Abbasi halifesi Kahir Billah; darbecilerin dediğini yapmayınca, önce gözlerini ve saltanatını, sonra servetini kaybetti; en sonunda da dilenmeye başladı.
Tanju Okan; İzmir’den yetişmiş bir ses sanatçısıydı. Türk Hafif Müziği’nin kurucuları/öncüleri arasındaydı. Kısa sayılabilecek hayatında unutulmayacak/ölümsüz şarkılar seslendirdi. Son anına kadar hayata kırgındı; mutsuzdu; huzursuzdu…
Ali Babacan; - Başkentli gazetecinin benzetmesiyle! - Ankaralı, Müslüman burjuva ailenin - yurt içinde ve yurt dışında! - en iyi okullarda eğitim almış üyesiydi. ABD’ye gitti; Batı gördü; yabancı diller öğrendi. Aile şirketini yönetmesi, geliştirmesi/yükseltmesi beklendi. Babacan; kendisini aniden siyasetin içinde buldu; sonrası çorap söküğü gibi geldi…
Gazanfer Özcan; eski tabirle ‘nevi şahsına münhasır’ tiyatro insanıydı. Kendisiyle barışıktı; ailesine ve sanatına bağlıydı. Son nefesine kadar sahnenin tozunu yuttu; öldüğünde devlete vergi borcu çıktı.
Bazı sevda hikâyelerinin sonunda kavuşulmazdı. Bazılarında ise âşıklar; maşuk(a)larına kendilerini anlatamazdı. Bazı şiirler reddedilebilirdi; ama her kabul edilmeyişin bitebilen/değişebilen vadesi vardı. Monna Roza az bilinen; ama vuslata erişilmeyen kırık bir sevdasının öyküsüydü…
Hafız Burhan döneminin en önemli/ünlü erkek seslerindendi. Olağanüstü gür, parlak, tenor gırtlağa sahipti; müzikten bol para kazanan ve ilk otomobil sahibi ses sanatçısıydı.
Gencebay; kısa süre önce kalp krizi geçirdi. Yakınlarına ve sevenlerine korkulu anlar yaşattı. 75 yıllık hayat serüveninde hepimizin duygu dünyasına girdi. Şarkı sözleri, besteleri, filmleri, konserleriyle gönül âlemimizde yer edindi/iz bıraktı. Orhan Baba büyük çoğunlumuzun ortak değeri… Renkli, farklı, sabırlı ve sporcu…
İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda derslere giren çok ünlü bazı saz ve ses sanatçılarına ‘Belediye Temizlik İşleri Müdürlüğü’nde kadro bulundu; maaş almaları sağlandı.
Müteveffa Matild Manukyan; Türkiye fuhuş tarihinin en ünlü ikonuydu. Kazandığı parayı yatırımcı titizliğiyle değerlendirdi; bürokratlar ve siyasilerle gizem dolu/merak uyandıran ilişkiler tesis etti. Devletin gazabına uğrasa da sesini çıkarmadı; tahammül gösterdi ve yarasını kendi kendine sardı. Uzun ömür sürdü; bilinmesini istediklerini miras bıraktı; asıl gizemini/sırlarını yanında götürdü…
Ünlü şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un büyük oğlu Mehmet Emin Ersoy (1908 - 1967) Tophane’deki çöplükte barındığı eski kamyonun kasasında soğuktan ve açlıktan öldü.
Üç Silahşörler, Demir Maskeli Adam gibi dünyaca bilinen/okunan onlarca romanın sahibi Alexandre Dumas çok ünlü bir yazar olduğu kadar, - hastalık derecesinde - sınır tanımaz bir çapkındı.
Hanzade Hatun’un milliyeti, dini ve akıbeti hakkında kesin bilgi yoktu. Kimine göre Müslümandı; kimine göreyse gayrimüslimdi. Türk asıllı olması biraz ihtimal dışıydı; zira Hanzade’ye atfedilen fotoğrafların çoğunda başı açıktı ve makyajlıydı.