Peyami Sefa; içki meclislerini severdi; az içerdi, ama alkolden ziyade masadaki sohbetinin kıvamı ve içeriğiyle çok daha ilgiliydi. Gün ağarana kadar süren edebi, tarihi ve toplumsal konulardaki konuşmaları kaçırmazdı. Bazen ud veya kemanı eline alır; meclisin musiki zevkine katkıda bulunurdu. Zengin değildi; günü gününe yaşardı. Onun hayatı boyunca yeni bir takim elbise diktirecek parası olmadığını çok az kişi bilirdi. Peyami Sefa; daima ‘bit pazarı’ denilen eski/kullanılmış eşyaların satıldığı yerlerden giysileri satın alır; çoğu zaman da bunları vücuduna denk gelmeleri için onartırdı. Âşık olduğu, Kuzguncuk’ta oturan bir kıza bir demet gül ve bir kutu çikolata götürmek için, iki takım elbisesinden birini sattığı anlatılırdı.
Ali Hikmet İnce