20. yüzyıl tarihi, ABD’nin menfaatlerini korumak/kollamak amacıyla yaptığı onlarca hükümet devirme/değiştirme operasyonlarıyla doluydu. ABD; Birinci Dünya Savaşı ve sonrası ‘arka bahçesi’ gördüğü Amerika kıtasının tamamında kendine sempati besleyen/kontrol edebileceği hükümetler oluşturma siyaseti benimsedi; amacına uygun operasyonlar gerçekleştirdi. Kazandığı özgüvenle de dünyanın her yerinde hamlelere girişti.
Bazna’nın Almanlara verdiği belgelerde, Türkiye’ye gelen İngiliz uzmanlar; Trakya’da kurulması düşünülen çok gizli askeri havaalanı ve Normandiya Çıkarması’na ilişkin çalışmanın detayları yer almıştı…
Kimi çevrelere göre sevgilisi, kimi çevrelere göre de Mustafa Kemal Paşa’nın nikâhlı eşi olduğu iddia edilen Fikriye Hanım’ın Ankara’nın Ulus semtinde çok eski bir mezarlığa gömüldüğü, tarihi defin alanının ise - yıllar sonra - temizlenip imara açıldığı ortaya çıktı.
TKP (Türkiye Komünist Partisi)’nin ilk merkez komite başkanı Mustafa Suphi ve 14 arkadaşının öldürülmelerinin üzerindeki esrar perdesi az da olsa kalktı.
Yeni MGK üyesi Karaosmanoğlu’nun ‘güvenlik soruşturması’ yapılmalıydı. Öğrenciliğinden beri ‘sosyal demokrat’ kimliğiyle/duruşuyla ön plana çıkmıştı. Hatta bazı bilgilendirmelerde ‘Solcu!’ diye tanımlanmıştı.
Yusuf Nalkesen, ünlü şair/yazar Orhan Seyfi Orhon’a ait Veda Busesi adlı şiiri 1951’de besteledi. Veda Busesi’nin tanınması/söylenmesi için tam 10 yıl sabırla bekleyecekti.
Gülriz Sururi kendine özgü stiliyle kızıl saçlı, delici bakışlı, naif, çekici ve ilgi odağıydı. Vefalı, paylaşımcı, aydınlanmacıydı. Müthiş bir Atatürk hayranıydı.
ABD’li tercümanların yanlış/hatalı çevirisi yüzünden 2. Dünya Savaşı’nın kaderinin değiştiği, Japonya’ya atom bombaları atıldığı ve 250 bin sivilin yok yere hayatını yitirdiği ileri sürüldü.