Demokrat Parti’nin başkan adayı Joe Biden, yarışı kazanırsa ‘ABD tarihinin en yaşlı başkanı’ unvanını alacak. Biden, 1973’de senatör seçildi. 47 yıldır aktif siyasetin içindeydi. Hakkında yayınlanan broşüre göre de, ilk kez başkanlık kampanyasını 1987’de düzenledi.
Muhaliflerinin değerlendirmelerine bakılırsa, ‘yaşı hayli geçmiş, utandıran gaflar yapmaya da meyyal bir figür’dü. En çok eleştirilen tavrı da: ‘Kadınların saçlarını koklama eğilimini saklayamaması’ydı.
Biden, yapısı gereği ihtiyatlı, mesafeli ve soğuk sayılmayacak ilişki adamıydı. Özellikle sıradan insanlarla çabuk diyalog kuran ve geliştiren yapıdaydı. Tatlı dili ve güler yüzüyle halka kolayca ulaşabil(ir)di. Washington’da yarım asra yakın sürede edindiği deneyim en büyük sermayesi sayılırdı. Yaşadığı ürkünç trajedilerden ders almayı ve ustalıkla çıkmayı becerebilmişti. Profesör Joel Goldstein’e göre, ‘Biden esnek fakat fazla dayanıklı karakter yapısına sahip’ti!
- Zengin Ailenin Şanslı Çocuğu… -
Biden, kilisenin kamu düzeninde yeri olmadığını savuna geldi. Eşcinsel evliliklerini destekledi. Kürtaj kararını kadınlara bıraktı. Hanımların vücutlarıyla ilgili kararları kendilerinin vermesi gerektiğini ileri sürdü. Karşı cinsle yakın mesafeden fiziksel temas kurmayı, dokunmayı ve sarılmayı ‘insani ilişki kurmanın çabası’ şeklinde değerlendi.
Tam adı: Joseph Robinette Biden, Jr.’dı. 20 Kasım 1942’de - Cuma günü! - Pensilvanya’da doğdu. Kartvizitinde, ‘siyaset bilimci, avukat, bürokrat ve politikacı’ yazılıydı.
Babası Joseph Robinette Biden Sr, annesi ise Catherine Eugenia Finnegan'dı. 4 çocuklu zengin ailede mutlu, sıkıntılardan uzak hayat sürdü. Valerie, James Brian, Francis W. isimli 3 kardeşe sahipti. Ailesi, 1953’de Claymont’a taşındı. Eğitimini liseye kadar burada yaptı. 1965’de Delawere Üniversitesi’nden Siyaset Bilimi diploması aldı. Syracuse Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Avukatlık stajını tamamladı ve ruhsatına kavuştu. Çalışma hayatına Wilmington Hukuk Bürosu’nda adım attı.
- 2 Kez Evlendi, İlk Eşini Trafik Kazasında Kaybetti… -
27 Ağustos 1966’da - henüz 24 yaşındayken! - eğitimci Neilla Hunter ile hayatını birleştirdi. Evliliğinden Beau ve Hunter adlı 2 oğlu ve Naomi ismini verdiği kızı dünyaya geldi. Eşini 1972’de korkunç trafik kazasında kaybetti. Olayda yaşını tamamlamamış biricik kızı Naomi de can verdi. 2 oğlu, Beau ile Hunter çeşitli yerlerinden yaralandı. 1973’de senatör seçildiğini öğrendiğinde, hastanede oğlunun başucundaydı. Yeminini de hastane koğuşunda yapmak zorunda kaldı. ‘Dramın içine müjdeyi katık etmeye çalıştı!’
1977’de 2. kez evlendi. Yeni eşi, öğretmen Jill Jacobs’du. 4. kez babalığı tattıysa da, mutluluğu yine kısa sürdü. Ashley B. adını verdiği 2. kızı da ölümcül hastalıktan - beyin kanseri! - hayatını yitirdi.
Büyük oğlu Beau da şanssızdı. Babası gibi hukuk tahsil etti. Irak’ta askerlik görevini tamamladı. Dönüşünde Delaware Savcılığı’na atandı. 2015’de, 46 yaşındayken, beynindeki tehlikeli tümör yüzünden vefat etti. ‘Joe Biden, 8 Kasım 2016’da yapılan başkanlık seçimine oğlunun yasını tuttuğu için katıl(a)madı.’
Hayatta kalan ve üzerine titrediği biricik evladı Hunter Biden’dan yana şanslı sayılmazdı. Küçük Hunter, hızlı, müsrif, marjinal ve zengin yaşamı seçti. Baba mesleğini tercih etti. Hukukçuydu ve bir yandan da lobi faaliyetlerini sürdürdü.
- Hunter Biden ‘Kokain Kullandığından Ordudan Atılmış’… -
Özel hayatında pek mutlu sayılmazdı. Eşi Kathleen Biden’in boşanma evrakına bakılırsa, ‘şahsi yaşamı kontrolden çıkmış’tı. ‘Alkol ve uyuşturucu kullanıyordu. Striptiz kulüplerine gidiyordu.’ Diğer ciddi iddiaya göre, ‘Kokain testi pozitif çıktığından ABD Donanması’ndan atılmış’tı.
Hunter Biden, yolsuzluk suçlamalarına muhatap olmuş, Pekin tarafından soruşturulmuştu. Enerji sektöründe isim yapmış Çin vatandaşı iş adamının kendisine elmas hediye ettiği iddia olunmuştu. Hunter Biden, New Yorker dergisine verdiği bir söyleşide armağanı doğruladı.
İddialara göre, ballı işlerinin bir ayağı da Ukrayna’daydı. ‘ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna Devlet Başkanı’na, oğul Hunter hakkındaki yolsuzluk iddialarını inceletmesini bizzat istediği’ ileri sürülecekti.
New York Post’un ele geçirip yayınladığı, Hunter Biden’a ait olduğunu iddia ettiği e-mailler ‘baş ağrıtıcı’ydı. ‘Joe Biden’ın başkan yardımcılığı yaptığı dönemde, Hunter Biden, Ukraynalı enerji şirketi Burisma’nın yönetimine girmişti. Yönetim kurulu üyesi sıfatıyla aylık 50 bin dolar maaşa bağlanmıştı.’
- Hunter’ın Bilgisayar Kayıtları FBI’ya Teslim Edilmiş… -
Gazete, elektronik postaları, Nisan 2019’da Delaware’deki bir bilgisayar tamircisinden almıştı. Hunter Biden’a ait bilgisayar onarılması için bırakılmıştı. Bilgisayarcı, bilgileri kopyalamıştı. Bir örneğini, Donald Trump’ın avukatı Rudy Giuliani’nin arkadaşı avukat Robert Costello’ya iletmişti. Sonra da aynı yılın son ayında aleti FBI’a teslim etmişti.
New York Post iddialarını sürdürdü. Yaptığı neşriyata bakılırsa, ‘Demokrat aday Joe Biden, hayattaki biricik oğlunun gizli yazışmalarını ve hakkında yürütülen soruşturmaları engellemeye çalışıyordu.’ ‘Hunter Biden ile şirket arasındaki mahrem yazışmalarla iddia destekleniyordu.’
Haberlerdeki malumata göre Joe Biden, Başkan Yardımcısı iken, ‘Ukrayna’da soruşturmayı yürüten Başsavcı Viktor Shokin’in kovulması/görevden alınması için baskı yapmıştı. Biden, konuyu Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko ve dönemin Başbakanı Arseniy Yatsenyuk’a kadar iletmişti.’
Gazetenin Biden haberleri, sosyal medyanın 2 önemli markası Facebook ve Twitter tarafından sansürlendi. Haberlere yasak getirildi.
- Ladin, Obama İçin Suikast Timleri Göndermiş… -
Yakın çevresinin anlatımına göre Joe Biden ihtiyatlı davranmaya alışkındı. Kuvvet kullanmayı benimsemezdi. Obama’nın Usame Bin Ladin’i yakalatma planında özel kuvvetlere rol verilmesi fikrine karşı çıktı. ‘Ladin çok ciddiye alınmamalı ve önemsenmemeliydi.’ Ama kazın ayağı öyle değildi. Operasyon sonunda CIA’nın eline geçen bilgiler çok önemliydi. ‘Bin Ladin, ABD Başkanı Obama’nın öldürülmesi için suikast timleri görevlendirmişti!’
Biden, 1970’li yıllarda, devlet kontrolündeki eğitim kurumlarında ırk ayırımcılığını sona erdirecek önerilerde Güneylilerin yanında konuşlandı. ‘Siyahî öğrencilerin sadece kendilerinin eğitimine ayrılan okullarda değil, diğer mekteplere de kayıt yaptırabilmeleri ve aynı okul servisini kullanabilmeleri fikrine’ karşı durdu/çıktı.
Joe Biden, 1972’de ABD Senatosu’na girdi. ‘ABD tarihinin en genç altıncı senatörü’ydü. 3 Ocak 1973 Çarşamba günü, Delaware Eyaleti Senatörü unvanıyla resmi görevine başladı. ABD Başkan Yardımcılığı’na getirildiği 20 Ocak 2009’a kadar da vazifesini sürdürdü.
23 Ağustos 2008’de, Demokrat Parti’nin Başkan Adayı Barack Obama tarafından ‘Başkan Yardımcısı Adayı’ gösterildi. Obama seçimleri kazanınca, - eski Başkan Yardımcısı - Dick Cheney’den vazifeyi devraldı. 8 yıl sonra da, Donald Trump’ın muavini Mike Pence’ye mirası devretti.
- Biden, Azın Lobilerinin Yakın Dostu ve Destekçisi… -
Biden, kendisini - daima! - ‘Yahudi kanı taşımayan Siyonist’ (!) şeklinde tarif etti. Ülkesindeki Yahudi Lobisi ile ilişkilerini sıcak ve samimi tutma gayretindeydi. ‘2003’deki Irak Savaşı’nı destekledi. Sonradan da nedamet getirdiğini açıklama gereği hissetti. Gazze’ye insani yardımın yapılması ve sürdürülmesini de savunmaktan geri durmadı.’
Biden, ABD’deki diğer lobileri de ihmal etmedi. Yunan ve Ermeni Lobileri’nin tezlerini destekler göründü/görünmeye çalıştı. ‘Ermeni Soykırımı iddialarını dile getirdi. Seçimleri kazanması halinde ‘resmi tanıma’ vaadinde bulundu.’ Hatta o kadar ileri götürdü ki, 24 Nisan’da yazılı açıklama yapma gereği hissetti. Senato’da etkin (!) faaliyetlerini vurguladı: ‘Soykırımın tanınması için yürütülen çalışmalara liderlik ettiğim için gurur duyuyorum,’ diyerek kendine övünç payı çıkardı.
Biyografisinde yazıldığına göre, aralıksız 32 yıl senatörlük yaptı. Daha çok da Adalet Komisyonu ile Dış İlişkiler Komisyonu’nda görev aldı. Dış İlişkiler Komisyonu Başkanlığı’nı da yürüttü. Vazifeleri esnasında Türkiye’yi ilgilendiren konularda fikir beyan etti: ‘Kıbrıs politikamıza sert eleştiriler getirdi.’
- Türkiye’ye Ambargo Koydurdu… -
1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan bir yıl önce senatör seçildi. ‘Türkiye’nin adadan çekilmesini istedi.’ 1987’de BM kararına karşı çıkan ülkemize ambargo uygulanmasını isteyen kanun tasarısını hazırlayan ve Kongre’ye getiren isimler arasındaydı. Ama imza koyduğu öneri yeterli oyu toplayamadı.
1999’da, Dış İşleri Komisyonu Başkanı’ydı. ‘Türkiye’ye yapılacak 5 milyar dolar tutarındaki yardım paketini engelledi ve kararı veto etti.’
‘Senato’da temsilciliği yaptığı Delaware eyaletinde Yunan asıllı ABD vatandaşlarının sayısı azımsanmayacak yoğunluktaydı. Çok örgütlü ve etkin STK’lara sahiptiler!’
Demokratlar, Joe Biden’ı Trump’ın önüne çıkardıklarında ümitliydi ve doğru davrandıkları inancındaydı. Değerlendirmelerine göre, ‘halkın nabzını tutan, ağzından bal damlayan, inandırıcı, karizmatik, - haddinden fazla! – tecrübeli’ydi. Yaşadığı şahsi dramları ve etkilerini atlatmayı becermişti. ‘Her şeye rağmen dimdik ayaktaydı.’
Ama Biden’ın partisi içinde de muhalifleri çok sayıdaydı. Karşıtlarının fikirlerine göre de, ‘Yaşlıydı, geçmişi yaptığı sayısız potlarla doluydu. ‘Joe’nun Gafları’ başlıklı kitap bile yazılabilirdi.’
Çocukluğunda kekemeydi. Rahatsızlığından kurtulmak için çok gayret etmişti. Metin(ler)de yazılı olanlar değil de, gönlünden geçenler/gelenler ağzından çıkardı. Mesela bir seçim konuşmasında, ‘Atalarım, Pensilvanya’nın kuzeydoğusundaki kömür ocaklarında çalıştı,’ dedi. Oysa ailesinin hiçbir ferdi kömür madeni işçiliği yapmamıştı. Hikâye, İngiliz siyasetçi - İşçi Partili! - Neil Kinnock’a aitti. Biden, meslektaşının ‘emekçi yanlısı’ (!) cümlesini kendine mal etmekte beis görmemişti.
- Türkiye’yi 4 Defa Ziyaret Etti… -
Siyasi kariyeri ve uzun geçmişi övünmek hoşuna giderdi. Ama yine ağzından gaf üzerine gaf dökülürdü. 2012’de yaptığı konuşmada, ‘(…) Sekiz başkan tanıdım. Üçüyle çok samimi, özel ilişkim oldu’ dedi. Biden, adı geçenlerle ‘yakın arkadaş’ olduğunu anlatmaya çalıştı. ‘Ama seçtiği kelimelerden ‘cinsel ilişkiye girmiş’ gibi çok garip/şaşırtıcı anlam çıkarıldı.’
2009’da Demokrat Parti Başkan Adayı Barack Obama’yı överken de tebessüm ettirdi: ‘Kendisini iyi anlatan, temiz, güzel ve parlak görünen, ilk ana akım Afrika kökenli Amerikalı… ‘ Belki de hiç düşünmeden Obama’nın atalarının ülkeye nasıl getirildiğini ve köleliğini hatırlattı.
Joe Biden, dış politikada çok tecrübeliydi. Obama partisince aday gösterildiğinde, dış politika deneyimsizliğini örtmek, benzeri eleştirileri gidermek için Biden da yardımcılığına getirildi.
Biden, ülkemizi yakından tanırdı. 2000’li yıllar boyunca iki memleket arasında önemli kritik sayılacak roller de yüklendi. ABD Başkan Yardımcısı unvanıyla Türkiye’yi 4 defa ziyaret etti.
- Fener Rum Patrikhanesi’ni Ziyaret Etti… -
İlk geliş tarihi: 2011’in Aralık ayıydı. ‘Arap Baharı’ gündemdeydi. Görüşmelerin ağırlık noktası Ortadoğu’da yaşanan tarihî gelişmelerdi. Biden, Fener Rum Patrikhanesi’ni ziyaret etti. ‘Mekâna giden ilk ABD Başkan Yardımcısı’ diye tarihe geçti. ‘Seçim bölgesindeki Yunan asıllı ABD vatandaşlarına sempatik görünmenin en kestirme ve etkin yolunu bulmuştu!’
2014 Kasım’ında 2. kez Türkiye’deydi. Ziyaret sırasında, yasadışı İŞİD Kobane’ye saldırmıştı. ABD de, örgüte karşı hava operasyonu başlatmıştı. Biden, İstanbul’da bazı Türk STK’ları ile toplantı yaptı. Basında çıkan haberlere göre, ülkemizdeki demokratik yönetimle ilgili görüşlerini sıraladı. Biden’a göre, ‘Demokrasilerde güçler ayrılığı uygulaması önemliydi. Başkanlık sistemi aşılması/alışılması güç riskler taşırdı.’ Biden’ın açıklamaları, ‘Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesine karşı gönderme’ şeklinde yorumlandı.
3. resmi ziyareti 2016’nın Ocak ayındaydı. Türkiye’nin İŞİD’e karşı kurulan koalisyona girmesini savundu. İŞİD’i yok edecek adımlar ele alınırken, ‘hem İŞİD’i hem PKK’yı Türkiye’nin varlığını tehdit eden 2 kanlı örgüt’ şeklinde nitelendirdi.
Biden’ın 4. ve son resmi gelişi, 2016’da, 15 Temmuz darbe girişiminden bir ay sonraya denk düştü. Görüşmelerin ana konusu: Darbe planlayıcısı Fetullah Gülen’in iade edilmesiydi. Biden, ‘ipe un serme’ modundaydı. Düzenlediği basın toplantısında, müttefikler arasındaki işbirliğine dikkat çekti. ‘Fakat ‘darbeci’ Gülen’in geri gönderilmesinin hukuk sistemi içinde çözülmesi gereken konu olduğunu’ savunarak herkesi şaşırttı. Kanun kaçağına, teröriste arka çıkar gibi durdu.
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Türkiye ve Tayyip Erdoğan hakkındaki açıklamalarından dolayı tartışıldı. Resmi özür dilemek zorunda da kaldı.
- Tayyip Erdoğan’dan Özür Diledi… -
Ekim 2014’de, Harvard Kennedy School’da bir konuşma yaptı. ABD’nin Ortadoğu’daki en önemli sorunu müttefikleriydi. Biden’ın iddiasına göre, ‘Türkiye ve Suudi Arabistan, Suriye’de Beşar Esad’ı devirmeyi planlıyordu. Bölgeye silah ve para aktarıyorlardı. Esad’ın zayıflaması, İŞİD’in elini kuvvetlendiriyordu. Hatta bölgeye yabancı savaşçılar da sokuluyordu.’
Tayyip Erdoğan, Biden’ın sözlerini doğrulattıktan sonra özür dilemesini istedi. ABD Başkan Yardımcısı, Erdoğan’ı telefonla arayıp affını istedi.
Biden, 15 Temmuz 2016 hain darbesinden bir ay sonra Türkiye’ye gel(ebil)di. Geciktiği için özür diledi. ABD yönetimi ve halkı yanımızdaydı. İfadesine göre, ‘Obama, Erdoğan’ı ilk arayan dünya liderleri arasındaydı ve Türkiye’ye desteğini iletmiş’ti.
- Sekreterinin Taciz İddiası… -
Joe Biden’ın eski çalışma arkadaşı, sekreteri ile de arası tartışmalıydı. Delaware Senatörü iken, - 1992-1993 arasında! - idari sekreterliğini yapan Tara Reade, suçlamalarını sıraladı. Serbest gazeteci Megyn Kelly ile konuştu ve ithamlarını açıklayıverdi. Reade, benzer savlarını Associated Press Haber Ajansı’na da yineledi.
Bayan Reade’ye göre, ‘Biden kendisine tecavüze yeltenmiş’ti. Olay, Kongre Binası’nın zemin katında yönetim ofislerinin yer aldığı bölümde gerçekleşmişti. Bayan Reade, spor çantasını vermeye Senatör Biden’ın yanına gitmişti. Biden, ‘sekreterini duvara yaslayıp elini eteğinin altına götürmüştü. Cinsel organına parmağını sokmuş, ensesini öpmüş, müstehcen sözlerle cinsel ilişki isteğini anlatmaya çalışmış’tı.
Bayan Reade, yaşadığı tacizi ve şikâyetini Joe Biden’ın ekip arkadaşlarına anlatmıştı. Hatta röportajlarında sorununu aktardığı kişilerin isimlerini de zikretti. Marianne Baker, Dennis Toner, Ted Kaufman gibi yöneticilerin adları basında yer aldı. Reade’nin aktarımına göre, yakınmasının ardından kendisine verilen işler kademeli şekilde azaltıldı. En sonunda da, çalıştığı iş için yetersizliği vurgulandı ve yeni kurum bulması istendi.
Marianne Baker, Reade’nin röportajını okuduktan sonra şaşırdığını belirtti. Biden ile 20 yıla yakın çalışmıştı. ‘Ne uygunsuz bir davranış, ne de söz duymamış’tı.
- Kadınlara Uygunsuz Davranmakla Suçlandı… -
Tara Reade, Biden’e çağrı yaptı. Seçim yarışından çekilmesini istedi. ‘ABD Başkanlığı için uygun değildi, istifa etmeli ve hesap vermeliydi!’
Biden, Tara Reade’nin iddialarını kabul etmedi. ‘Sahte ve yalan!’ demekle yetindi. Kampanya Yöneticisi Kate Bedingfield da, Reade’nin iddiaları medyada yer bulduktan sonra yazılı açıklama yaptı. Anlatımda, ‘tutarsızlıkların kolayca görülebileceğini’ savundu.
2019’da, 8 kadın, Joe Biden’ın seçim kampanyası sırasında kendilerine ‘uygunsuz davrandığı’nı iddia etti. Biden, kadınlara tek tek dokunup öpmüştü. ABD basınında, kadınların savlarını doğrular şekilde resimler paylaşıldı. Görüntülerde Biden’ın bazı kadınların saçlarını kokladığı da anlaşılıyordu. Biden’a göre ise, ‘dokunma ve sarılma insani ilişki kurma çabası’ydı ve ‘son derece tutarlı’ydı. ‘Ama mademki bilmeden/istemeden rahatsızlık yaratmıştı, daha dikkatli davranacak’tı.
Biden, yarım asra yaklaşan siyaset yaşamında madalyaya da layık görüldü. 2017’de, ABD Başkanı Barack Obama, 8 yıl yardımcılığını yapan Joe Biden’a, ülkenin en yüksek sivil nişanı, ‘Başkanlık Özgürlük Madalyası’nı taktı.
ABD’nin Demokrat Partili Başkan Adayı Joe Biden, zengin hayat tecrübesine, yüksek/güçlü yaşama hırsına ve ‘yenilgi bilmeyen/tanımayan’ siyaset geçmişine sahipti. Son nefesine kadar yaşama sımsıkı sarılacağını ve yönetim erkinin tepesinde durmayı sürdüreceğini anlatmaya çalışıyordu.
Ali Hikmet İnce