Muaviye; ölümünden az önce hilafet makamını oğlu Yezit’e bıraktı. Yezit’in halifeliği İslâm ümmetinin tamamı tarafından benimsenmedi. Yezit; otoritesini sağlamak için Hazret-i Hüseyin ve ailesini Kerbelâ’da kılıçtan geçirip şehit ettirdi. Olayı protesto edip isyan bayrağı açan Müslümanlara karşı çok sert/şedit tedbirler aldı. Medine ve Mekke’yi bastı; günlerce yakıp yıktı. Yezit’in baskısından Kâbe de payını aldı, harap oldu. Kâbe’yi yıkması dahi isyanı bastırmaya yetmedi. İslâm şehirleri kin ve ihtirastan paylarına düşen yıkımı gördü.
Yezit’in iktidarı/hilafeti 3 yıl sürdü. Ama babası Muaviye ve kendisinin yaptığı zulüm İslâm dünyasının bölünmesine yol açtı. Ümmetin çoğunluğu Muaviye ve Yezit’in adını hayırla anmadı; yaptıklarını onaylamadı; hatta diş biledi. Bazı İslâm hükümdarları, Muaviye’nin ve Yezit’in mezarlarını açtırıp intikam almayı denedi.
- İlk Mezar Açmalar Abbasiler Döneminde… -
Dönemin kaynaklarına göre; ilk mezar açılması Abbasiler döneminde gerçekleşti. Abbasi kökenli Halife Seffâh; Emevi halifelerinin tamamının mezarlarının açılmasını emretti. Cenazelere kısas uygulanacak ve sonra da yakılacaktı. Yeni gömülenlerin cesetleri bozulmamıştı. Cesetler boyunlarından asıldı ve kırbaçlandı. Daha eski mezarlarda yatanlar çürümüştü. Yezit’in mezarı açıldığında sadece kemiklerinin kaldığı görüldü. Bütün cesetler ve kemikler bir araya getirilip yakıldı; külleri rüzgârda savruldu.
Muaviye’nin mezarına dokunulmadı; sahabe olduğu ileri sürüldü; uğursuzluk getirebileceği düşünüldü.
Edirneli Oruç Bey, Tevarih-i Âl-i Osman adlı eserinde Timur’un yaptıklarını anlattı. Olay; Evliya Çelebi’nin ünlü Seyahatnâme’sinde de ayrıntılarıyla aktarıldı. Emir Timur, 1400‘ün sonbaharında, Halep, Humus ve Şam’ı ele geçirdi. Yazılanlara göre; Timur sadece Yezit’in mezarını açtırıp kemiklerini çıkartmakla kalmadı. Yezit’e saygı gösteren, hilafetini tanıyan binlerce insanı da kılıçtan geçirtti; diri diri yaktırdı.
- Yezit’i Sahabe Sanan Askerleri Yaktırarak Öldürttü… -
Yezit’in kabrinin açılması emrini yerine getirecek askerlerden bir istek geldi. Kaynaklarda yazıldığına göre; müteveffa halifenin cesedi bozulmamıştı. Askerler yanılgı içinde, Yezit’in ‘sahabe’ olduğunu ileri sürüp, cesedine eziyet edilmemesini, affedilmesini savundu. Emir Timur; isteği duyunca celallendi ve cesetle beraber, 13 askerinin de yakılarak öldürülmesini emretti. Yezit’in cesedi ateşe verildi; külleri havaya savruldu. Boşaltılan mezara askerlerinin çişlerini/büyük abdestlerini yapmalarını buyurdu. Sonra da mezarın üstü kapatılıp yeri kaybedildi. Yine tarihçilerin yazdığına göre; Yezit’e saygı duyan/gösteren binlerce kişi yaktırarak cezalandırdı.
Muaviye’nin mezarı açılmadı; süslü, altın kubbeli kabri yerle bir ettirdi ve ortadan kaldırttı.
5 asır sonra tarih tekerrür etti: Emir Timur’un Semerkant’taki mezarı açıldı. Stalin’in emri yerine getirildi. Mumyalanmış cesedi uzun uzadıya incelendi. Hatta bir grup ortopedist tetkiklerinin sonucunu rapora döktü. Rapora gör;, Timur’un bir ayağı diğerinden uzundu; bu yüzden topallıyordu. Geniş omuzlu, iri parmaklı ve ortadan biraz uzun boya sahipti.
Ali Hikmet İnce