İngiliz İstihbaratı; Sultan Vahdettin’i şehzadeliğinden itibaren izledi; kısa hükümdarlığı döneminde de takibini yoğunlaştırdı. İngilizler, son Osmanlı Sultanı’nın uzak ve (çok) yakın çevresinin röntgenini çekip, bulguları diplomatik kanallardan Londra’ya gönderdi.
36. Osmanlı Hükümdarı Vahdettin, İngiliz İstihbaratı’nın raporlarında, ‘Fransızca bildiği halde konuşamayan, aşırı sinirsel hastalıkları bulunan, aşırı korkak ve ihtiyatlı, acziyetini her zaman belli edebilen yönetici’ diye anlatıldı.
- Türk Yöneticiler Hakkındaki İlginç Notlar… -
‘İngiliz İstihbaratı Peşimizde Fişlenen Cumhuriyet’ adlı kitapta 1900-1950 yılları arasında Türkiye’yi yöneten kadroların önemli isimleri hakkında tutulan gizli kayıtlara yer verildi. Kişilerin kısa geçmişi, başarıları, başarısızlıkları, özel hayatlarının zayıf-kuvvetli noktaları, eşleri, metresleri ve İngiltere hakkındaki düşünceleri bir bir not edilmişti. Kitap, son Osmanlı Sultanı, - kimimize göre ‘büyük vatan dostu’ (!), kimimize göre’ büyük vatan düşmanı’(!) - Vahdettin, resmi adıyla VI. Mehmet hakkında önemli ipuçları da veriyordu. İngiliz İstihbaratı’na göre Vahdettin, tahta çıkmadan önce, İttihat ve Terakki Partisi’nin muhalifi olarak biliniyordu. Ama siyaset sahnesinde etkin bir rol oynamamıştı. Savaş öncesinde Avrupa’da pek tanınmıyordu. Diplomatlara karşı cana yakın ve yapmacıksız davranıyordu:
‘Tahta çıktığında, nüfuzunu ve otoritesini nasıl kullanması gerektiğine dair belli fikirleri yoktu. Zayıflığı, korkaklığı ve ihtiyatı onu daha büyük bir adamın yapabileceğinden farklı olarak tahtını baskın bir güç merkezi yapmaktan alıkoymuştu.’
- Büyük Britanya’nın Yandaşı… -
‘İtilaf güçlerinin politikası: Onu bir araç olarak kullanmak ve onun durumunu güçlendirerek kendilerine istenildiği şekilde hizmet edebilmesini sağlamak olmuştu. (…) O, Türkiye’yi savaşa sokan maceracıları suçlar. Türkiye’nin tek kurtuluş yolunun Büyük Britanya’nın lütfunu yeniden kazanması olduğu fikrine son derecede ikna olmuş görünür.’
İngiliz İstihbaratı’nın Vahdettin ile ilgili raporunda, son padişahın çok tertipli bir görünüşe sahip olduğu vurgulanıyordu ve kişisel özellikleri sıralanıyordu:
‘İleri ölçüde sinirsel hastalığı vardır, bir çeşit acziyet figürü sergiler. (…) Sinirsel durumu konuşmada büyük ölçüde gözlenir. Bir miktar Fransızcası vardır, ama konuşamaz. Sıkıntılarını gidermekte bayan arkadaşlarından gelecek tatlı teselliler arayışında olduğu bilinirse de, özel hayatı skandaldan tümüyle uzaktır.’
Ali Hikmet İnce derledi ve yazdı.
Ali Hikmet İnce