Macron’un Özel Hayatı

Emmanuel Macron, ‘Fransa’nın en genç cumhurbaşkanı’ydı. Renkli, duygu dolu, mutlu, heyecanlı yaşam öyküsüne sahipti. Siyasette hep yükseldi ve görülmeyen bir el/kuvvet tarafından desteklendi.

Macron’un Özel Hayatı

Emmanuel Macron, ilk romanını 16 yaşında yazdı. Lise öğrencisiydi. Öğretmeni Brigitte Trogneux'a sırılsıklam âşıktı. 300 sayfalık eserinde hayallerini ve ‘sevgili öğretmeni’ne duyduğu derin hisleri anlattı. İlk yapıtını komşusu daktilo etti. Closer dergisi, romanın şahidi ve ilk okuyucusunu bulup, konuşmayı başardı. İlk ve tek tanığın izlenimine göre roman, ‘cüretkârdı, açık saçıktı, ‘erotik’ sayılabilirdi.’ En önemlisi de gerçek hayattaki isimler kullanılmamıştı… 

Fransa’da en genç Cumhurbaşkanı seçilen Emmanuel Macron - Tam adı: Emmanuel Jean-Michel Frederic Macron! - ‘Kuzeyin Venedik’i’ diye de bilinen Amiens’de, 21 Aralık 1977’de dünyaya geldi. Zengin, kültürlü, iyi eğitimli ailenin çocuğuydu. Annesi - Françoise Macron! - ve babası - Prof. Jean-Michel Macron! - tıp eğitimi almıştı. Anneannesi kıdemli eğitimci, kolej müdiresiydi. Torununun tahsilinin ilk yıllarında etkisi görüldü. Küçük Emmanuel, anneannesinin okulunda sıkı disiplin içinde yetiştirildi. Okul sıralarında öğrendiği, özel derslerle geliştirdiği piyano çalma tekniği ile başarı kazandı. Arkadaşları, yakın çevresi ve tanıdıkları arasındaki takma adı ‘Küçük Mozart’tı! Profesyonel ekonomi yöneticiliği yaptığında da lakabı ‘Paranın Mozart’ı’ şeklinde değişecekti.

- Öğretmenine Âşık Olan Öğrenci… -

Macron’un kendisinden 2 yaş büyük erkek kardeşi, 5 yaş küçük kız kardeşi vardı. Disiplinli, mutlu, renkli çocukluk devresi geçirdi.

Macron, ilk ve orta eğitimini Cizvit ve Katolik kiliselerinin etkisindeki kurumlarda tamamladı. Aile, iki oğlunu daha iyi tahsil görmesi için Paris’e yolladı. Özellikle de genç Emmanuel bilinerek/istenerek uzaklaştırıldı. Çünkü yakışıklı Macron - henüz 16’sındaydı! - büyük bir aşk hikâyesinin göbeğindeydi. Kendisinden 25 yaş büyük Drama Öğretmeni Brigitte Trogneux'a gönlünü kaptırmıştı. - Bayan Trogneux, Latince ve Fransızca muallimesiydi. Banker André-Louis Auzière ile evliydi! - Amiens’deki Cizvit Okulu’nun tiyatro sahnesinde prova edilen ‘Komedi Sanatı’ adlı oyunun provalarında 2 kalp arasında elektriklenme kaçınılmazdı. Yıllar sonra Brigitte Macron, Paris Match’e verdiği mülakatta olayı anlatacaktı: ‘Ona karşı bir zafiyet oluşmaya başladığını hissettim. Benzer duyguları Emmanuel’de de fark ettim.’

Brigitte evliydi. Sébastien, Laurence ve Tiphaine adlı 3 çocuk annesiydi. Haklarında çıka(rıla)n dedikoduları duydu. ‘Sadece çocuklarım için endişelendim,’ diyecekti. ‘Aşkı, - Ünlü Fransız şair Prevent’in dediği gibi! - tamamen mutlu tarafıyla yaşadım…’ Yürürlükteki kanunlara göre öğretmen-öğrenci ilişkisi suçtu. Fakat Macron’un gözü karaydı. Güzel kadının peşini bırakmadı. Okuldan ayrılırken de, ‘Sizi hayatta bırakmam! Bir gün mutlaka evleneceğiz…’ vaadinde bulunacaktı.

- 16 Yaşında Erotik Roman Yazdı… -

Paris’deki ilk günlerinde, sonradan hayatını birleştireceği Brigitte’ye aşkını ve hayallerini anlattığı, 300 sayfalık roman yazdı. 1993’de kaleme alınan eser ‘erotik’ diye sınıflandırılabilirdi. Tek okuyucusunun ifadesine/yorumuna göre, ‘hayli cüretkâr’dı ve ‘açık saçık’tı. Kahramanların isimleri de değiştirilmişti. Macron’un bir komşusu tek nüsha eseri daktiloya çekecek, varlığından/temasından haberdar olacaktı. Olay, First Lady Brigitte Macron hakkında yazılan ‘Özgürleşen Kadın’ adlı biyografide yer aldı. Closer da kitaptan alıntılar yayınlayıp okuyucularını haberdar etti. 

Macron’un ebeveynleri - başından beri! – ikilinin ilişkisine karşı çıktı. Ayrılırlarsa birbirlerini unutabileceklerini düşündüler. Emmanuel, lise son sınıfı Paris’te - IV. Henri Lisesi’nde! - okumaya zorlandı. Ama çift birbirinden kopmadı. Saatlerce telefon görüşmeleri yaptılar. Uzun, aşk/hasret kokan mektuplar yazdılar. - Brigitte Trogneux, eşi André-Louis Auzière’den ayrılıp Paris’e taşındı, sevgilisinin evine yerleşti. Macron Ailesi de ilişkiyi yıllar içinde benimseyince, ikili 2007’de hayatlarını birleştir(ebil)di! -

Anne Fulda’nın kaleme aldığı ‘Emmanuel Macron: A Perfect Young Man’ - Emmanuel Macron: Mükemmel Bir Genç Adam! - adlı kitapta, Macron Ailesi’nin Brigitte Trogneux'ya oğullarından reşit olana kadar uzak durmasını istediğini kaydedildi.

Macron Kardeşler, liseyi ve üniversiteyi Paris’te tamamladı. Emmanuel Macron, Paris X-Nanterre Üniversitesi’nde felsefe tahsil etti. Siyasi Etüdler Enstitüsü’nden siyaset bilimi okudu. Felsefe alanında yüksek lisans yaptı. Bir röportajında Kant, Aristo ve Descartes’i en sevdiği ve en yararlandığı filozoflar kategorisinde gösterecekti. Stendhal ve Baudelaire de edebiyattaki favorileriydi. ‘Kırmızı ve Siyah’ ile Kötülük Çiçekleri’ her yıl tekraren okuduğu kitaplardı.

- Jacques Attali, Kaderini Değiştirdi… -

Macron, ENA - Ulusal İdarecilik Okulu! -‘nu da bitirdi. 2002 - 2004 arasında devam ettiği mektepte Fransız yönetim sisteminin inceliklerini öğrendi. - Mezunların çoğu siyasetin ve ülke yönetiminin temel taşlarıydı! – Kurumun yaygın adı: ‘Devlete Yönetici Yetiştiren Fabrika’ydı. 

Macron, 2008’e kadar maliye müfettişliği yaptı. 

Jacques Attali ile tanışması kader çizgisini değiştirdi. Attali, Fransa kamuoyunda ve politikasında derin etkiye sahip yazar/ekonomistti. Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’ye iktisadi alanda yaşanan zorlukların aşılmasını sağlayacak öneriler paketi sunmuştu.

Attali, Cezayir’den Paris’e göçmek zorunda kalan Yahudi asıllı ailenin ferdiydi. 1981 ile 1991 arasında dönemin Cumhurbaşkanı François Mitterrand’nın ‘özel danışmanı’ydı. BERD - Avrupa Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası! -’nın ilk başkanıydı. Sadece ülkesinde değil Avrupa’da da etkindi. Attali, kabiliyetli gördüğü gençleri destekler/ellerinden tutar, şekillendirir, yükseltirdi. - Macron’a da el uzattı ve yardımcılığına getirdi! - Bir röportajda, ‘Macron’u ben buldum/keşfettim, önündeki kapıları birer birer açtım…’ diye övünecek, kendine pay çıkaracaktı.

Macron, Fransa’nın ‘akıl hocası’ Attali’nin önerisi üzerine devlet memurluğundan istifa etti. Kariyerini özel sektörde sürdürme/geliştirme kararındaydı. Rotschild Bankası’na işe başladı. 4 yıl zarfında dünyanın isim yapmış/yüksek cirolu şirketleriyle ilgili kararların oluşmasını izledi/öğrendi. Rothschild & Cie Grubu’nun zirvesinde ‘ticari bankacılık’ alanında uzmanlaştı.

- Bürokrasi de Hızla Yükseldi… -

Attali, 2011’de, Macron’u cumhurbaşkanlığına adaylığını koyacak François Hollande ile tanıştırdı ve yanında çalışmasını sağladı. Hollande, Macron’un vizyonunu ve meziyetlerini anlamakta gecikmedi. PS’de - Sosyalist Parti! - danışmanlığına da atadı. Seçimin kazanılmasının ardından Elysee Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Genel Sekreter Yardımcılığı’na getirdi. 34 yaşındaki genç, enerjik müşavirden beklentisi yüksekti. 2014’de, işsizliğe çözüm bulması için Ekonomi Sanayi ve Bilişim Bakanlığı koltuğuna oturtu. - Başbakan Manuel Valls’in desteği de yanındaydı! - Kamuoyunda ‘Macron Yasası’ diye adlandırılan kanunla bir anda gündeme geldi ve ünlendi. Çözümü basitti: Sanayi dallarında bürokrasi en aza indirilecekti. İşletmeler - özellikle de küçük ölçekliler! - hafta sonlarında açık tutulacaktı.

Görünmeyen el(ler) hep yanındaydı ve yükselmesini temin etti. Şaibeden uzak, hareketli, bilgili ve - hepsinden önemlisi! - lekesizdi. Liberaldi fakat sistem karşıtı değildi. AB yanlılığı şüphe götürmezdi. Siyasette daha ön plana çıkması için AB lobisi ve iş dünyasınca da desteklendi. AB, - açıktan! - arkasında durduğunu göstermekte sakınca görmedi. Almanya Başbakanı Angela Merkel, makamında Macron’u kabul edip yıldızını iyice parlattı.

2016 Nisan’ı politik hayatının yeni dönüm noktasıydı. Bakanlık görevinden istifa etti. En Marche - Yürüyüş! - Hareketi’ni başlattı. Cumhurbaşkanlığına bağımsız adaylığını açıkladı. Genç, ezilmiş, sosyal güvenceden yoksun, okumuş ama işsiz, süregelmiş siyasetten yaka silken kent soylulara sempatik göründü; sorunlarını gündeme getirdi. Büyük şehirlerin banliyölerini mesken tutan, yeni teknolojileri izleyen ve toplumun dışladığı Afrika kökenli insanlara ulaştı. Müslüman azınlığın sorunlarına parmak bastı.

- Eşcinsel İlişki Yaşamakla Suçlandı… -

Seçimler sürecinde adaylar hakkında ilginç iddialar gündeme geldi. Macron, yıllarca eşcinsel ilişki yaşamakla suçlandı. Aslında Macron ile ilgili sav yeni sayılmazdı. Bağımsız adayın, Radio France Yayın Direktörü gazeteci Mathieu Gallet ile 2007’den beri birliktelik sürdürdüğü zaman zaman gündeme getirilmişti. Macron’un seçimde şansı yükselince, Rus medyası suçlamaları yineledi. Macron, intihap çalışmalarında cevap verdi. Eşi Brigitte Trogneux de yanındaydı. Fransa’nın ünlü gay dergisi ‘Tetü’ yanıt aracı seçildi. Genç aday isnat sahiplerini, ‘kadın düşmanı ve homofobik’ olmakla suçladı.

Macron beklenmedik başarı sağladı. Muhafazakâr ve Sosyalist bloğu geride bıraktı. Seçimlerin 2. turunda yüzde 65 oy aldı. Fransa’nın yeni ve en genç Cumhurbaşkanı’ydı. Unvan, daha önce - 1848’de 40 yaşında iktidara gelen! - Louis Napoleon Bonaparte'ta aitti.

Macron’un kendisinden 25 yaş büyük eşi Brigitte Macron hakkındaki savları da cevapladı. İddiacılar, ‘gerçek duygularını yitiren kişiler’di. ‘Toplumda kadının yeri konunda büyük sorunlar vardı!’ ‘Brigitte’den 25 yaş büyük olsaydım, kimse beni eleştirmezdi. Evliliğimizi uygunsuz bulmazdı,’ dedi.

- Brigitte Macron’un Ailesi Zengindi… -

Brigitte (Trogneux) Macron, Simone ve Jean Trogneux çiftinin altı çocuğunun en küçüğüydü. 13 Nisan 1953’de, Amiens şehrinde doğdu. Ailesi zengindi. Çocukluğu çok iyi koşullarda geçti. Ailesi asırlık, tanınmış çikolata üreticiydi. Markanın adı: ‘Macarons d'Amiens’di. Bayan Trogneux’un hedefi öğretmenlikti. Drama okudu, Latince öğrendi. Fransız Dili ve Edebiyatı tahsil etti. - Doğduğu şehirde idealindeki mesleğe giriş yaptı! - En sevdiği isimler arasında Baudelaire, Rimbaud, Maupassant ve Flaubert gibi klasik edebiyatçılar ön sıralardaydı. Genç Brigitte skoter ile gezmeyi severdi. Odasının duvarlarını Clint Eastwood’un resimleri süslerdi. Özellikle polisiye ve kovboy filmlerinin tiryakisiydi.

İkinci evliliğini öğrencisi/sevgilisi Emmanuel Macron ile yaptı. 2007’de hayatlarını birleştiren çift, zorlukları birlikte aştı, sevinçleri beraber yaşadı.

Fransa’nın yeni Cumhurbaşkanı, Elysée Sarayı'na yerleşince ilk tüzüğü yayınladı: Hanımına ‘Devlet Başkanı Eşi’ denilecekti. - Anayasa değişikliği yapılmadan ‘First Lady’ unvanı kullanılamazdı! - Bayan Macron eğitim faaliyetlerinde sorumluluk üstlenecekti. Çalışmalarında herhangi bir ücret almayacaktı, özel ödenek kullanmayacaktı. Masrafları, Cumhurbaşkanlığı Bütçesi’nden karşılanacaktı.

Cumhurbaşkanı eşinin modaya uygun ve şık giyinmesi için tahsisat ayrılırdı. Brigitte Macron ödeneği kullanmayı reddetti. Fransız tasarımcılar ve giyim sanayicileriyle görüştü. Ünlü markaların ürünlerini tek sefer kullanacak sonra da iade edecekti. Karşılığında da markanın reklamı yapılmış olacaktı. İlk uygulama Mısır seyahatinde yapıldı. Brigitte Macron, ‘Louis Vuitton’ imzalı 725 Euro etiketli ayakkabıyı giydi. Fransız basını Bayan Macron’un ayakkabılarını pahalı ve hareketini ‘israf’ şeklinde niteledi. Cumhurbaşkanlığı Sözcülüğü’nün açıklaması yanılgıyı düzeltti. Fransız tasarımcılar ürünlerini tanıtım amaçlı - tek seferlik kullanım koşuluyla! - bila ücret gönderiyordu. First Lady de gönüllü moda elçiliği/reklamcılığı yapıyordu.

- Üvey Kızı Seçim Kampanyasında Yanındaydı… -

Brigitte Macron, sadece eşi değil, aynı zamanda siyasi danışmanıydı. Macron, önemli politik kararlar öncesinde fikrini öğrenirdi. Kocasının adaylığının her aşamasında destek verdi ve yanında durdu. Seçim kampanyasında hep arkasındaydı. İlk evliliğinden olan büyük kızı - kardiyolog! - Laurence Auzière-Jourdan da beraberindeydi. Annesi ile toplantılara iştirak etti.

Daily Telegraph'da yer alan haberde, La Parisien dergisinin muhabirleri Ava Djamashidi ve Nathaniel Schuk'un yazdığı ‘Madame La Presidente’ adlı kitapta Élysée Sarayı’ndaki rekabet konu edildi. Macron’un erkek yardımcıları ile First Lady arasında soğuk savaş yaşanıyordu. Danışmanlar, Brigitte Macron’un eşi üzerindeki etkisinden rahatsızdı. İddialara bakılırsa, ‘Ölmesini hayal ediyorlar’dı! ‘First Lady’nin beyninin sağ tarafı müthiş çalışıyordu. Sarayın kapıları kapanır kapanmaz, danışmanlık görevine başlıyor ve değerli fikirlerini iletiyordu!’ 

Bayan Macron, Fransız magazin basınınca ‘çakma sarışın’ denilerek alay konusu edildi. Brigitte Macron, mine etekli, aşırı bronzlaşmış ten rengi fotoğraflarıyla gazete ve dergilerde cömertçe yer buldu. Ama yaşıtı ve kendisinden büyük hanım grupları arasında yoğun hayran kitlesi oluştu. Her gün, - iddiaya göre! - ‘Baştan çıkarıcılıkta bize ilham verdin,’ temalı 200 civarında mektup alır oldu. 

- Bayan Macron, Özgür Fransız Kadınının Prototipiydi… -

Vivendi Yetenek Menajerliği yetkilisi Christelle Graillot, Vogue dergisine ilginç değerlendirmelerde bulundu: ‘Brigitte’yi örnek alan kadınlar kendilerini baskıdan kurtulmuş, daha özgür hissettiler. Daha özgüvenli ve serbest davranmaya başladılar.’ Graillot’a göre, ‘Brigitte Macron klasik ‘devlet başkanı eşi’ tanımını yıktı. Çünkü ‘özgüveni fazla yüksek, özgür Fransız kadın tipi’ydı. 

Brigitte Macron’un, Paris’te dünya sosyetesine hizmet sunan Özel Amerikan Hastanesi’nde - Plastik Cerrahi Bölümü’nde! - estetik ameliyata girdiği öne sürüldü. Haberi dünyaya duyuran, Macron’lara yakınlığıyla bilinen Closer dergisiydi. 3 saatlik ameliyat sorunsuz geçmişti. First Lady, aynı gün resmi konuta dönmüştü. Olayın duyulmaması için her türlü tedbir alınmıştı.

Brigitte Macron, ABD Başkanı Donald Trump’ın iltifatına da mazhar olacaktı. Trumplar, Paris’teki Bastil Günü kutlamalarının onur konuğuydu. Les Invalides Müzesi gezilirken, Macron ve eşi de konuklarının yanındaydı. Trump, Brigitte Macron’a dönüp, ‘Çok iyi durumdasın!’ dedi. 

- Resimleri Güzellik Kremlerinde Kullanıldı… -

Bayan Macron’un popülaritesi bazı uyanık dolandırıcılar tarafından istismar edilmek istendi. Yaşlanma karşıtı krem reklamında Brigitte Macron’un yüz resimleri yayınlandı. ‘Güzellik ve Gerçek’ adlı - merdiven altı! - kozmetik ürünleri pazarlayan şirkete ait internet satış sitesinde sadece resimler çıkmadı. Yazılanlara bakılırsa hanımefendi, kuruluşun hissedarlarındandı fakat politik sebeplerden ötürü adı açıklanmamıştı. İşletmenin diğer ortakları ya da müşterileri arasında, ABD’nin eski başkanlarından Barack Obama’nın eşi Michella Obama ile Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin eşi Carla Bruni de gösterildi/sayıldı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, makyözü Natacha M.’ye verdiği yüksek ücretlerle de gündeme geldi. Le Point’deki habere göre Macron, ‘Ülke yönetiminde siyasi becerilerin yanında ‘güzel/yakışıklı yüz’ün önemine inanıyor’du. 2017 Ağustos’unda, 3 aylık hizmetine karşılık 26 bin Euro ödeme yapıldı. Soyadı açıklanmayan makyöz, seçim kampanyası sürecinde Macron’un yanı başındaydı. Arkasında Brigitte Macron’un tam destek ve güveni mevcuttu. Élysée Sarayı’nda 5 yıllık çalışma sürecini garantiye almıştı.

Macron’dan önceki - selefi! - Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande da kuaförüne yüksek ücret ödemekle eleştirilmişti. Basında yer alan habere göre, ayda 9895 Euro ödenmişti. Hollande’nin sözcüsü de rakamı doğrulamıştı.

Fransa Cumhurbaşkanı, - ülkesi için! - selefleri gibi renkli, heyecanlı, dedikodu dolu uzun, tatlı ama zorlu tarihi yolculuğun yeni yüzü, yeni durağıydı.

1 October 2020 10:16
1,287 kez okundu

Ali Hikmet İnce



Benzer Yazılar

Kilisede Çocuk Tacizi

Başta Fransa olmak üzere ABD ve Almanya, geçmişindeki/günümüzdeki çocuk tacizleriyle hesaplaşıyor. Fransa’da hazırlanan resmi doküman, küçük yaştaki yavrucaklara reva görülen cinsel istismarın ürkütücü boyutlarını ortaya koydu. Almanya’nın raporuna göre ise rahibeler, ‘kendilerine emanet edilen kimsesiz sabileri zengin iş adamlarına para karşılığı taciz için kiralamış’tı!

Fransız Kılıcı Sallayan Harkiler

Cezayir, 130 yılı aşkın süre (1830 - 1962) Fransız sömürgesiydi. Koloni yönetimi, yerli halkı sindirmek için her türlü insanlık dışı uygulamayı yaptı. Süreç içinde Arap ve Bedevi asıllı 10 milyona yakın Müslüman hayatını yitirdi. ‘Harki’ denilen yerli işbirlikçiler, Fransız saflarında yer aldı. Verilen emirleri uyguladılar. Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nda soydaşlarına karşı savaştılar.

Mussolini’den Roma’ya Cami

Kont Ciano’nun günlüklerinin yayınlanmasına İtalya’da izin verilmemiş, eşi Edda Mussolini Ciano tarafından Amerikalılara iletilmesiyle kitap okuyucuyla buluşabilmişti.

Kilisede Çocuk Tacizi

Başta Fransa olmak üzere ABD ve Almanya, geçmişindeki/günümüzdeki çocuk tacizleriyle hesaplaşıyor. Fransa’da hazırlanan resmi doküman, küçük yaştaki yavrucaklara reva görülen cinsel istismarın ürkütücü boyutlarını ortaya koydu. Almanya’nın raporuna göre ise rahibeler, ‘kendilerine emanet edilen kimsesiz sabileri zengin iş adamlarına para karşılığı taciz için kiralamış’tı!

Fransız Kılıcı Sallayan Harkiler

Cezayir, 130 yılı aşkın süre (1830 - 1962) Fransız sömürgesiydi. Koloni yönetimi, yerli halkı sindirmek için her türlü insanlık dışı uygulamayı yaptı. Süreç içinde Arap ve Bedevi asıllı 10 milyona yakın Müslüman hayatını yitirdi. ‘Harki’ denilen yerli işbirlikçiler, Fransız saflarında yer aldı. Verilen emirleri uyguladılar. Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nda soydaşlarına karşı savaştılar.

Asit Dolu Fıçıya Atılan Başbakan

Patrice Lumumba, Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin seçimle/halkın oyuyla işbaşına gelmiş ilk başbakanı idi. 4 ay görevde kalabildi. İcraatlarıyla değil de dramatik katlinin yarattığı sansasyonla/tepkiyle tanındı. CIA’nın örgütlediği onlarca kanlı darbenin talihsiz kurbanları arasındaydı.

Tahta Çıkınca ‘Sünnet Olan’ Padişah

I. Ahmet, 14 yaşında tahta oturdu. 14. Osmanlı padişahıydı. 14’ünde sünnet edildi. Saltanatı 14 yıl sürdü. Bazı müverrihlere göre 14 oğul babasıydı. İnşa ettirdiği caminin ‘Ahmediye Camii’nin - Sultan Ahmet Camii! - ilk tasarımında 14 şerefesi olduğu yazılacaktı. Sultan Ahmed-i Evvel’in hayatı ilgi çekici olaylar ve tezatlarla doluydu.

‘Cami Yaptıran’ Reis-i Cumhur

İsmet İnönü, siyaset yaptığı yarım asırlık müddette, ‘Din Düşmanı’, ‘Cami Satıcısı’, ‘Alnı Seccadeye Varmayan’ gibi çok ağır ithamlara/suçlamalara maruz kaldı. İddia sahipleri kutsal dinimizden yarar/çıkar sağlayan, kendilerini keramet sahibi sanan/gören, daha da önemlisi Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kadro/ideolojiye karşıt/düşman kişi(ler) ve çevrelerdi.

Putin’in Türk Asıllı Metresi

Putin’in hayatına giren veya adı beraber anılan hanım(lar)ın yüzüne şans hep güldü. Kimisi gayrimenkul(ler)e ve servete kondu. Kimisi de politikaya girdi. Medya dünyasında patron koltuğuna oturdu. Devlet protokolünde ‘görünmeyen statü’ sahibi kesildi. Alina Kabaeva, şöhretli sporcuydu. Putin’le tanıştıktan sonra ününü, variyetini ve etkinliğini artırdı. Bayan Kabaeva, ‘son göz ağrısı’na, ‘Kış öncesi gelen - kısa süreli - aldatıcı yaz’a benzetildi. Güzelliği ile sadece Putin’in değil, bütün karşı cinsin ilgisini topladı. Sadece Rusya’da değil dünyada da stardı!

Kulağı ve Burnu Kesilen Padişah

Sultan 2. Osman, çocuk denilecek yaşta tahta çıktı. Devleti kendi bildiği gibi yönetmeye kalkıştı. Sert, tavizsiz, hayli acımasız idare kurmaya çalıştı. Bilhassa asker ve ulema ile uğraştı. Kendince reformlara girişti. Muhaliflerinin ve düşmanlarının sayısını artırdı. Tarihe, ‘askeri ihtilalde öldürülen ilk Osmanlı Sultanı,’ diye geçti.

CIA’dan Kongo’ya Jazz Festivali

ABD, 1940-1960 arasındaki süreçte Kongo’ya özel ilgi gösterdi. CIA’nin ağabeyi, Stratejik Hizmetler Ofisi, zengin uranyum yataklarını belirledi. Çok gizli operasyon(lar)la Japonya’ya atılan atom bombalarının yapımı için gereken ham maddeyi elde etti ve ülkesine taşıdı.

Asker Vatan Savundu, Yangın Söndürdü

Osmanlı’da ilk itfaiye teşkilatı 18. asrın başında kuruldu. Yeniçeri Ocağı’na bağlıydı. İstanbul’da ve çevre ormanlarda çıkan yangınları söndürmeye çalıştı. Taşıma su ve ilkel teçhizatla işi zordu.

Tavşan Doğuran Kadın

İngiltere tahtında oturan, İngilizce bilmeyen, çevresi ve devlet yöneticileriyle Fransızca konuşa(bile)n I. George’un döneminde inanılması zor/garip olaylar, skandallar yaşandı. 50 kadar tavşan doğurduğunu iddia eden Mary Tofts adlı kadın da sahtekârlar arasındaydı.

‘Cinayet Şirketi’ Kuran Tetikçi

Amerikan suç dünyasında ‘Kid Twist’ diye bilinen İbrahim Reles, Mafya’nın en ünlü eli kanlı katillerindendi. Kurbanlarını çengel uçlu buz kırma aparatı ile öldürürdü. Binden fazla kişinin kanına girdiği ileri sürüldü. Cinayet işlemek için şirket dahi kurdu ve siparişleri/iş tekliflerini değerlendirdi.

Fransız Kılıcı Sallayan Harkiler

Cezayir, 130 yılı aşkın süre (1830 - 1962) Fransız sömürgesiydi. Koloni yönetimi, yerli halkı sindirmek için her türlü insanlık dışı uygulamayı yaptı. Süreç içinde Arap ve Bedevi asıllı 10 milyona yakın Müslüman hayatını yitirdi. ‘Harki’ denilen yerli işbirlikçiler, Fransız saflarında yer aldı. Verilen emirleri uyguladılar. Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nda soydaşlarına karşı savaştılar.

CIA’dan Kongo’ya Jazz Festivali

ABD, 1940-1960 arasındaki süreçte Kongo’ya özel ilgi gösterdi. CIA’nin ağabeyi, Stratejik Hizmetler Ofisi, zengin uranyum yataklarını belirledi. Çok gizli operasyon(lar)la Japonya’ya atılan atom bombalarının yapımı için gereken ham maddeyi elde etti ve ülkesine taşıdı.

Fransız Kılıcı Sallayan Harkiler

Cezayir, 130 yılı aşkın süre (1830 - 1962) Fransız sömürgesiydi. Koloni yönetimi, yerli halkı sindirmek için her türlü insanlık dışı uygulamayı yaptı. Süreç içinde Arap ve Bedevi asıllı 10 milyona yakın Müslüman hayatını yitirdi. ‘Harki’ denilen yerli işbirlikçiler, Fransız saflarında yer aldı. Verilen emirleri uyguladılar. Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nda soydaşlarına karşı savaştılar.

Fransız Kılıcı Sallayan Harkiler

Cezayir, 130 yılı aşkın süre (1830 - 1962) Fransız sömürgesiydi. Koloni yönetimi, yerli halkı sindirmek için her türlü insanlık dışı uygulamayı yaptı. Süreç içinde Arap ve Bedevi asıllı 10 milyona yakın Müslüman hayatını yitirdi. ‘Harki’ denilen yerli işbirlikçiler, Fransız saflarında yer aldı. Verilen emirleri uyguladılar. Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nda soydaşlarına karşı savaştılar.

İstanbul’dan Ölüme Gönderilen 80 Bin Sokak Köpeği

İstanbul’un tarihinde 3 defa ciddi boyutlarda sokak köpeği katliamı yaşandı. 1910’daki ilk teşebbüste 80 bin köpek toplandı ve aç bırakılıp ölüme terk edildi. 1912’deki 2. girişimde 30 bin, 1980 sonrasındaki 3. itlafta da 83 bin hayvanın canına kıyıldı.

Fransız Kılıcı Sallayan Harkiler

Cezayir, 130 yılı aşkın süre (1830 - 1962) Fransız sömürgesiydi. Koloni yönetimi, yerli halkı sindirmek için her türlü insanlık dışı uygulamayı yaptı. Süreç içinde Arap ve Bedevi asıllı 10 milyona yakın Müslüman hayatını yitirdi. ‘Harki’ denilen yerli işbirlikçiler, Fransız saflarında yer aldı. Verilen emirleri uyguladılar. Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nda soydaşlarına karşı savaştılar.

İstanbul’dan Ölüme Gönderilen 80 Bin Sokak Köpeği

İstanbul’un tarihinde 3 defa ciddi boyutlarda sokak köpeği katliamı yaşandı. 1910’daki ilk teşebbüste 80 bin köpek toplandı ve aç bırakılıp ölüme terk edildi. 1912’deki 2. girişimde 30 bin, 1980 sonrasındaki 3. itlafta da 83 bin hayvanın canına kıyıldı.

ABD’nin Açık/Gizli Derin Operasyonları

20. yüzyıl tarihi, ABD’nin menfaatlerini korumak/kollamak amacıyla yaptığı onlarca hükümet devirme/değiştirme operasyonlarıyla doluydu. ABD; Birinci Dünya Savaşı ve sonrası ‘arka bahçesi’ gördüğü Amerika kıtasının tamamında kendine sempati besleyen/kontrol edebileceği hükümetler oluşturma siyaseti benimsedi; amacına uygun operasyonlar gerçekleştirdi. Kazandığı özgüvenle de dünyanın her yerinde hamlelere girişti.

CIA’dan Kongo’ya Jazz Festivali

ABD, 1940-1960 arasındaki süreçte Kongo’ya özel ilgi gösterdi. CIA’nin ağabeyi, Stratejik Hizmetler Ofisi, zengin uranyum yataklarını belirledi. Çok gizli operasyon(lar)la Japonya’ya atılan atom bombalarının yapımı için gereken ham maddeyi elde etti ve ülkesine taşıdı.

Asker Vatan Savundu, Yangın Söndürdü

Osmanlı’da ilk itfaiye teşkilatı 18. asrın başında kuruldu. Yeniçeri Ocağı’na bağlıydı. İstanbul’da ve çevre ormanlarda çıkan yangınları söndürmeye çalıştı. Taşıma su ve ilkel teçhizatla işi zordu.

‘Cinayet Şirketi’ Kuran Tetikçi

Amerikan suç dünyasında ‘Kid Twist’ diye bilinen İbrahim Reles, Mafya’nın en ünlü eli kanlı katillerindendi. Kurbanlarını çengel uçlu buz kırma aparatı ile öldürürdü. Binden fazla kişinin kanına girdiği ileri sürüldü. Cinayet işlemek için şirket dahi kurdu ve siparişleri/iş tekliflerini değerlendirdi.

Konta Metreslik Yapan Kraliçe

‘Ekmek bulamadılarsa pasta yesinler!’ deyişi ile tarihe geçen Fransız Kralı 16. Louis’in eşi Marie Antoinette’nin İsveçli bir kontun metresi olduğu ortaya çıkarıldı.

CIA’nin Hedefindeki ‘Düşünce Silahşoru’

Osman Nuri Koçtürk, tek başına ABD’ye kafa tuttu/savaş açtı. Süt tozu, hibrit tohum, yumurta/et tavuğu, soya yağı, yabancı menşeli gübre gibi hayati ürünlere karşı çıktı. Süper/’emperyalist’ devletlerin, ‘zayıf müttefiklerinin topraklarını ve insanlarını deneylerinin malzemesi olarak kullandığını’ ortaya koydu/ispat etti. ‘Yeniçağın yeni silahlarını teşhir etti!’

Diğer Dünya Tarihi Yazıları

Putin’in Türk Asıllı Metresi

Putin’in hayatına giren veya adı beraber anılan hanım(lar)ın yüzüne şans hep güldü. Kimisi gayrimenkul(ler)e ve servete kondu. Kimisi de politikaya girdi. Medya dünyasında patron koltuğuna oturdu. Devlet protokolünde ‘görünmeyen statü’ sahibi kesildi. Alina Kabaeva, şöhretli sporcuydu. Putin’le tanıştıktan sonra ününü, variyetini ve etkinliğini artırdı. Bayan Kabaeva, ‘son göz ağrısı’na, ‘Kış öncesi gelen - kısa süreli - aldatıcı yaz’a benzetildi. Güzelliği ile sadece Putin’in değil, bütün karşı cinsin ilgisini topladı. Sadece Rusya’da değil dünyada da stardı!

Putin'in Kadınları

Ünlü şairimiz Orhan Veli, ‘Kitabe-i Sen-i Mezar’ isimli şiirine, ‘Hiçbir şeyden çekmedi dünyada / Nasırdan çektiği kadar,’ mısralarıyla başladı. Süleyman Efendi’nin sıkıntılarını anlattı. Putin de, çevresindeki güzel kadınlardan çekti. Kalbini verdiği, kanatları altına aldığı, özenle sakladığı ‘nazende’ler sayesinde merak edildi, dillere düştü, haberlere mevzu oldu. Putin ve yakın çevresini saran ‘nazenin’ler, dünyanın da ilgisini çekecekti!

Öteki Putin / 2

Putin, dünya siyaset arenasına çıkınca, hemen fark edildi. Gizli servislerin, basının ilgi alanına girdi. Özel hayatı, çalışma şekli, yakın çevresi, ailesi ve hatta akrabaları tek tek değerlendirildi. Yazıldığı gibi Putin, ‘dünyanın en zengin adamları arasında’ mıydı? ‘Birbirinden güzel 2 hanımla birlikte olmuş’ ve ‘ailesinin kalabalıklaşmasını sağlamış’ mıydı?

Öteki Putin / 1

Putin, ‘KGB okulu/geleneği’nden gelen Rusya Federasyonu Başkanı’ydı. Tarihine, devletinin derin/‘kadim’ geleneklerine ve kurumlarına bağlıydı. Hatta resmen açıklamasa bile, 20. asrın 2 numaralı süper gücü, ‘Sovyetler Birliği’nin mirasçısıydı. ‘Çarlık Rusyası ile SSCB’nin sentezi gibiydi!’

Kral Charles’ın ‘Gönül Galerisi’

Prens Charles ile Camilla arasındaki aşk öyküsü televizyon dizi(si) senaryosuna benzerdi. Taraflar, bir dargın bir barışık, bazen hoşnut bazen üzgün yarım asrı aşan ‘parçalı bulutlu’ birliktelik yaşadı. İkili - başka kişilerle evliyken dahi! - birbirlerinden vazgeçemedi. Sonunda mutlu sona ulaştılar ama hayli geç olmuştu!

Kral 3. Charles Müslüman mı?

‘3. Charles’ unvanı ile İngiltere Tahtı’na oturan Prens Charles, Şeyh Nazım Kıbrısî’nin iddia ettiği gibi ‘Müslüman’ mıydı? Hem Anglikan Kilisesi’nin başı hem İslâm dinine mensubiyet mümkün müydü?

Hitler’in Karısı da Yahudi Çıktı

Tarihe ‘Yahudi soykırımını yap(tır)an lider’ suçlamasıyla geçen, Alman Nazi Partisi’nin değişmeyen Führer’i Adolf Hitler’in son büyük aşkı, nikâhlı karısı Eva Braun Aşkenaz Yahudisi çıktı.