Prens Charles ile Camilla arasındaki aşk öyküsü televizyon dizi(si) senaryosuna benzerdi. Taraflar, bir dargın bir barışık, bazen hoşnut bazen üzgün yarım asrı aşan ‘parçalı bulutlu’ birliktelik yaşadı. İkili - başka kişilerle evliyken dahi! - birbirlerinden vazgeçemedi. Sonunda mutlu sona ulaştılar ama hayli geç olmuştu!
25. Osmanlı hükümdarı Sultan Osmân-ı Salis - 3. Osman! -, neredeyse ömrünün tamamına yakınında hapisteydi. Rutubetli, karanlık, az sayıda insanın gir(ebil)diği ‘kafes’de yarım asırdan fazla tutuklu kaldı. Güneşe, suya, doğaya hasretti. Memleket ve dünya siyasetinden uzaktı. İstanbul’un günlük hayatından bîhaberdi. ‘Ama kaderinde cihan devletinin tahtına oturmak da vardı!’
İngiltere tahtında oturan, İngilizce bilmeyen, çevresi ve devlet yöneticileriyle Fransızca konuşa(bile)n I. George’un döneminde inanılması zor/garip olaylar, skandallar yaşandı. 50 kadar tavşan doğurduğunu iddia eden Mary Tofts adlı kadın da sahtekârlar arasındaydı.
Tarihimize ‘Kazıklı Voyvoda’ diye kaydı düşülen Prens Vlad, döneminin en kanlı, en gaddar, en cüretkâr, en korkusuz askeri yöneticilerindendi. Azılı Türk düşmanıydı. Ana dili gibi Türkçe konuşurdu. Arapçası mükemmele yakındı. Enderun’da - sonradan ‘Sultan 2. Mehmet’ diye anılacak! - Şehzade Fatih’in sınıf arkadaşıydı.
CIA (Merkezi Haberalma Teşkilâtı) resmi belgelerine göre çöpçatanlık yaptı: Ürdün Kralı Hüseyin ile Yahudi asıllı Hollywood yıldızı Susan Cabot ilişkisine aracılık etti.
Kont Ciano’nun günlüklerinin yayınlanmasına İtalya’da izin verilmemiş, eşi Edda Mussolini Ciano tarafından Amerikalılara iletilmesiyle kitap okuyucuyla buluşabilmişti.
Türk sinemasının ‘Çirkin Kralı’ Yılmaz Güney’in hayat hikâyesinin zenginliği/farklılığı bir dizi film yapmaya bile imkân veriyordu. Güney; inişli çıkışlı dünya serüveninde toplum sınırlarını zorladı; muhalifliğinin karşılığını da gördü. Sinema anlayışı/çizgisiyle, yaşam tarzıyla ekol yarattı.