Ellen Rometsch, Washington D.C.’deki Quorum Club’ın en güzel garson kızıydı. Her gün yeni, değişik ve seksi bir kıyafet giyiyor, kulübün seçkin üyelerine hizmet sunuyordu. Rometsch; Batı Almanya Federal Cumhuriyeti vatandaşıydı; kocası da aynı ülkenin Washington’daki büyük elçiliğinde askerî personeldi. Quorum Club’ın üyeleri, seçkin bürokratlar, senatörler, yüksek yargı organı mensuplarıydı. John F. Kennedy ve kardeşi, Robert Kennedy de, seçkin kuruluşun üyeleri arasındaydı. Kulübün sahibi, Bobby Baker’dı. Baker, ABD Başkan Yardımcısı Lyndon Johnson’a çok yakındı; resmî görevi de: Senato’da çoğunluk liderinin sekreterliğiydi. Baker, Rometsch’i başkana, Kennedy’e tanıştıran isimdi.
FBI, Rometsch’i Adım Adım İzliyor
Ellen Rometsch, çok güzeldi, dönemin gözde yıldızı Elizabeth Taylor’a çok benziyordu. Bu durum da hayranlarının sayısını ve hizmetinin ücretini artırıyordu. Rometsch, mesai sonrası ek hizmet de veriyor: Telekızlık yapıyordu! FBI, Rometsch’i adım adım izliyordu. Dosyasındaki bilgilere göre, Doğu Almanya’da doğmuştu; STASİ ve KGB’nin eğitiminden geçirilmişti. İkinci evliliğinden sonra ABD’ye gelmişti. Cazibesini, güzelliğini, öteki özelliklerini fütursuzca sergiliyor ve ‘açılmaz’ kapıları aralıyordu. Müşterileri arasında sıra dışı ve önemli bürokratlar, politikacılar vardı. Tanındıkça, en üst düzey müşterilere hizmet sunan kadın, FBI’nin dosyasına göre, ülkenin bazı kilit bilgilerine ulaşabilirdi ve yakından izlenmeliydi. FBI Başkanı J. Edgar Hoover, Rometsch’i izleyecek ekibe en iyi memurlarını vermişti. Güzel kadının, KGB adına çalışıyor olabilmesi çok kuvvetli ihtimaldi.
Başkanın Gazetelere Düşen Kaçamakları
1963 yılının yaz aylarında, Senato Araştırma Komisyonu, Ellen Rometsch’in de adının geçtiği ve ABD Başkanı John F. Kennedy’e belki de koltuğunu kaybettirebilecek bir soruşturma başlattı. Ülkenin etkili gazetelerinden Des Moines Register’de yazan Clark Mollenhoff’da başkanın kaçamaklarını kaleme aldı. Aslına bakılırsa, FBI Başkanı J. Edgar Hoover, haberi Mollenhoff’a fısıldamıştı. Hoover, bağlı olduğu Adalet Bakanı Edward Kennedy’den memnun değildi. Görevden alınması gündemdeydi ve rahatsızlığı da bu sebeptendi. Başkanı sıkıştırarak, kendisinden yardım istemesini ve yerini sağlamlaştırmayı planlamıştı. Öngörüsü de tıkır tıkır işlemişti.
FBI Başkanı Hoover’in Kabul Edilen İstekleri
İddiaya göre, Kennedy, seks skandallarından ötürü şantaja çok açık vaziyetteydi. Hayatından o kadar çok kadın geçmişti ki! Başkan yardımcılığına getirilen Lyndon Johnson, kirli çamaşırlarını ortaya serebileceğini tehdidiyle makamı kapmıştı. Başkan ve kardeşi, Hoover’in kapısını çalmakta gecikmedi. Deneyimli FBI Başkanı, ikiliyi dikkatle dinledi, notlar aldı ve iki şartı yerine getirilirse, sorunu çözebileceğini söyledi. İlk şartı, Adalet Bakanı Edward Kennedy görevden alınmasını istemeyecekti. İkinci şartı da: Martin Luther King’i teknik takibe alan FBI rahat bırakılacaktı.
‘Washington’da Kimse Güvende Olmayacak’
FBI Başkanı Hoover, istekleri kabul görünce, Senato’daki iki partinin liderini toplantıya çağırdı. Demokrat senatör Mike Mansfield ve Cumhuriyetçi senatör Everett Dirksen ile Mansfield’in evinde 3’lü bir toplantı yaptı. Senato’nun Başkan Kennedy’nin seks hayatı hakkında soruşturma kararı alması halinde, ‘Washington’da kimsenin güvende olmayacağını,’ söyledi. Örtülü tehdidi etkili oldu: Senato Araştırma Komisyonu, Ellen Rometsch skandalı konusunda soruşturmaya gerek olmadığını açıkladı.
Birkaç gün sonra, Kennedy, Gazeteci Ben Bradlee ile konuşurken, ‘Hoover’ın senatörler hakkında sahip olduğu kirli bilginin büyüklüğünü bilsen şaşkına dönerdin,’ demişti.
Ellen Rometsch, sessiz sedasız Washington'dan ayrıldı; eşi ile ülkesine döndü. İddiaya göre, Kennedy pahalı bir hediye vermişti. Başkan, ilişkiye girdiği hanımlara para konusunda cömertti. İddiaya göre, konuşmaması için Marilyn Monroe’ya tam 600 bin dolar ödemişti.
FBI’nin Ellen Rometsch hakkında tuttuğu dosya tam 478 sayfaydı. Seçkinlere çalıştığı, telekızlık yaptığı, KGB’ye bilgi verdiği iddia edilen Rometsch, hayatının kalan bölümünde hiç konuşmadı ve röportaj önerilerini hep reddetti.
Ali Hikmet İnce yazdı.
Ali Hikmet İnce