Trump Ailesi’nin zenginleşmesinde ilk adım, Donald’ın dedesi Friedrich tarafından atıldı. Dede Trump para kazanmayı, hızlı ve bol gelir getirecek iş kollarını bilendi. Berberlikle başladığı hayat mücadelesini, lokanta sahipliği, otel işletmeciliği ve kadın pazarlamacılığıyla sürdürdü. Her ne kadar ABD Başkanı Trump tarafından kesinlikle reddedilse de, dede Trump ‘kadın ticareti’nden yükünü tutmuştu. Faaliyet gösterdiği mekân, Kanada Hükümeti tarafından ‘tarihî miras’ kapsamına alındı ve restore edilerek ziyarete açılması karara bağlandı. Trump İmparatorluğu’nun temellerinin atıldığı Kanada’nın British Columbia bölgesindeki Bennett şehrinde bulunan genelev onarıldıktan sonra tarihe ‘övünç vesikası!’ diye bırakılacaktı.
Büyükbaba Friedrich Trump, 1869’da Almanya’nın güneybatısındaki küçük Kallstadt kasabasında doğdu. 16 yaşına basınca, ABD’de yaşayan kız kardeşinin yanına göç etti. Trump; New York Manhattan’da kısa süreliğine bir berberin yanına çırak girdi. Sonra, altın aramak için ABD’nin kuzeybatı sınırlarına gitti. Kanada’nın Klondike bölgesinde altın bulunduğu haberini alınca, ‘altına hücum furyası’na katıldı. Madencilik yap(a)madı. Altın arayıcılarına başka hizmetler sundu: Berberlik yaptı; kalacak/yatacak yer buldu; yiyecek/içecek temin etti ve muhabbet tellallığına soyundu. The Arctic adlı eğlence tesisini kurdu. - Torun Trump ise, Amerikan basınında çıkan, ‘büyük babasının genelev işlettiğine’ dair haberleri her seferinde reddetti ve ‘kara propaganda’ diye suçladı/yorumladı! - Yaptığı işler garantiliydi; ticari riski azdı. Benzetme yapmak gerekirse, oturduğu yerde testisini doldurdu. 1897’den 1905’e kadar işini sürdürdü. Dede Trump servetini büyütmek için Alaska’ya da geçti; altın aradı. Kendisi gibi Alman göçmeni Elisabeth Christ ile hayatını birleştirdi. Bir yıl sonra da, 11 Ekim 1905’de oğlu, Frederich (Fred) doğdu.
1905’de yeterince zengindi; anavatanını özlemişti. ABD’de askerlik yapmak ve vergi ödemek istemedi. Almanya’ya büyük hasretle döndü; ama, beklediği ilgiyi göremedi. Vatandaşlık başvurusu reddedildi. Ülkede kalmasına izin verilmedi; resmi makamların, ‘Ya terk et, ya da biz kovacağız!’ ihtarıyla karşılaştı. Başvurusu ve red kararına ilişkin resmi belge, araştırmacı Roland Paul tarafından bulundu; kamuoyuna açıklandı. Dede Friedrich Trump; Bavyera Prensi Luitpold’e mektup yazıp, sınır dışı edilmemesi için yalvardı; ancak yine reddedildi. ABD’ye geri döndü; emlakçılığa girişti. Öldüğü tarih olan 1918’e kadar testisini doldurmayı sürdürdü.
Friedrich Trump ölünce, oğul Fred bayrağı devraldı; emlak sektöründe kalıcı olabilmenin tedbirlerini aldı. Henüz 22 yaşındaydı ve annesi ile Elizabeth Trump & Son adlı firmayı kurdu. Oğul Trump siyasetle de ilgiliydi. ABD’de beyaz ırkın üstünlüğünü savunan KKK (Ku Klux Klan) adlı şiddet örgütünün de üyesiydi. Haziran 1927’de New York Times gazetesinde yer alan bir haberde, Fred Trump’ın (21 yaşındaydı!) bazı Ku Klux Klan üyeleriyle polise saldırdığı yazıldı. Fred Trump olaydan dolayı bir süre hapis de yattı. Örgütün yaşayan eski lideri David Duke de, Donald Trump’a başkanlık seçimlerinde desteğini açıkladı. Dolaylı da olsa baba Fred Trump’ın örgüt üyeliğini doğruladı.
Fred Trump; 1935’de İskoç asıllı göçmen Mary Anne Macleod ile hayatını birleştirdi. Arka arkaya 5 evlat sahibi oldu. Donald Trump 4. çocuğuydu. Soy araştırmacısı Bill Lawson; Bayan Macleod’un soyağacını ortaya çıkardı. Bayan Macload; 1910 doğumluydu ve 10 çocuklu bir ailenin kızıydı. Aile çocuklarının hepsi hem ev işlerine yardım ederdi; hem de tarlada ırgat gibi çalışırdı. Mary Anne, İskoçya’da kendisi için gelecek gör(e)medi; 1930’da ülkesini terk edip, Transylvania adlı yolcu gemisiyle mülteci sıfatıyla New York’a geldi.
Baba Trump; İkinci Dünya Savaşı’nda işlerini büyüttü. ABD donanması ve personeli için askeri tesisler ile lojmanlar inşa etti. Savaş bitiminde, New York Queens’te arsalar satın aldı; eski binaları yıkıp arsalar üretti; yeni/modern konutlar dikti. Ama dairelerini zencilere satmadığı gerekçesiyle eleştirilere/suçlamalara muhatap oldu.
Ailenin en ünlüsü, en etkin şahsiyeti Donald Trump, 14 Haziran 1946’da, New York’un Queens ilçesinde dünyaya geldi. Donald’ın doğduğu günlerde aile Almanca zafer anlamına gelen Triumph soyadlarını Trump diye değiştirdi. Donald çok yaramaz ve hiperaktifti. Hiçbir zaman iyi/çalışkan öğrenci değildi; ders notları çok düşüktü/kötüydü. Müzik öğretmenini dövdüğü iddia edildi; hal ve gidişinin olumsuzluğu yüzünden liseyi terk etmek zorunda kaldı. Askeri liseye yatılı verildi. Disiplinli davranmayı, programlı çalışmayı ve spor yapmayı öğrendi; hayat tarzı haline getirdi. 1964’de mezun oldu; ama askerlik mesleğini yapmadı. O dönemki tek hayali Hollywood’da film yapımcılığıydı. İki yıl Fordham, iki yılda Pensilvanya Üniversitesi’nde İş İdaresi okudu. Donald; üniversite eğitimi sırasında zenginliğinin, yakışıklılığının ve çapkınlığının nimetlerini topladı. Okuluna hep pahalı, son model arabalarla gitti; en şık kıyafetleri giy(in)di. Çevresinde kıskançlık/hayranlık haleleri oluşturdu. Vietnam Savaşı’na katılmadı; ayağındaki topuk dikenini engel gösterdi.
Donald Trump; babasıyla çalışmak istemedi; hedefi, kendi işini kurmak, patronluk yapmaktı. Babası gibi Queens ile Brookly arasına sıkışmayı da düşünmedi. Manhattan gelişiyordu; büyük ve şık inşaatlar ürete(bile)cekti. İlk sermayesi 350 bin doları babasından borç aldı. 1975’de Manhattan’daki Commodore Oteli ortağıyla satın alıp onardı. Ortağı, Hyatt Oteller zincirinin sahibi Jay Pritzker idi. Onarım/restorasyon karşılığında New York Belediyesi’nden 40 yıl vergi muafiyeti imtiyazı kopardı. 1.400 odalı otel 1980’de hizmete alındı; yılda 30 milyon dolar kâr sağladı. Yeni adı da: Grand Hyatt Otel’di. İnşaatlarının finansmanı bankalardan sağladı. Düşük faizli banka kredileriyle yine Manhattan’da 68 katlı gökdelenini dikti.
Altın kaplama musluklu, parlak pembe mermerli, dış cephesine cam giydirilmiş daireler peynir ekmek gibi satıldı. Müşterileri arasında Steven Spielberg, Sophia Loren ve Paul Anka gibi ünlüler vardı. Binalarının hepsinde iri harfli Trump mührü asılıydı. Banka ve banker kredileriyle lüks, gösterişli evler yapıp caka/çalım severlere pazarladı. Trump imzalı konuta sahiplik toplumsal statü basamaklarını tırmanmak, demekti. Chicago, Miami, Las Vegas ve pek çok şehirde Trump Place, Trump World Tower, Trump Plaza, Trump International gibi dev binalar yükseldi. Trump markasıyla yemek, erkek giyimi, ev mobilyası, saat, koku, içki, çikolata üretti. Dergi yayınladı; televizyon yapım şirketini devreye soktu. Oyuncak mağazalarında Donald Trump’ın oyuncak versiyonları satıldı.
Ünlenmenin, PR çalışmasının kitabını yazacak kadar tecrübeliydi. NBC TV’de program yaptı; Çırak adlı programı reyting rekorları kırdı. Başlarken her bölüm için 50 bin dolara razıydı; sonradan ücretini 1 milyon dolara kadar çıkardı. Gallup Şirketi’nin araştırmasına göre, o yıllarda 12 yaş ve üstündeki ABD vatandaşlarının yüzde 98’ince tanındı. 1999’da CNN’de Lary King Show’a katıldığında ABD Devlet Başkanlığı’na adaylığını koyacağını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlarından Henry Kissinger tarafından da desteklendi.
Güzel, çekici, fotojenik, seksi kadınlara zaafı vardı. 1977’de Çek asıllı model Ivana Zelnickova ile evlendi. 1991’de ayrılık kararı alınca eşi 2 milyar dolar tazminat istedi; 25 milyon dolara el sıkıştı. 1993’de ünlü TV sunucusu ve film yıldızı Marla Maples ile hayatını birleştirdi. Maples; iki ay sonra kızı Tiffany’i dünyaya getirdi. 1999’da ayrıldılar. 2005’te Slovan asıllı manken Melania Knauss ile dünya evine girdi. Melanie evlenmeden önce profesyonel mankendi; âdem elbisesiyle çekilmiş fotoğrafların sahibiydi. New York Post gazetesi bekârlık döneminde verdiği pozları sayfalarına taşıdı.
Donald Trump aynı zamanda popüler yazardı. 1987’den itibaren Nasıl Zengin Olunur, Tepeye Çıkan Yol, Milyarder Gibi Düşün, vb. gibi Amerikan toplumunda yükselişin yollarını gösteren kitapların sahibiydi. Hepsi de best seller (çok satanlar) listelerinde yer aldı. Satış, pazarlama, tanıtım işlerindeki rol modeli Muhammed Ali Clay’di.
Hastalık diye nitelenebilecek derecede titizdi; ellerini sürekli yıkardı. Golf oynamayı severdi. İşkolikti; sabah 5’te uyanırdı; en geç 7’de işinin başındaydı. Mekân değişikliğinden hoşlanmazdı. İş yeri ile evi aynı gökdelendeydi. Teknolojiyi ve elektronik aletleri sevmezdi. Çevresindeki kadın ve erkeklere iltifat etmekte ustaydı; medyadan kaçmazdı; Playboy’a bile mülakat verirdi. Anlayışına göre, teşhirin ve reklâmın sonu yoktu; ün, para kazanmanın kapılarını açardı. Saçlarının şekli ve uzunluğu alay konusu yapıldı. Özel doktorunun iddiasına göre, saç biçiminin kaynağı prostat ilacıydı. Donald Trump; 1991’den beri, prostat büyümesini engelleyen, kelliği önleyen adı açıklanmayan gizemli ilacı kullanırdı.
Eski eşi Ivana, Donald Trump’tan şiddet gördüğünü ileri sürmüştü. 1991’de bir belgesel yayınlandı; Trump’ı ağır şekilde suçladı. Belgesel yapımcılarının iddiasına göre, Trump bazı çetelerle işbirliği yapmıştı. Kadınlara tacizde bulunmuştu. Donald Trump; belgesel yapımcılarını dava etti ve ispat hakkı tanıdı.
Donald Trump; ABD tarihinde görülen en ilginç ve farklı başkanlardan biriydi.
Ali Hikmet İnce