duyan, sentez yapabilendi. Çok yoğun çalıştığından, ailecek bir tatili planlamak neredeyse imkânsızdı. Pek sabırlı ve özveriliydi.’
‘Ekrem Bey, çok çalışkan ve sorumluluk sahibiydi! Üzerinde çalıştığı her işe çok önem verirdi. Fazla zaman ayırırdı. Her aşamada mesuliyet alırdı! Başarısının temelinde de kararlığı ve gayretliliği yatardı!’
‘Dilek İmamoğlu nasıl bir başkan eşiydi?’
‘Arka planda kalamazdı! Zaten yapısı da uymazdı… Eşinin Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde çok kıymetli katkılarda bulundu. İBB Başkanlığı’na seçildikten sonra çabalarını daha da artırdı. İstanbul, 24 saat yaşayan şehirdi. Kadınlar, çocuklar, engelli insanlar rahat ve güvenli hayat sürmeliydi. Anılan kesimlerin, belediye hizmetlerinden eşit ve kesintisiz hizmet alabilmelerini sağlamak amacıyla ‘Yaşamda Eşitlik Şartı Sözleşmesi’ imzalandı.
‘Kadınları üretimin, yaşamın her alanına almak/katmak gerekir,’ diyecekti. ‘Kadın mutluysa, toplum da mesuttur. Halkın hoşnut olmasını istiyorsanız, kadın(lar)ın sorunlarını çözeceksiniz! Toplumu yok etmeyi arzuluyorsanız, kadınları geri plana atacaksınız, eğitimi bitireceksiniz!’
Bayan İmamoğlu, İstanbul Vakfı ile ‘Büyüt Hayallerini!’ adlı proje başlattı. Tasarı kapsamında, kız çocuklarının desteklenmesine yönelik ‘İlham Veren Adımlar’ kitabı yayınlandı. Eserde, ülkemizde yetişmiş, her birisi kendi alanında ünlü 40 kadının başarı öyküleri anlatıldı. Kaleme alanlar da, çizerler de toplumun yakından tanıdığı isimlerdi. Baskı âdeti 100 binleri aştı. İngilizce çevirisi neşredildi. Portekizce, Arapça ve Farsça tercümeleri de hazırlandı.
******
Meraklısına Not(lar): Konu hakkında daha geniş bilgi edinmek için önerilen kitaplara bakılabilir. Necati Özkan, Kahramanın Yolculuğu, MediaCat, İstanbul, Ekim 2019; Ş. Mine Kılıç, Ekrem İmamoğlu Büyük Sevgili Başkanım Sıradışı Bir Başarı ve Liderlik Öyküsü, Hümanist, İstanbul, Nisan 2016...
Ali Hikmet İnce