2. Abdülhamit, Osmanlı Hanedanı’nın en çok tartışılan, konuşulan ve hakkında yazılan üyesiydi. Eylemleri ile bazen eleştirildi, bazen göklere çıkarıldı. Özel hayatı da merak edildi. Kimi kaynaklara göre 13, kimi tarihçilere göre 16 hanımı oldu. Çerkez soyluları tercih ettiği yazıldı.
Hayri Caner, Yeşilçam’ın çok yönlü emekçisiydi. Yazdı, yönetti, rol aldı, kritize etti. Beyaz perdenin her veçhesini derinlemesine tanıdı. Babıâli’de de nefes aldı, ekmek parasını kazandı. Annesinin yardımı, manevi desteği ile hayata tutunmaya çalıştı. Sonrasında hep yokluk, çaresizlik, ümitsizlik ve yılgınlık içinde yaşadı.
Anna (Kushchyenko) Chapman, 21. yüzyılın birinci çeyreğinde dünyaca ünlenen ilk kadın casustu. New York’ta faaliyet gösterdi. Eşsiz fiziği, kızıl saçları, yeşil gözleri, Hollywood yıldızlarını kıskandıran çok zengin gardırobu, lüks ötesi hayatıyla hedef seçtiği erkekleri parmağında oynattı. Mata Hari’nin türevi gibiydi.
Tarık Akan, yarışmayı kazandıktan hemen sonra Yeşilçam’ın en yeni ve en aranılan ismiydi. Dönemin bütün ünlü kadın yıldızlarıyla filmlerde göründü. Genç kızların, güzel hanımların yüreklerini hoplattı. Kartpostalları hatıra defterlerini süsledi. Posterleri duvarlara asıldı. ‘Bebek yüzlü aktör’, bir anda Türkiye’nin sevgilisi oluverdi!
Tarihe ‘Yahudi soykırımını yap(tır)an lider’ suçlamasıyla geçen, Alman Nazi Partisi’nin değişmeyen Führer’i Adolf Hitler’in son büyük aşkı, nikâhlı karısı Eva Braun Aşkenaz Yahudisi çıktı.
Hüseyin Peyda, sinema tarihimize mendil ıslatan yerli melodramların öncüsü olarak geçti. ‘Söyleyin Anama Ağlamasın’ ve ‘Mezarımı Taştan Oyun’ ile rüştünü ispatladı. Milyonların sevgisini ve hayranlığını kazandı. 40 yıllık Yeşilçam serüveninde kendisini yenilemeyi, ayakta kalmayı bildi/başardı.
ABD, 1940-1960 arasındaki süreçte Kongo’ya özel ilgi gösterdi. CIA’nin ağabeyi, Stratejik Hizmetler Ofisi, zengin uranyum yataklarını belirledi. Çok gizli operasyon(lar)la Japonya’ya atılan atom bombalarının yapımı için gereken ham maddeyi elde etti ve ülkesine taşıdı.
Ferhan Şensoy, tiyatromuzun son yarım yüzyılda yetiştirdiği birkaç sivri dilli, muhalif, yazdığı okunan, sahnelediği seyredilen sanatkârlardandı. Heyecanlı, hareketli, yüksek tansiyonlu, özenilecek, serüven dolu hayat sürdü. Geride çok sayıda eser, anı ve dost bıraktı.
Latife Uşşaki Hanım geçmişine ve anılarına saygılıydı. Mustafa Kemal Paşa’ya eşsiz aşkla bağlandı. 2,5 yıl süren evliliği bitince, İstanbul ve İzmir’de yaşadı. Toplantılara katılmadı, görüşme isteklerini reddetti. Paşası ile yaşadığı dönemde çekilen fotoğraflarıyla hatırlanmak istedi.
Cezayir, 130 yılı aşkın süre (1830 - 1962) Fransız sömürgesiydi. Koloni yönetimi, yerli halkı sindirmek için her türlü insanlık dışı uygulamayı yaptı. Süreç içinde Arap ve Bedevi asıllı 10 milyona yakın Müslüman hayatını yitirdi. ‘Harki’ denilen yerli işbirlikçiler, Fransız saflarında yer aldı. Verilen emirleri uyguladılar. Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nda soydaşlarına karşı savaştılar.
Türk Tayyare Cemiyeti kurulduğunda sadece yerli uçağın yapımı değil, millî silah sanayinin de temeli atıldı. Atatürk’e göre Türk Milleti yüksek karaktere, zekâya, kabiliyete sahipti. Kendi uçağını, tankını ve her türden savaş silah(lar)ını üretebilirdi.
Sinemanın ünlü, yakışıklı, zengin, pek kabiliyetli, çok yönlü ismiydi. İşine ve evine önem verdi. Sade, dedikodudan uzak, huzur dolu hayatı özledi, yaşadı. Mutluluğu hanesinde ve ailesinde buldu. Eşine ve çocuklarına sıkıntısız, sevgi dolu ve zengin sayılabilecek yaşam sunabilmenin gayreti içinde oldu. Kaliteli eğitim aldırdı.
Ahmet Tarık Tekçe, Yeşilçam Sokağı’nda yaşadı, nefes aldı, sinema için terledi ve rızkını temine çalıştı. Bazı yapımcıların sömürüsüne karşın, hakkını isterken bile zorlandı. Paranın değil, beyaz perdenin cazibesine kapıldı.
Ülkesinde gerçekleştirdiği reformlar ve halkına sağladığı sosyal imkânlarla sevildi. Kocası, Juan Perón’a verdiği destek ve darbecilere karşı gösterdiği direniş ile de insanının gönlünde taht kurdu. Eva Perón, dünyaca tanındı.
Yakup Cemil Bey, ‘korku’ kelimesini tanıma(z)dı. Düz mantık yürütürdü. Siyasetin ince oyunlarını, gülümserken ayak kaydıran tuzaklarını bilmezdi. Ölümü göze alır, istenileni/emredileni yapardı. Kontrolü müşküldü. Haksızlık(lar) karşısında susmaz, ya sesini yükseltir ya da - daha çok! - piştovunu konuştururdu.
Atatürk’ün manevi kızı Prof. Dr. Afet İnan’ın Ankara’nın Necatibey Caddesi’ndeki mütevazı evinde ‘14’ler’ tanımlamasıyla siyasi tarihimize geçen grubun kaderi çizildi. CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, CHP Genel Sekreteri İsmail Rüştü Aksal ve MBK’nin 2 etkin üyesinin çok gizli toplantısında ülkenin yakın geleceğini etkileyecek önemli karar alındı.
Pablo Escobar, ‘beyaz zehir’ ticaretinin - bilinen! - ilk ve en önemli ismiydi. ‘ABD’yi dizlerinin üzerine çökertmeyi amaçladığını,’ tekrarlardı. ‘Büyük Şeytan’ın amansız düşmanıydı. Güçlü, mutlu, zengin ve uluslar arası alanda etkin Kolombiya düşlediğini söylerdi.
Türkiye Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Yaser Arafat’a, ABD ve bazı Avrupa ülkeleri adına elçi gitti. ‘Mescid-i Aksa’nın bahçesine inşa edilecek sinagoga izin verilirse bağımsız Filistin devletinin tanınacağı’ teklifini iletti. Olayı Filistin asıllı gazeteci Abdülbari Atwan doğruladı.
İnci Çayırlı, Münir Nurettin Selçuk, Emin Ongan, Saadettin Kaynak gibi klasik musikimizin son döneminde yetişen geleneksel halkanın temsilcisiydi. Birikimini nefes aldığı sürece öğretmeye çalıştı.
Gönül Yazar, kaliteli sesi, düzgün fiziği ve renkli yaşamı ile hep zirvedeydi. 1960 yapımı ‘Taş Bebek’in senaryosu sanki kendisi için yazılmıştı. Bir anda şöhretin doruklarına ulaştı. Baş döndüren natürel güzelliği ile erkeklerin yoğun ilgisine mazhar oldu. Film gibi yaşadı. Pek çok meslektaşı tarafından örnek alındı ve taklit edildi.