İngiltere Kralı 8. Henry (1491 - 1547), ilginç fikirleri, farklı uygulamaları, karşı cinse aşırı ilgisi, birbirinden renkli kadınları ve metresleri, güzel sanatlara yoğun alakası, yeşil doğaya ve köpeklere düşkünlüğü ve aklına koyduğunu yap(tır)an kişiliği ile tanındı. Gözü karaydı, gönlü nasırlıydı. Yüksek egosunun ve sınır tanımaz arzularının esiriydi. Sevdiği kadına nikâh kıyabilmek için Katolik dünyasının ruhani lideri Papa’ya kafa tutmaktan geri durmadı. Yeni kilise kurup, İngiltere için özel mezhep oluşturma cesaretini/cüretini gösterdi. Çok daha ileri gitti: Ülkesindeki insan nüfusunu artırmak için garip/çirkin yöntem(ler) önerdi ve uygulattı.
Hapishanelerdeki - fahişelikten/zaniyelikten! - mahkûm kadınların ve hükümlü erkeklerin özel odalarda buluşup cinsel ilişkiye girmelerini ve çocuk sahibi olmalarını planladı. Devlet yönetimi, sabıkalıların gayri ahlaki davranışlarını destekledi, doğan çocuklarını sahiplendi. Dönem tarihçilerinin kınamakla birlikte tespit ettikleri gerçek: 10 yıllık süreçte memleket nüfusunun - neredeyse! - 2’ye katlandığıydı! Olay Oxford Kütüphanesi’nde bulunan bir el yazmasında da doğrulandı.
8. Henry, yakışıklı, kabiliyetli gençti. Müzisyenliğiyle tanındı, güzel dans ederdi, sarayında sık sık balolar düzenle(ti)rdi. Sanatı yakından izlemesiyle de takdir edilirdi.
1494 yılında, - henüz 3 yaşını bile doldurmadan! – ‘York Dükü’ ilan edildi. İngiltere’yi 1509’dan 1547’ye kadar tam 38 yıl yönetti. Kişisel hırslarının esiriydi, eşleri de dâhil binlerce/on binlerce insanın hayatını yitirmesine sebep oldu. Ancak son nefesinde dehşetli günahlarının büyüklüğünü ve vebalini kabullenebildi. Tanrı’nın huzuruna varacağına inanmasa, ‘günah çıkarmaz’, ‘hatalarını şahitlerinin yanında onamış görünmez’di.
- Ağabeyinin Eşi İle Evlendi… -
Tudor Hanedanı’nın en renkli ve aykırı üyesi 8. Henry, babası 7. Henry ile annesi Kraliçe Elizabeth’in 7 çocuğundan tahta çıkma hakkında sahip 2. prensti. 3 kardeşini küçük yaşlarında yitirdi. Hayatta kalan kardeşleri Mary Tudor, Arthur Tudor ve Margaret Tudor’du. Tahta oturması beklenen ve veliaht ilan edilen ağabeyi Arthur’un da genç yaşta - bilinmeyen/esrarengiz/gizemini hâlâ koruyan! - ani vefatı üzerine şans yüzüne güldü. Arthur 15 yaşındaydı ve 4 aylık da evliydi. Eşi Aragonlu Catherine, İspanya Kralı 2. Ferdinand ile Kastilya Kraliçesi 1. Isabella’nın kızıydı. 7. Henry, İspanya ile akrabalık tesis ederek, güçlü ittifak kurmayı amaçlamıştı. Ama Arthur’un ani kaybı planlarını sekteye uğratacaktı. Fakat iddiasından ve ısrarından vazgeçmeye yanaşmadı. Kudretli gelinini, küçük oğlu Henry ile evlendirecekti. Henüz çocuk sayılacak evladı için dünürü İspanya Kralı’na elçiler gönderdi. Düşüncesini iletip desteğini istedi. Katolik inancına göre, - eşini kaybetmiş olsa dahi! - yenge ile kayınbiraderin evlenmesi mümkün değildi. Ancak Vatikan’da oturan Papa’nın onayı sağlanırsa plan yürüyebilirdi. Gerek gelin, gerekse damat aileleri müştereken Vatikan’a başvurup dileklerini iletti. Uzun bekleyişten sonra müspet sonuç alındı. Evlilik için icazet verildi. Ama Prens Henry’in yaş sınırı mevcuttu. 17’sine kadar dünya evine giremeyecekti. Bazı İngiliz hanedan tarihçilerinin yazdıkları dikkate alınırsa, babanın ölmesi beklenecekti. Uygun görülen: Yeni hükümdarın yönetimi ele aldığında evlenmesiydi.
Dul yengesiyle evlendirilen Henry’nin 6 çocuğu doğdu fakat bir tanesi, Prenses Mary yaşatılabildi. Kraliçe Aragonlu Catherine, oğul veremeyince suçlandı, hor görüldü. Kocasının metresleriyle gönül eğlendirmesine rıza göstermesi beklendi. Hatta ahlak dışı ilişki öyle bir noktaya evrildi ki, Henry, ikinci metresi’den olan - gayri meşru! - oğlu Henry FitzRoy ile öz kızı Prenses Mary’i evlendirmeyi bile düşündü. Papalık 2 kardeşin - muhtemelen 2’si arasındaki yakın kan bağı bilinmiyordu! - evlendirilmesinde sakınca görmedi. Henry FitzRoy son anda fikir değiştirdi ve sevdiği başka hanımla hayatını birleştirdi. Böylece 8. Henry’in gayri ahlaki fantezisi vücut bul(a)madı.
- 2 Kız Kardeşi De Metres Edindi… -
8. Henry’in cinsel hayatı hayli zengin ve renkliydi. Saray tarihçilerine göre, metreslerinin tam sayısını saptamak zaman alırdı. Kraliçe Aragonlu Catherine ile evliyken, 2 metresi öne çıktı. En bileneni/ünlüsü tarihe ‘Boleyn Kızı’ diye kaydı düşülen Anne Boleyn’di. Anne, Henry’nin diğer metresi olan ablası tarafından tanıtıldı.
Anne ve Mary Boleyn, Sir Thomas Boleyn ile Elizabeth Howard’ın kızlarıydı. Ailenin reisi, Sir Thomas, 8. Henry’in çok sevdiği saraylıydı. En az 4 dili mükemmel konuşan/anlayan seçkin diplomattı. Bir oğlu, George Boleyn ve iki kızı Mary ve Anne vardı. Boleyn Ailesi, İngiliz aristokrasisinde önemli/saygın yere sahipti.
Anne’nin erkeklere hoş gelen bazı alışkanlıkları vardı. Neşeli, espritüel ve zekiydi. Kumar oynamayı severdi. Dedikodu yapmak hoşuna giderdi. Şaraptan anlardı ve içmekten zevk alırdı.
1515’de Anne Boleyn, Dük Henry Percy ile sürpriz evlilik yaptı. Fakat damat başka kadınla nişanlıydı. Kral 8. Henry devreye girip akdi geçersiz saydırdı. ‘Güzel Boleyn kızı dünya evine girecek, ailenin sorumluluğunu alacak ve çocuk doğuracak olgunlukta bulunmadı.’ Eğitim alması, bilgi ve görgüsünü artırması için Avrupa’ya gönderildi. Rivayetlere göre, kararın alınmasında abla Mary Boleyn’in - William Carey’in nikâhı altındaydı ve 8. Henry’in de metresiydi! - etkisi/yönlendirmesi tartışılmazdı. ‘Kralın, Mary Boleyn'den Catherine Carey ve Henry Carey adlı iki çocuğu olacaktı.’
- Karısını Boşayabilmek İçin Yeni Kilise Kurdu… -
Kraliçe Catherine’nin erkek çocuk verememesi, 8. Henry’den sonra Tudor Hanedanı’nı sürdürecek varisin yokluğu ciddi sorundu. Yeni adayla şansını tekrar denemeliydi. Catherine’yi boşaması gerekiyordu. Ama aralarındaki Katolik nikâhı ayrılmayı yasaklıyordu. Ancak Papa’nın onayıyla evlenme ortadan kalkabilirdi. Catherine, İspanya Kralı 5. Karl’ın öz teyzesiydi. Yeğeninin kendisine destek vereceğinden şüphesi yoktu. Gelişmeler beklediği gibi gerçekleşti. Ne Papa, ne de İspanya Kralı, 8. Henry’nin eşinden ayrılmasına olumlu bakmadı. Hele Papa sert çıktı, Katolik öğretisine karşı çıkan İngiltere Kralı’nı etkili sözlerle eleştirdi. ‘Aforoz etme’ tehdidinde bulundu. İngiltere ile Vatikan arasındaki soğuk savaş 6 yıl sürdü. Taraflar karşılıklı kozlarını adım adım oynadı, usta işi diplomasi sergilendi fakat arzulanan sonuç çıkmadı. 8. Henry ve Papa VII. Clemens hâlâ aynı - durdukları! - yerdeydi. Hiçbirisi fikrini değiştirmeye yanaşmadı.
8. Henry, 1533’de çok ciddi adımlar attı. Aragonlu Catherine’nin nikâhını yok saydı ve - metresi! - Anne Boleyn ile evlendi. Katolik Kilisesi’ni ve otoritesini kabul etmediğini açıkladı. Akrabası, dönemin en kuvvetli Kralı 5. Karl’ın öfkesini üzerine çekmeyi bile göze aldı. Kendisinin manevi önderliğinde Anglikan Kilisesi’ni kurdu. Vatikan’ın bütün manevi yönlendirmelerini/kontrolünü de reddedeceğini bildirdi. Bütün imtiyazlarını da kaldırdı. İngiltere’deki her türlü dini faaliyetten sorumlu ve tek yetkili bağımsız Anglikan Kilisesi’ydi. ‘Yapılan icraat tam anlamıyla dinde reformdu!’ Üstelik tabandan değil tavandan gelen ve başarılı - olacak! - ıslahattı. Din insanları ve halkın talebi neticesinde de ortaya çıkmamıştı. - Anglikanizm, 1563’de, Kraliçe Elizabeth döneminde İngiltere’nin ‘resmi mezhebi’ ilan ve kabul edildi! - Oysa 8. Henry, - görünürde! - kanunlara uyan, dini kurallara saygı gösteren fakat şahsi zevklerini de göz ardı edemeyen yapıdaydı. Damarına basılmaz, sinirlendirilmezse şiddete başvurmazdı. Anne Boleyn ile kilisede evlenmesine izin verilseydi, Katolik alemiyle bağlarını koparmaz, İspanya ile muhtemel kanlı boğuşmayı da göze al(a)mazdı.
- Muhalif Katolik Din Adamlarını Astırdı… -
8. Henry’in Anne Boleyn’le evliliği de beklediği sonucu vermedi. Boleyn kızı üst üste düşük yaptı fakat tek kızı - Birinci Elizabeth! - hayatta kalabildi.
Tudor Hanedanı’nın ilk yıllarında, özellikle de 8. Henry’nin hükümdarlığında büyücülük, cadılık, müneccimlik gibi meslekler büyük suç/günah sayılırdı. Yaptırım da tekti: ‘Ölüm’dü! Vatana ihanet, casusluk, Kral’a muhalefet de aynı şekilde cezalandırılırdı.
Henry’nin yürürlüğe soktuğu dini reformlar geniş halk kitleleri ve keşişler tarafından benimsenmedi. Karşı duranlar, eleştirenler, hatta Kral’ı dinden çıkmakla itham edenler görüldü. İnancını değiştirmemekte direnenler, Vatikan’a bağlılığını sürdürenler ayak diredi. Ama 8. Henry kararlılığını gösterdi. Muhalifleri sert ve acımasızca cezalandırdı. Bazı müverrihlere göre tavrı ‘barbarca!’ydı. Tarihe geçen örnek ibret vericiydi: ‘Londra’nın Carthusian Manastırı’nda görevli James Walworth ve John Rochester adlı keşişler reformları benimsemedi. Açıktan muhalefete giriştiler. Mahkemede yargılandılar, York Kalesi’nin burçlarından zincirle asılarak ölüme mahkûm edildiler. İşkence günlerce sürdü, halk ibretle izledi ve Kral’ın kararlılığını gördü.’ Zecri tedbirler birbirini takip etti. Ülkedeki bütün manastırlar kapatıldı, mal varlıklarına el konuldu.
Vatikan, James Walworth ve John Rochester gibi ölüme mahkûm edilen adı bilinen/bilinmeyen bütün Katolik din adamlarını ‘şehit’ saydı, kutsadı. ‘Cennetlik ilan etti!’
- Ayaklanan İsyancılara Karşı Sert Tedbirler Aldı… -
Fakat şedit tedbirler tepkileri durduramadı. 1536’da, kuzey İngiltere’de, tarihçilerin ‘Pilgrimage of Grace’ diye adlandırdığı ayaklanma çıktı. Yorkshire’li avukat Robert Aske’nin önderliğinde 40 bini aşkın insan ‘kazan kaldırdı’. ‘Kral Henry, yeniden Katolik mezhebine geçmeli, Papa’nın otoritesini kabullenmeliydi. Kapatılan bütün kiliseler açılacaktı ve cezalandırılanlar affedilecekti. Kuzey’de bir parlamento da kurulacaktı.’
Asilerin bütün istekleri reddedildi. 8. Henry son derece sert önlemler aldı. Kan dökmekten çekinmedi. Norfolk Dükü’nü ayaklanmayı sonlandırmakla görevlendirdi. Bir yıl süren isyan bastırıldı. Başkaldırıya liderlik eden Robert Aske ve 200 yakın adamı asılarak idam edildi. Rochester Piskoposu John Fisher, nedamet getirmediği, özür dilemediği, Kral’a bağlılık yemini etmeyi reddettiği için kafası kesilerek cezalandırıldı. Henry’nin bir dönem yakınında bulunan, güvendiği Sir Thomas More da af dilemedi. Tower Hill’e götürüldü balta ile kellesi koparıldı. Bazı isyancı önderler, halkın gözü önünde 4 parçaya ayrılarak infaz edildi. Kimileri de aynı cadılar/büyücüler gibi yakılarak can verdi. Kral’a ve hükümetine karşı durmanın cezası: ‘Terk-i dünya eylemek’ti.
8. Henry, düşmanları/muhalifleriyle giriştiği savaşı kazandı. Şahsının ve yeni kilisesinin otoritesini tesis etti. Ama - aynı zaman diliminde! - içeride de çok az kişinin bildiği başka mücadeleyi sürdürdü. Yani dünyevi zevklerini de ihmal etmedi. Kraliçe Anne Boleyn’den de aradığı mutluluğu ve varisini bulamamıştı. Şanssız kraliçe 2 defa düşük yapmış, sonunda bir kız çocuğu doğurmuştu. Henry, tıpkı babası Tudor Hanedanı’nın banisi 7. Henry gibi erkek evlada ihtiyaç duyuyordu. Şansını yine bir başka metresinde, - eşinin eski nedimesi! - Jane Seymour’da denedi.
2. eşi Anne Boleyn’den kurtulmalıydı. ‘Boleyn Kızı’ veliaht veremeyince, ‘ölümü hak etti!’ Danışmanı Thomas Cromwell’i devreye soktu, - daha doğrusu sahaya sürdü! - acımasız tezgâh kurdu. Kraliçe Anne Boleyn’i zina yapmakla suçladı. İddianın doğru olmadığını herkes biliyordu fakat Kral’a karşı durulmuyordu.
- Kraliçe Anne Boleyn’i Ensest İlişkiyle Suçladı… -
Anne Boleyn, kardeşi Rochford Vikontu George Boleyn'in de aralarında yer aldığı 5 kişiyle tutuklanıp yargılandı. Suçlamalar: Zina, ensest ilişki ve vatan hainliğiydi. İddianameye göre Kraliçe Anne, öz kardeşiyle cinsel ilişkide bulunuyordu. Delil olmamasına karşın sanıkların tamamı idama mahkûm edildi. Henry Norris, Sir William Brereton, Mark Smeaton, Sir Francis Weston ve George Boleyn’in kafaları kesildi.
Kraliçe Anne Boleyn de, 19 Mayıs 1536’da, Londra Kulesi’nde infaz edildi. Kral 8. Henry’nin çevresine uğursuzluk saçtığına/ölüm getirdiğine inanlar görüldü. Gazabının sınırı yoktu. Cezaları ağırdı ancak son derece keyfiydi. Bazı davranışları tepkileri garipsendi. Tarihçilerin yazdıklarına göre, Kraliçe Anne idam edilirken, 8. Henry tenis oynuyordu.
Anne Boleyn’in idamından 10 gün sonra, metresi Jane Seymour’a nikâh kıydı. 3. evliliği beklediği veliahdı getirdi. Kraliçe Jane 3 ay sonra hamile kaldı, Ekim 1537’de Prens Edward’ı doğurdu. Ama 12 gün sonra, 24 Ekim’de hayatını yitirdi. Doğum çok zor gerçekleşmiş ve aşırı kan kaybetmişti. Jane Seymour öldüğünde 28 yaşındaydı. Loğusa hummasına yakalandığı da iddia edildi. Okuması vardı fakat yazamazdı. El işlerinde başarılıydı. Ev uğraşılarında yetenekliydi. Lezzetli yemekler pişirirdi, kanaviçe işlerdi. Katolik öğretilerine bağlıydı. Kayıtlara göre, ‘inanmış bir Hıristiyan’dı. Yine dönem yazıtlarına göre, Kral Henry’nin - öldüğünde yanına gömülmeyi vasiyet edecek kadar! - en sevdiği eşiydi.
- 4. Karısını Çirkin Bulunca Nikâhı İptal Ettirdi… -
Jane’nin ölümünden 3 yıl sonra, 1540’da, 8. Henry bir güzele kalbini kaptırdı. 4. eşi seçtiği hanımın adı: ‘Clevesli Anne’ idi. - Cleves Dükü III. John ve karısı Julich-Berg Düşesi Maria'nın kızıydı! - Ama yeni kraliçe adayı, aynı ismi taşıyan Anne Boleyn gibi şanssızdı. Kraliçe taçını giyemedi. 8. Henry, yeni gelini beğenmedi, evliliğini iptal etti. Daha ilginç karara imza attı: ‘Clevesli Anne’yi ‘kız kardeş’ ilan etti!’ Servete boğdu. Binlerce dönüm tarım arazisi, çok sayıda konak ve şato bağışladı. Hayatının geri kalan kısmında refah içinde yaşamasını temin etti. Dedikodulara göre 8. Henry, daha ilk geceden hoşnut kalmamıştı. Yeni gelini gudubet bulmuş, vücudunun kötü kokmasından yakınmıştı. Evliliğinin organizesinde rol alanları da cezalandırdı. Ünlü siyasetçi Thomas Cromwell ile bazı yandaşları idam edildi.
8. Henry, 5. evliliğini - eski Kraliçe Anne Boleyn’in kuzeni! - Catherine Howard ile yaptı. - 5. karısı Bayan Howard, Clevesli Anne'den boşanmadan önce de metresiydi! - Kendisinden 30 yaş küçüktü. Ancak 2 yıl evli kalabildi. Yeni Kraliçe’yi de başka şahıslarla - ‘özel uşağı’ Thomas Culpeper ve ‘eski sevgilisi, müzik öğretmeni’ Francis Dereham ile! - aldatmakla/zina yapmakla suçladı. Catherine, yargılamada iddiaları yalanlamadı. Akrabası, - Kraliçe Anne Boleyn’in erkek kardeşi George Boleyn’in karısı! - Jane Boleyn’in de kendisine yataklık ettiği açıklandı. Catherine Howard, Thomas Culpeper, Francis Dereham ve Jane Boleyn kafaları kesilerek infaz edildi. 4 kişi için mahkemenin nihai kararı beklenmedi. 8. Henry özel yetkisini kullanıp sanıkları erken ölüme gönderdi.
Olaydan bir yıl sonra, Catherine Parr ile hayatını birleştirdi. Son eşi Parr, daha önce 2 kez dul kalmıştı. 8. Henry’nin kız kardeşi Prenses Mary tarafından saraya tanıtıldı. Güzelliği, körpeliği ve zarafetiyle ilgi odağı oldu. Evvelinde de, Jane Seymour’un kardeşi Thomas ile nişanlıydı.
- Catherine Parr, Hanedanın Geleceğini Garantiye Aldı… -
Catherine Parr, dış görünüşünün aksine sağlıksızdı, hayalleri yıkıktı, hayatı acılar ve çileler yumağıydı. Dine yöneldi, 8. Henry’in ağırlaşan hastalığıyla ilgilendi. Kralın birbirine düşman iki kızı, - Aragonlu Catherine’den doğan! - Prenses Mary ile - Anne Boleyn’den olan! - Prenses Elizabeth’in barışmasını sağladı. Üvey oğlu, sonradan tahta çıkacak - Jane Seymour’dan dünya gelen! - 6. Edward’ın eğitimiyle yakından ilgilendi. Özellikle üvey kızı Elizabeth’e derin alakasını/sevgisini gösterdi. En iyi hocalardan dersler almasını sağladı. Kraliçe Elizabeth’in, İngiltere tahtının en bilinen, en yetenekli sahipleri arasına girmesini temin etti.
8. Henry - gençliğinde! -, atletik ve güçlü adamdı. Giyinişine, görünüşüne, sağlığına dikkat ederdi. Ama yaşadığı aşırı stresli/iniş çıkışlı hayat ve düzensiz beslenmeden ötürü, 40’ından sonra hızla kilo aldı, aşırı şişmanladı. Ayakları iri gövdesini taşımakta zorlandı. Biri(leri)nin yardımı olmadan atına binemezdi. Çok sevdiği küheylanın sırtına çıkabilmek için özel düzeneğe/merdivene ihtiyaç duydu. Bazı saray tarihçilerin kayıtları daha vahimdi: Hükümdar, tekerlekli sandalyeye benzeyen araca gereksinmiş haldeydi.
Saray hekimlerinin kayıtlarını inceleyen günümüz tıp insanları 8. Henry’nin tip 2 diyabet hastası olabileceği sonucuna vardı. Henry ata binmeyi, ağır zırhlarını kuşanıp silahlı mücadeleye girmeyi severdi. Gençlik döneminde bir yarışmada atından düştü, ayağı kırıldı, açılan yarası hiç kapanmadı/iyileşmedi. Çok kötü/iğrenç koku yaydı. Yatak odasına girenler, burunlarını tıkamak zorundaydı. Yine saray hekimlerinin kayıtlarına göre, 8. Henry iyileş(tirile)meyen cerahat yuvasından ötürü hayatını yitirdi.
- 8. Henry Köpek Dostuydu… -
Henry’nin en yakınları, özel odasından çıkmayan hizmetkârları, tuvalet görevlileriydi. Her yönden çok sıkı araştırma/soruşturma sonucu seçilirlerdi. Ustaca silâh kullanır, canları pahasına bağlılıklarını gösterirlerdi. Hepsi de seçkin şövalyelerdi. Hükümdarı her sabah giydirir, her gece soyunmasına yardım ederlerdi. Tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra altını temizlerlerdi. Hastalığı sürecinde zorlandılar fakat vazifelerini yerine getirdiler.
Kral 8. Henry, köpekleri severdi. Tarihçiler, köpek dostu olduğunu yazdı. Has kadifeden tasmalar ve elbiseler yaptırırdı. Eğitimleriyle yakından ve dikkatle ilgilenirdi. Ekmekle besleyip insanlara saldırmalarını engellerdi. Bazı cinsleri de düşmana hücum edip ağır hasar verecek şekilde eğit(tir)irdi. Dostlarına, sevdiği akrabalarına hediye etmeyi alışkanlık haline getirmişti. Kutsal Roma German İmparatoru V. Charles’a - Şarlken! - 400 savaşçı köpeği armağan göndermişti.
Tudor Hanedanı ve en bilinen üyesi 8. Henry’in çok renkli, hareketli, gerilimli ve olay yüklü hayatı kitaplara, sinema filmlerine, televizyon dizilerine ilham verdi. İcraatı asırlar geçmesine karşın unutulmadı. ‘Ünlü hükümdar İngiliz dilinin gelişimine de hizmet etti. Hatta çıkardığı kanunla - ‘Fornication Under Control of the King’, kısaltılmış biçimi F.U.C.K - Kral Kontrolünde Zina! - ülke nüfusunda olağanüstü artışını sağladı.’ - Terimin ilk orijinal kullanımına 1525 tarihli Oxford’daki bir el yazmasında rastlandı! - Kendisine ‘İngiliz Nemrut’u’ diye yaftalayanlar da çıktı.
Ali Hikmet İnce