Güzelliğine şarkılar yazılacak kadar alımlı, hedefine ulaşmak için polise ve kanuna kafa tutacak kadar pervasız, hayal dünyasında yaşamaya rıza gösterecek kadar kalender kadındı Afife Jale… Türk tiyatrosunun öncü ismi, kısa hayatına öylesine yoğun/çeşitli olaylar sığdırdı ki; Türk tipi Rüzgâr Gibi Geçti filmine senaryo olabilirdi.
Babasıyla seyrettiği tiyatro oyununda bulduğu yalancı cennet, hayatının ikonu oldu. Muhsin Ertuğrul ile tanışınca hayalleri gerçeğe döndü. 1919’da sahnelenen - Hüseyin Suat’ın - Yamalar adlı oyunda başrol oynadı. Jale takma adını kullandı; henüz 16 yaşındaydı. Kadıköy’deki Apollon Tiyatrosu’nda sahneye çıkan ilk Müslüman kadın sanatçıydı. Ama denetim yapan polis memurlardan kaçamadı.
1923 yılına kadar çok zorluk çekti; ailesinden/akrabalarından yardım istemedi. İstanbul’un zengin/köklü bir ailesinden geliyordu. Babasının dediğini yapmadığından, burnunun dikine gittiğinden bağları kopuktu. Bu süre içinde gezici tiyatrolarda küçük roller üstlendi; karın tokluğuna gelen teklifleri kabul etti. 20 yaşına karşın hasta vücudu ve sinirli ruh hali vardı. Uyuşturucuyla tanışması da zor günlerinin eseriydi. Eroin, esrar, morfin ve uyuşturucu hapın her türlüsünü kullandı.
Atatürk’ün kurduğu yeni yönetim; tiyatroda Türk kadınının aktif görev almasının kapısı açtı. Çeşitli tiyatrolarda çalıştı, Anadolu turnelerine iştirak etti; sevdiği işi gönlünce yaptı. Ama tek dostu her geçen gün onu pençesine aldı. Eczanelerden sağladığı morfinle gününü geçiştirdi. Çevresinin iddiasına göre, Kadıköy’de Suriyeli bir Arap eczacıyla ilişkisi vardı; morfin ihtiyacını karşıladı.
Fuat Edip Baksı’ya ait şarkı sözü gibi ‘Bir Bahar Akşamı’ ünlü besteci Selahattin Pınar ile tanıştı. Çölde vaha arayan ikili, beraberliklerinde aşkı bulduklarına inandı. Evliliklerinin ilk yıllarında tahammül ve sabır varsa da; sonraki seneler zehirli çiçeğe dönüştü. Afife Jale güzeldi, zarifti; ama kaprisli ve çekilmezdi. Hemen küsüyor, sinirleniyor; Pınar’ın yaşama sevincini yaralıyordu. Ünlü bestekâr da eşinin uyuşturucu müptelası olduğunu öğrenmekte gecikmedi. Beraberlikleri altı yıl sürebildi. Ayrılık hem eşinden, hem de dünyada her şeyden çok sevdiği tiyatrodandı. Dostları ünlü sahne kadınını Bakırköy Akıl ve Ruh Hastalıkları Hastanesi’ne yatırdı. Tedavi beklenilen iyileşmeyi sağlamadı. Afife Jale; 24 Temmuz 1941’de henüz 39 yaşındayken dünyamıza veda etti. Cenazesi 4 kişinin katıldığı çok sade merasimle Bakırköy Mezarlığı’na defnedildi.
Geride soluk birkaç fotoğraf ve eşi Selahattin Pınar’ın ünlü bestesi, kürdîlihicazkâr şarkı ‘Nereden Sevdim Bu Zalim Kadını’ kaldı.
Ali Hikmet İnce