6 Milyar Doları Yiyen Fareler

Pablo Escobar, ‘beyaz zehir’ ticaretinin - bilinen! - ilk ve en önemli ismiydi. ‘ABD’yi dizlerinin üzerine çökertmeyi amaçladığını,’ tekrarlardı. ‘Büyük Şeytan’ın amansız düşmanıydı. Güçlü, mutlu, zengin ve uluslar arası alanda etkin Kolombiya düşlediğini söylerdi.

6 Milyar Doları Yiyen Fareler

‘Pablo Emilio Escobar Gaviria’, yaygın bilinen adıyla Pablo Escobar, başta ABD olmak üzere Kuzey Amerika’ya yüklü miktarda kokaini sokan ve geniş kitlelerce kullanımını sağlayandı. Bir FBI raporuna göre, 1970’li ve 1990’li yıllarda ülkeye giren her 5 kilo uyuşturucunun yüzde 90’ı Escobar’ın illegal imalathanelerinin ürünüydü. Ayda 70 ila 80 ton arasındaki beyaz zehiri hedef noktalara ulaştırırdı.

Kolombiya, geçmişte İspanyol sömürgesiydi. Çeşitli ırkların ve kültürlerin senteziydi. Kitlelerin ortak kaderi fakirlik, yetersiz eğitim ve sağlıksız beslenmeydi. Yöre halkı cesurdu, dirençliydi, isyankârdı, haksızlıklara karşı durandı. İnsanlarının en önemli hedefi: Kısa sürede zenginleşmekti. Ailelerine mutlu ve varlıklı hayat sağlayabilmekti. Bu yüzden de renkli, heyecanlı, tehlikeli can pazarlarında yarıştılar.

Escobar da coğrafya insanının özelliklerini taşırdı. Risk alacak, ölümün çemberinden geçecek ve paraya kavuşacaktı. Ailesine ve yakın çevresine emelini açıkladığında 16 yaşındaydı: ‘20’me girdiğimde ilk milyon dolarımı kazanmış olacağım!’ 19’una bastığında hedefine ulaştı. 1989’da ise, Forbes dergisinde yer alan ‘Dünyanın En Zengin Adamları Listesi’nde 7. sırasındaydı. Şahsi varlığı 30 milyar dolar civarındaydı. - Günümüz rakamları ile 90 milyar dolar! – 

- Medellin Karteli’nin Liderini Öldürdü… -

Pablo Escobar, 1949’da Kolombiya’nın Antioquia bölgesinde doğdu. Annesi, Hermilda de los Dolores Gaviria Berrío, ilkokul öğretmeniydi. Babası, Abel de Jesús Escobar Echeverri, çiftçiydi. Ortanın altında gelir düzeyine sahiptiler. Pablo’nun 6 kardeşi vardı. 

Escobar, antik yerli mezar taşlarını yabancı gezginlere satarak kanunsuz yaşama girdi. Turistlerden kazandığı bedeli yeterli bulmadı. Araba çalıp yedek parçacılara pazarladı. Suç dünyasında isim ve yükselme hırsı içindeydi. Karaborsaya düşen ürünlerin satışına karıştı. Para kazanma ve servet yapma isteği yüzünden üniversite eğitimini terk edecekti. Suç dünyasında yerini sağlamlaştırmak amacıyla ilk önemli eylemini yaptı: Medellinli bir yöneticiyi kaçırttı. Hayatını bağışlamak ve serbest bırakmak için 100 bin dolar fidye istedi. Haracı aldı, gözünün karalığını daha geniş çevrede duyurdu/kabul ettirdi. 

Bol para edinmenin yollarını keşfetmekte ustaydı. 1970’li yılların başında uyuşturucu üretimi, kaçakçılığı ve satışını gözüne kestirdi. Kendi yorumuna göre narkotik sahası riskliydi fakat getirisi çok yüksekti. ‘Organizasyon kurmak yerine hazır suç örgütünü ele geçirmeyi planladı.’ Medellin’in en ünlü narkotik şebekesinin lideri Fabio Restrepo’yu pusuya düşürtüp öldürttü. Teşekkülü kontrolüne alıp liderliğine kuruldu. Çete elemanları üzerindeki etkisini pekiştirmek için bazı operasyonlara da bizzat katıldı. 1976’da, Ekvator’da, 20 kiloya yakın kokainle yakalandı. Yanında grubunun üyeleri de vardı. Kendince çıkış yolu aradı. Mahkemenin hâkimlerine rüşvet önerdi. Suçüstü yapan 2 memuru katlettirdi. Şahitleri ve delilleri ortadan kaldırtınca yakayı sıyırdı. Yandaşları da beraat etti.

Mart 1976’da, Maria Victoria ile hayatını birleştirdi. Nikâh kayıtlarına göre Escobar 27, Maria 15 yaşındaydı. Eşini tanıdığında kendisinin 24, gelin adayı 13’ündeydi. Çiftin Juan Pablo adlı oğlu, Manuela isimli kızları doğdu. - Oğlu, babasının ürkünç ünü ve kanlı geçmişinden ötürü mirasını ve aile adını reddedecekti! Adını ‘Juan Sebastian Santos Marroquín’ olarak değiştirecekti! -

- Escobar, ‘Milliyetçi ve Anti Amerikancı’ydı… -

Escobar’ın eşi Maria Henao özel hayatıyla ilgili ipuçlarını - yıllar sonra! - açıklayabildi. Maria, ‘Pablo Escobar'la Hayatım ve Hapsim’ adlı kitabında anılarını anlattı. Gelinlik giymeden tecavüze uğradığını yazdı. İlk cinsel birlikteliği de zorla gerçekleşmişti. Korkudan felç geçirdiğini sanmıştı. Tensel temasın ne anlama geldiğini anlayacak yaşta ve olgunlukta değildi. 14 yaşında kürtaja zorlanmıştı. Merdiven altı kliniğe görülmüştü. 

‘Escobar, ülkesinin sorunlarıyla yakından ilgilendi: ABD’ye kafa tutan, ayakları üzerinde duran, mutlu insanların yaşadığı Kolombiya hayal etti!’ İfadesine göre, ‘Kolombiya sevdalısı’ydı! Memleketi ve halkı için her türlü fedakârlığı yapabilirdi! Düşüncelerini gerçekleştirmek siyasete girmekle mümkündü. Görüşlerine en yakın oluşum: Kolombiya Liberal Partisi’ydi. 1982’deki seçimlere katıldı. Kolombiya Meclisi’ne yedek üye seçildi. Bazı oturumlara katıldı. Ancak politikada aradığını bulamayacaktı. Politik hayatının 2. yılını dolduramadan ‘kirli çamaşırları’ ortaya saçıldı. Ürkütücü illegal faaliyetlerinin öğrenilmesi sonunu getirdi. Meclis üyeliği nihayetlendirildi. Adalet Bakanı Rodrigo Lara Bonilla in Bogotá’yı suçladı. İddiasına göre, ‘politik zirveye - Devlet Başkanlığı’na! - yapacağı kutlu yürüyüş engellenmişti!’ Nazır Bogotá’nın biletini kestirdi! Suikasta kurban giden bakanın ölümünden sorumlu tutulacaktı.

Escobar, Kolombiya Meclisi’ndeki konuşmaları/çıkışlarıyla da dikkat çekti. Bir beyanında ülkesinin toplam dış borcunu - 10 milyar dolar! - şahsi servetinden tek seferde ödeyebileceğini/kapatabileceğini açıkladı. Gazete manşetlerini çıktı. Televizyon haberlerinde ilk sıraya yükseldi. Yönetim, devleti ele geçirmesinden korktu. ‘Paralel yapılanmaya izin verilemezdi!’ ‘Kanlı suç örgütünün liderinin devletin en tepe koltuğuna oturmayı düşünmesi bile yeterince korkutucuydu!’Parlamentodan kovulduktan sonra örgütünü genişletti. ABD, Meksika, Venezüella, İspanya, Porto Riko’da yeni dağıtım ağları oluşturdu. Silahlı koruma, kiralık katil sayısını artırdı. Devlete ve yönetime savaş açtı. ‘Şahsi otoritesini silah da kullanarak tesis etmeye çalıştı!’

- Devletin Pek Çok Yöneticisini Satın Aldı… -

Para ile de siyasi güç/koruma sağlayabilirdi. Polisleri, istihbaratçıları, hâkimleri, gazetecileri, iktidar partisinden bazı milletvekillerini maaşa/rüşvete bağladı. Armağanlarında sınır tanımadı. Bağlılığı ödüllendirdi. İhaneti/iş görmezliği affetmedi. Adamlarının da gözü karaydı. İspiyonu, yarım kalan operasyonları asla cezasız bırakmadı. Kişinin toplumdaki statüsü önemli değildi. 1970’den 1993’e kadar 3.500 ile 5 bin kişinin infazından sorumlu tutuldu. 200’den fazla yargıç öldürüldü. 250’den fazla polis hayatını yitirdi. Gazeteci, avukat, rakip çetenin silahşorları paylarına düşeni aldı. Maktuller arasında kin beslenen, emir altına girmeyen, irtikâba bulaşmayanların sayısı da azımsanamazdı. Muhalif ya da tarafsız siyasetçiler de suikast listesindeydi. Bakanların ve devlet başkanı adaylarının isimlerine de rastlandı. ‘Sonuçta: Escobar dokunulmaz ve reddedilemezdi!’

Kanlı şöhretine karşın Medellin halkına aşırı cömertti. Şehrin banliyölerini kendine üs edindi. Escobar, fakirler için binlerce konut yaptırdı. Alt yapılarını tamamladı, elektrik getirtti. Yiyecek, içecek ve insancıl yardımlar sağladı. Sosyal tesisler, hastaneler, yemekhaneler, okullar ve futbol sahaları inşa ettirdi. Yeterince beslenemeyen ve hastalıkların pençesinde kıvranan bebeklerin, küçük çocukların üzerinden elini çekmedi. Süt, bebek maması, kahvaltı desteğinde bulundu. Evlerine sağlık hizmeti, doktor yolladı. Her Noel’de hediyelerini unutmadı. İşsizlere, zaruret halindeki ailelere nakit desteği sağladı. Binlerce kişiyi maaşa bağladı. Kiliselere ciddi tutarlarda yardım etti, onarımlarını yaptırdı. Yenileri inşa ettirdi. ‘Bazı halk kesimlerinin gözünde karanlık, gayrimeşru işler yapan birinden ziyade adeta ‘aziz’di!’ Toplumun arasında, günlük hayatın göbeğindeydi. İyilikleri, sıcak ilişkileri herkesin gözünün önündeydi. Vatandaşın derdini dinlerdi, sorunlarını çözerdi. İtalyan mafyasının temel direği ‘don’lara benzerdi. Parlamentodan atılsa da tipik siyasetçi davranışları gösterdi. ‘Halkın gözünde, ‘Kolombiya’nın Robin Hood’uydu!’

- Dolarlarını Bankalara Yatırmaz, Toprağa Gömerdi… -

Kardeşi ve muhasebecisi Roberto Escobar, ‘Muhasebecinin Hikâyesi’ adlı anılarında Pablo Escobar’ın dünyanın en zengin adamları arasına nasıl girdiğini uzun uzun anlattı. Roberto’ya göre kardeşi kokain satışlardan günde 500 bin dolar kazandı. Bazen kazancı 10 hatta 20 kat arttı. Parasını bankalara yatır(a)mazdı. Bloklar halinde naylon torbalara doldururdu. Değişik şehirlerdeki/ülkelerdeki evlerin gizli bölmelerinde saklardı. Çoğunlukla da toprağa gömerdi. Nereye ne kadar dolar yığdığını şifreli şekilde not ederdi. ‘Muhasebecisine göre, hâsılatın en az yüzde 10’u aç fareler tarafından kemir(ilir)di/yen(ir)di!’ Aşırı nem ve olumsuz iklim şartları da dolar torbalarının düşmanıydı. ‘Toplamda 60 milyar dolar tutan servetinin en az 10’da birini yitirmişti!’

Aleyhinde belge toplayanlara, şahitlik yapacaklara karşı kanlı tuzaklar kur(dur)du. 27 Kasım 1989’da, itirafçının bulunduğu yolcu uçağına bomba koydurdu. Tayyare havada patladı. 100’e yakın kişi hayatını yitirdi. Aynı suikastın benzerini muhalifi kudretli politikacıya da uyguladı. Havada patlatılan Avianca Havayolları yolcu uçağında mürettebat dâhil 107 kişi hayatını yitirdi. ‘1989’da Cumhurbaşkanı adaylarından Luis Carlos Galan’ın katlinden de sorumlu tutuldu!’ 

Pablo Escobar’ın suç dünyasında kendisi kadar ünlü tetikçisi, ‘Temel Reis’ kod adlı John Jairo Velasquez, 300 kişiyi öldürdüğünü kabul etti. İddiasına göre patronu en az 3 bin cinayetten sorumluydu.

Escobar’ın nezdinde ve örgütünde 14 ile 17 yaş arasındaki genç, güzel, seksi ve girişken kızların yeri ayrıydı. Mankenlik yapabilecek, güzellik yarışmalarına girebilecek fiziksel özelliklere sahip olanlar tercih sebebiydi. Kayıtlara göre Pablo Escobar, profesyonel mankenlere de düşkündü. Medellin Karteli’nin ünlü tetikçisi Jairo Velasquez Vasquez açıklamasına bakılırsa patronu, saplantı derecesinde bakirelere tutkundu. Kendisiyle yatanlara yüksek paralar öderdi. Aynı iddia German Castro Caycedo'nun kaleme aldığı ‘Operation Pablo Escobar’ kitabında da yinelendi. Caycedo, ‘Escobar’ın 14 ile 17 yaş grubundaki genç kızları yeğlediğini/el üstünde tuttuğunu yazdı!’

- Fakir Aile Kızlarını Paraya Boğardı… -

Pablo Escobar, gazeteci Virginia Vallejo ile 5 yıl boyunca gözlerden uzak tutkulu, ateşli aşk yaşadı. Bayan Vallejo hatıralarını ‘Loving Pablo, Hating Escobar’ - Escobar’ı Sevmek, Escosar’dan Nefret Etmek! - başlığı altında yayınladı. Hollywood, romanın sinema haklarını satın aldı. ‘Loving Pablo’ filmine konu etti. Başrollerde Javier Bardem ve Penelope Cruz oynadı.

Escobar, rakip organizasyonlara muhbirlik yapanlara karşı çok zalimdi. Özellikle de çetenin tecrübesiz, para kazanma arzusuyla dolu, fakir ailelerden gelen genç hanım elemanları cazip tekliflere ‘hayır!’ diyemezdi. Tek amaçları: Hollywood yıldızlarına benzer zengin hayat sürmekti. Daha iyi maddi imkân(lar)a kavuşmak için örgütün erkek üyelerinin düzenlediği seks partilerine katılırlardı. Ama ihanetleri belirlendiğinde akıbetleri ürkütücü olurdu. Üç gün ağır işkenceden geçirilir, sonra infaz edilirlerdi. Bazen muhbirler topluca katledilir, şehrin varoşlarına çırılçıplak bırakılırdı. Bazılarının cesetlerinin üzerine mermilerle yapılmış korkunç işaretler görülürdü.

Medellin Karteli’nin Şefi Pablo Escobar’a yönelik suikast girişimlerinde de bulunuldu. Rakip kartel Cali, kiralık asker ve özel harpçilerden oluşan deneyimli suikast grubuyla anlaştı. 1989’da, İskoç asıllı müstafi SAS komandosu Peter McAleese’nin komutasında oluşturulan çekirdek kadro faaliyete geçti. McAleese günde 1.000, ekiptekiler de aylık 5.000 dolar ücret alacaktı. Escobar, lüks çiftliği Hacienda Napoles’e yapılacak ani baskınla öldürülecekti. Ama plan akamete uğradı. Bir tim üyesi ayrıldı. Para karşılığı haberi basına sızdırdı. Cinayet ekibini taşıyan helikopter, alçak irtifada Alp dağları üzerinde uçarken düştü. Pilot öldü, ekipteki askerlerin çoğu yaralandı. Sonradan edinilen malumata göre Escobar, cinayet planından haberdardı. Helikopterin akıbetini öğrenince adamlarını yolladı. Gerekli temizliği yapmaları emrini verdi.

- ABD’ye Senede Bin Ton Uyuşturucu Sokuyordu… -

1980’lerde, Escobar’ın aylık ortama 70 ila 80 ton uyuşturucu sevkiyatı yaptığı sanılıyordu. Atak strateji uyguladı: Florida inişli hava yolu desteği sağladı. Bir Learjet, 6 helikopter ve büyük hacimli kargo taşıyabilen 15 uçak satın aldı. 

Çok yakın arkadaşı, kullandığı uçağı alana indiremeyip kaza yaptı, hayatını yitirdi. Tayyare parçalandı, içindekiler yandı. Escobar, dostunun hatırasına derin saygı gösterdi. Uçağın parçalarını toplattı. Çiftliğinin giriş kapısının üzerine monte ettirdi.

Özel jeti ile dolar balyaları da taşıdı. Hakkında tutulan raporlara göre, jetinin lastiklerinde de kokain taşınabileceğini öğrendi ve uyguladı. Günde 70 milyon dolar, yılda yaklaşık 26 milyar dolarlık ciroya ulaştığı söylendi. Kolombiya’ya yasadışı yollardan yüklü miktar(lar)da dolar girişinin anlaşılması/belirlenmesi, ABD Merkez Bankası ve güvenlik bürokrasisinin dikkatini çekti. FBI da - ülke içinde! - zehir satış ağının genişlemesinden rahatsızdı. Başkan Ronald Reagan devreye girdi. Kolombiya hükümetine yoğun baskı yapıldı. Interpol, Escobar için yakalama emri yayınladı. Hakkında uluslar arası tutuklama kararı çıkarıldığında, ABD Başkanı’nın konutu White House’un önündeydi. Resmi tura katıldı, fotoğraf çektirdi.

Escobar, devlet yetkilileriyle görüştü. Teslim olacaktı. Ancak bazı şartlar ileri sürdü: ‘ABD’ye verilmeyecekti. Kendi yaptıracağı özel hapishanede cezasını çekecekti. Güvenliğini adamları sağlayacaktı. Polis ve asker cezaevine giremeyecek ve yönetime karışmayacaktı.’ İstekleri kabul gördü. Escobar, şahsi imkânlarıyla ‘La Catedral’ adı verilen modern konağı yaptırdı. - Bina daha sonra yaşlılar için huzurevi şeklinde değerlendirilecekti! -  İçini dilediği gibi döşetti. SPA ve kumarhane kurdurdu. Özel garsonlar, aşçılar hizmet verecekti. Özel futbol sahasında, çağırdığı takımlar maç yapabilecekti. Kendisi de hususi locasında misafirleriyle müsabaka seyredebilecekti. Kolombiya Millî Futbol Takımı, Escobar’ı hapishanede ziyaret etti. Moral verdi ve sembolik gösteri maçı oynadı. Özel hapishane, halk arasında ‘Escobar Hotel’ diye anıldı. 6 yıldızlı konfora sahipti.

Dünyanın en ünlü ve zengin uyuşturucu baronunu önemli isimler de ziyaret ederdi. Frank Sinatra ve The Rolling Stones grubu defalarda özel malikâneye geldi. Şahsına müzik ziyafet(ler)i sundu.

- Escobar’ı Yakalayan Ekibe CIA Danışmanlık Yaptı… -

‘La Catedral’, huzurevine dönüştürülüp, yaşlıların hizmetine sunulunca yönetimine rahip atandı. New Yorker dergisi, görevli papaz Elkin Ramiro Velez Garcia ile görüştü. Peder Garcia’nın açıklamaları şaşırtıcıydı: ‘Escobar, kimsenin el uzatmadığı kişilere yardım etti! Kilise ile işbirliği yaptı! Ziyaretine gelen her rahip, yanından ayrılırken para dolu çanta taşırdı!’ 

Rahatı uzun sürmedi. Hükümet yetkilileri, Escobar’ı kontrol etmeye, konforunu bozmaya kalkıştı. Yüksek güvenlikli, devlet hapishanesine transfer edilmesine karar verildi. Ünlü narkotik kaçakçısı haberi duyunca, elini kolunu sallayarak kayıplara karıştı. Hükümet, tecrübeli elemanlardan oluşturduğu timle peşine düştü. Ekibin başına da Tuğgeneral Hugo Martínez getirildi. CIA, bazı deneyimli ABD’li askerler de danışmanlık ve teknik destek verdi.

Pablo Escobar, Medellin’deki sadık taraftarlarına sığındı. 2 Aralık 1993’de, saklandığı yerde sıkıştırıldı. Arama ekibinin elinden kaçmayı denedi. Ama cep telefonunun sinyalinden konumu tespit edildi. Görgü şahitlerine göre, çatışma uzun sürdü. Kolombiya güvenlik güçleri ile CIA eğitimli antiterör birliği, Pablo’yu öldürmeyi başardı.

Medellin kartelinin kurucusu zengin, gösterişli, imrenilecek hayata meraklıydı. Özel çiftliği Hacienda Napoles’deki malikânesinin yanına hayvanat bahçesi kurdu. Dünyanın çeşitli bölgelerinden muhtelif vahşi hayvanlar getirtti. Özellikle de suaygırlarına meraklıydı. Hipopotam, gergedan, fil, zürafalar vb. de ilgi gösterdi. - Hükümetin egzotik vahşi hayvan ithal yasağını dikkate almadı. 1981’de, kaçak yollardan 4 suaygırını ülkeye soktu! - Hayvanat bahçesine giriş ücretsizdi. Uyuşturucu baronu, halk üzerindeki etkisini ve sempatisini çoğaltma düşüncesiyle misafirlerine ücretsiz ulaşım bile sağladı.

- Escobar Uyuşturucu Kullanmazdı… -

1993’de öldürülmesinden sonra hayvanat bahçesindeki mahlûklar etrafa dağıldı. Fakat çoğu uzun süre yaşa(ya)madı. Su aygırları hayatta kalmayı başardı. Hızla çoğaldılar. Çevrecilerin iddiasına göre, ülkedeki nehirlerin eko sistemini etkilediler. Akarsuların oksijen seviyesini düşürdüler. ‘Gelecekte insanlar için de tehlike oluşturabilirlerdi!’ 2035’de, sayıları 1.500’e ulaşabilecekti.

Medellin Baronu’nun şaşırtan bir yanı daha vardı. Dünyayı kokaine alıştıran, binlerce insanın ölümünün nedeni Escobar, uyuşturucu kullanmazdı. Yakın çevresinin ifadesine göre, günde birkaç şişe bira içerdi. Asla sarhoş olmazdı. 

Escobar, alternatifli üretim yaptırırdı. Sadece Kolombiya’da değil, çevre ülkelerde de tarlalara, imalathanelere sahipti. Kardeşi, ‘Ayı!’ lakaplı Roberto Escobar’ın ‘Kardeşim Pablo’ adını verdiği kitabında yazdıklarına bakılırsa, Peru’nun Putumayo eyaletinde uyuşturucu istihsali ve dağıtımı yapa(bile)n köy kurmuştu. Fantom adlı merkez, açılıp kapanabilen uçak pistinin etrafında konuşluydu. Tahta tekerlekler üzerinde hareket edebilen evler, uçak inip kalkacağı zaman istenilen yere çekilebilirdi. Nakliye bitince eski konuma dönülürdü. Merkezin uydulardan ve radarlardan görünmesi zordu.

Pablo Escobar, parasını bankalara yatırmazdı. Devlet denetimi dışında tutardı. Soruşturmaya uğramamak için de milyonlarca dolar rüşvet dağıtırdı. 

2015’de beklenmedik gelişme yaşandı. Escobar’a ait villada bahçıvanlık yapan Jose Mariena Cartolos, bahçe düzenlemesi sırasında büyük metal bidonlara rastladı. Yetkililere haber verdi. Konutun bahçesine saklanmış - yaklaşık! - 600 milyon dolar tutarında banknot ele geçirildi.

- Ailesi, Can Güvenliği İçin Ülkeyi Terk Etti… -

Ölümünden sonra, milyonlarca dolara mal ettiği çiftliği ‘La Hacienda Nápoles’ turizm merkezi haline geldi. Çılgın uyuşturucu baronunun yaşadığı mekân ve atmosfer merak konusuydu. Kardeşi ve özel muhasebecisi Roberto Escobar, turlarda rehberlik yapıp paraya para demedi.

Medellin’deki Pablo Escobar’ın müze evi yıllarca ruhsatsız çalıştırıldı. Kolombiya Turizm Bakanlığı ve il belediyesi, mekânı, yetki belgesi olmadığı gerekçesiyle mühürledi. Müze evin sahibi ve yöneticisi Roberto Escobar’dı. ‘Narko Tur’ adlı gezinin önemli durağı sayılan müzede, Pablo Escobar’a ait şahsi eşyalar ve fotoğraflar sergilenirdi.

Eşi Maria Victoria Henao, Escobar’ın öldürülmesinden sonra can güvenliğini sağlamak ülke dışına çıkmayı denedi. Rakip karteller ve bazı devlet görevlileri intikam almaya çalışabilirdi. Sonunda Arjantin’den olumlu yanıt alabildi. Aile, Buenos Aires'e yerleşip kimlik değiştirdi. Oğlu Juan Pablo, ‘Sebastian Marroquin’ adını kullandı.

25 May 2021 23:44
1,953 kez okundu

Ali Hikmet İnce



Benzer Yazılar

Dolar Yakarak Isınan Baba

El Chapo (Bücür!), mafya dünyasında her adımı ile örnek alındı. Bütçesi milyar dolarları aşan yasadışı uluslar arası organizasyon oluşturdu. Film yıldızlarını kıskandıran güzellikte kiralık kadın katilleri rakiplerine karşı kullandı. Dünyada Cennet’i yaşayacağını sandı ama…

Picasso’nun Tablolarını Çalıp Kırk Yıl Saklamışlar

Dünyaca ünlü ressam Pablo Picasso’ya ait 271 adet eseri çalıp evlerinin garajında kırk yıl sakladıkları iddia edilen karı koca yakalandı.

Dolar Yakarak Isınan Baba

El Chapo (Bücür!), mafya dünyasında her adımı ile örnek alındı. Bütçesi milyar dolarları aşan yasadışı uluslar arası organizasyon oluşturdu. Film yıldızlarını kıskandıran güzellikte kiralık kadın katilleri rakiplerine karşı kullandı. Dünyada Cennet’i yaşayacağını sandı ama…

Kral 3. Charles Müslüman mı?

‘3. Charles’ unvanı ile İngiltere Tahtı’na oturan Prens Charles, Şeyh Nazım Kıbrısî’nin iddia ettiği gibi ‘Müslüman’ mıydı? Hem Anglikan Kilisesi’nin başı hem İslâm dinine mensubiyet mümkün müydü?

Öteki Putin / 1

Putin, ‘KGB okulu/geleneği’nden gelen Rusya Federasyonu Başkanı’ydı. Tarihine, devletinin derin/‘kadim’ geleneklerine ve kurumlarına bağlıydı. Hatta resmen açıklamasa bile, 20. asrın 2 numaralı süper gücü, ‘Sovyetler Birliği’nin mirasçısıydı. ‘Çarlık Rusyası ile SSCB’nin sentezi gibiydi!’

Kavanoza Hapsedilen Seri Katil

Diogo Alves, Portekiz’de belirlenen ilk erkek seri katildi. 19. asrın birinci yarısında yaşanan ağır ekonomik, toplumsal ve politik sarsıntıların yarattığı suçlu tipolojiydi. Lizbon’daki tarihi/anıtsal ‘Águas Livres Su Kemeri’ni üs edinip 70 kişiyi öldürmekle suçlandı. Ama farklı cürüm(ler)den hüküm giydi ve asıldı.

‘Kanser’ Evita Perón’a Şifa Niyetine Mevlit

Ülkesinde gerçekleştirdiği reformlar ve halkına sağladığı sosyal imkânlarla sevildi. Kocası, Juan Perón’a verdiği destek ve darbecilere karşı gösterdiği direniş ile de insanının gönlünde taht kurdu. Eva Perón, dünyaca tanındı.

Dolar Yakarak Isınan Baba

El Chapo (Bücür!), mafya dünyasında her adımı ile örnek alındı. Bütçesi milyar dolarları aşan yasadışı uluslar arası organizasyon oluşturdu. Film yıldızlarını kıskandıran güzellikte kiralık kadın katilleri rakiplerine karşı kullandı. Dünyada Cennet’i yaşayacağını sandı ama…

‘GPS’li Bavul’ İle Taşınan Dolarlar

‘Kısa sürede yüksek kazanç sağlama’ vaadi çoğu kişiye çekici geldi. ‘Tatlı dilin yılanı yuvasından çıkarması gibi, ‘emeksiz yemek’ hayali - aslında! - bütün birikimleri yok edecekti…’

Gelmiş Geçmiş En Zengin Adam

Alman banker ve tüccar Jakob Fugger (1459 - 1535); şimdiye kadar dünyaya gelmiş en zengin adamdı.

Kral Charles’ın ‘Gönül Galerisi’

Prens Charles ile Camilla arasındaki aşk öyküsü televizyon dizi(si) senaryosuna benzerdi. Taraflar, bir dargın bir barışık, bazen hoşnut bazen üzgün yarım asrı aşan ‘parçalı bulutlu’ birliktelik yaşadı. İkili - başka kişilerle evliyken dahi! - birbirlerinden vazgeçemedi. Sonunda mutlu sona ulaştılar ama hayli geç olmuştu!

ABD Başkanı’ndan Yasak Aşkına Mektuplar

ABD Başkanı Kennedy, kısa sayılabilecek - 46 yıl! - ömür sürdü. Ama çok hızlı, renkli, olaylarla dolu, yüksek gerilimli, sansasyonel yaşadı. Döneminin en gözde, en ünlü, en güzel, en seksi kadınlarıyla kurduğu ilişkilerle de anıldı.

Tavşan Doğuran Kadın

İngiltere tahtında oturan, İngilizce bilmeyen, çevresi ve devlet yöneticileriyle Fransızca konuşa(bile)n I. George’un döneminde inanılması zor/garip olaylar, skandallar yaşandı. 50 kadar tavşan doğurduğunu iddia eden Mary Tofts adlı kadın da sahtekârlar arasındaydı.

KGB’nin Ölüm Listesindeki Ünlü Aktör

Sovyetler Birliği’nin 2. Genel Sekreteri Joseph Stalin (1878-1953) sıkı bir western ve John Wayne hayranıydı.

Castro’ya Zehirli Puro

Küba’nın efsanevi lideri Fidel Castro’ya iktidara geldiği 1959 yılından 2006’ya kadar 650’e yakın suikast girişiminde bulunulduğu iddia edildi.

Marquez, Küba - ABD Arasında Arabuluculuk Yapmış

Nobel ödülü sahibi ünlü yazar Gabriel Garcia Marquez’in Bill Clinton’un başkanlığı döneminde ilişkilerin normalleşmesi için Küba ile ABD arasında ‘gizli arabuluculuk’ yaptığı ortaya çıktı.

Castro’nun Sosyetik Sevgilisi

Natalia Revuelta; Küba’nın efsanevi lideri Fidel Castro’nun ilk sevgilisi, hayatını en çok etkileyen kadındı.

Tanju Okan Ve ‘Kadınım’ Şarkısı

Tanju Okan; İzmir’den yetişmiş bir ses sanatçısıydı. Türk Hafif Müziği’nin kurucuları/öncüleri arasındaydı. Kısa sayılabilecek hayatında unutulmayacak/ölümsüz şarkılar seslendirdi. Son anına kadar hayata kırgındı; mutsuzdu; huzursuzdu…

Kurbanlarını Gazete İlanıyla Bulan Kadın Seri Katil

Bayan Belle Gunness, yeni hayat kurmak için ABD’ye geldi. ‘Amerikan rüyası’nı gerçekleştirmek, zenginleşmek amacıyla kendince yol tuttu. Servet sahibi oldu fakat gönlünce harcayamadı. Kurbanlarıyla aynı kaderi paylaştı. Suç ortağının hedefine oturdu.

İran'ın Nükleer Satrancı

Hedefe konulan İranlı nükleer fizikçiler şehir içinde düzenlenen suikastlarda öldürüldü. Trafikte yaklaşan motosikletli kişiler, ya arabanın dış yüzeyine mıknatıslı bomba yerleştirdi ya da otomatik silahlar kullanıp olay yerinden hızla uzaklaştı.

KGB’nin Ölüm Listesindeki Ünlü Aktör

Sovyetler Birliği’nin 2. Genel Sekreteri Joseph Stalin (1878-1953) sıkı bir western ve John Wayne hayranıydı.

Lady Diana’nın Sevgilisi Öldürülmüş

Lady Diana’nın eski İletişim Koçu Peter Settelen tarafından Kensington Sarayı’nda gizlice çekildiği ileri sürülen videolardan oluşan belgesel kafaları karıştırdı.

Taliban’ın Kara Kutusu

Taliban, Afganistan’ın tamamında kontrolü sağlayıp iktidara geldi. Ülke insanına işbirliği/dayanışma çağrısında bulundu. Oysa 1996 - 2001 arasında tam bir ‘orta çağ idaresi’ uygulamıştı. Yokluklar içindeki ülke iyice yoksullaşmıştı. Çocuk ölümlerinde dünya rekoru yakalanmıştı. Kızların eğitim hakları ellerinden alınmıştı. Bütün eğitim kurumları medreseye çevrilmişti.

Reagan Başkanken Alzheimer Olmuş

ABD Başkanı Ronald Reagan’ın 1981-1989 yılları arasındaki konuşmalarını inceleyen uzmanlar çok önemli bir gerçeğe ulaştı.

ABD Bayrağıyla Pabuçlarını Parlatan Baba

Al Capone, İtalyan’dı fakat Sicilya kökenli değildi. Doğuştan suça meyyaldi. Cürüm işlerken haz duyardı. Bodyguardlık, fedailik, tetikçilik, hırsızlık, beyaz kadın ticareti gibi illegal/kirli işler yaptı. Her seferinde antikomünist ve Amerikan milliyetçisi olduğunu iddia etti. Devletinin ve yönetimin yanında durmuş göründü.

ABD Başkanı İle Görüşebilen Mafya Şefi

Al Capone, servet edindikçe çevresini genişletti. Polisleri, savcıları, hâkimleri, belediye başkanlarını ve politikacılarını kendine bağladı. Dokunulmazlık zırhını kuvvetlendirdiğini düşündü. ABD Başkanı Herbert Hoover ile samimi dostluk kurmayı bile başardı. Suçlarının görmezden gelineceğini düşündü/sandı.

‘Cinayet Şirketi’ Kuran Tetikçi

Amerikan suç dünyasında ‘Kid Twist’ diye bilinen İbrahim Reles, Mafya’nın en ünlü eli kanlı katillerindendi. Kurbanlarını çengel uçlu buz kırma aparatı ile öldürürdü. Binden fazla kişinin kanına girdiği ileri sürüldü. Cinayet işlemek için şirket dahi kurdu ve siparişleri/iş tekliflerini değerlendirdi.

Tanju Okan Ve ‘Kadınım’ Şarkısı

Tanju Okan; İzmir’den yetişmiş bir ses sanatçısıydı. Türk Hafif Müziği’nin kurucuları/öncüleri arasındaydı. Kısa sayılabilecek hayatında unutulmayacak/ölümsüz şarkılar seslendirdi. Son anına kadar hayata kırgındı; mutsuzdu; huzursuzdu…

Diğer Muhtelif Yazıları

CIA’nin Hedefindeki ‘Düşünce Silahşoru’

Osman Nuri Koçtürk, tek başına ABD’ye kafa tuttu/savaş açtı. Süt tozu, hibrit tohum, yumurta/et tavuğu, soya yağı, yabancı menşeli gübre gibi hayati ürünlere karşı çıktı. Süper/’emperyalist’ devletlerin, ‘zayıf müttefiklerinin topraklarını ve insanlarını deneylerinin malzemesi olarak kullandığını’ ortaya koydu/ispat etti. ‘Yeniçağın yeni silahlarını teşhir etti!’

‘Bilinmeyen’ İmamoğlu / 2

Ekrem İmamoğlu, 25 yıl ‘Millî Görüş’ geleneğinden gelen/yetişen kadrolarca yönetilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı - yeniden! - CHP’ye kazandırmayı başardı. AKP, İstanbul’un kaybedilmesini bir türlü kabullenemedi. İmamoğlu kimdi? Elinde ‘sihirli değnek’ mi vardı?

‘Bilinmeyen’ İmamoğlu / 1

Ekrem İmamoğlu, 25 yıl ‘Millî Görüş’ geleneğinden gelen/yetişen kadrolarca yönetilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı - yeniden! - CHP’ye kazandırmayı başardı. AKP, İstanbul’un kaybedilmesini bir türlü kabullenemedi. İmamoğlu kimdi? Elinde ‘sihirli değnek’ mi vardı?

Cem Karaca’dan ‘Karabağ Şarkısı’

Cem Karaca, babası Mehmet Bey’in öğüdüne bağlı kaldı: ‘Bu toprakların ezgilerini söyledi!’ Türk Dünyası’na ilgisini hiç azaltmadı. Karabağ’ın işgalini telin etti! ‘Karabağ Şarkısı’nı besteledi. ‘Nerede Kalmıştık?’ adlı kasetinde yer verdi.

Adı Filistin Olan Sevda

Cem Karaca, ülke ve dünya sorunlarıyla yakından ilgilendi. Filistin’in ezilen halkına karşı özel alâka/sempati duydu. ‘Mutlaka Yavrum’ gibi bazı popüler parçalarını ithaf etti. Kamuoyunda farkındalık yaratmaya çalıştı.

‘GPS’li Bavul’ İle Taşınan Dolarlar

‘Kısa sürede yüksek kazanç sağlama’ vaadi çoğu kişiye çekici geldi. ‘Tatlı dilin yılanı yuvasından çıkarması gibi, ‘emeksiz yemek’ hayali - aslında! - bütün birikimleri yok edecekti…’

Maksim Gorki ‘Seven Banker’

Adından daha ziyade mesleki unvanı ile tanındı. Her gün gazetelerin birinci sayfalarını haber(ler)i, iç yapraklarını da reklam(lar)ıyla doldururdu. Tek kanallı TRT televizyonunda günün her saatinde şirketlerinin ‘paralı tanıtımını’ yapan kısa bantlar dönerdi. Bankalardan daha fazla mevduat toplamayı başardı. Yüksek faiz dağıtırdı. Ama yükselişi gibi ‘inkırazı’/çöküşü de pek hızlıydı. ‘Banker Kastelli’ olarak bilinen, milyonlarca kişiyi peşinden sürükleye(bile)n Abidin Cevher Özden kimdi?