Hakkı Haktan; Vesikalı Yarim’deki şef garsondu. Binlerce Yeşilçam figüranı gibi, rekor sayılacak filmde oynadı; ama gündelikçilikten öteye geçemedi. İstanbul doğumluydu. Filmografisindeki film sayısı, Avrupa veya Amerika’da bir karakter oyuncusu olsa; getirisiyle saraylarda yaşardı. Ama Haktan; her sabah, en erken saatte Figüranlar Kahvesi’nde olurdu; yevmiyeyi doğrultmaya bakardı. Çok sigara içtiğinden öksürürdü; aşırı yorgunluk hissederdi. Geçindirmek zorunda olduğu ailesinde kendisinden başka çalışan yoktu. Çevresindekilerin ve dostlarının uyarılarına kulaklarını kapatırdı:
‘Bir gün film setinde can vereceksin. Senin kuvvetli yemeklere, temiz havaya ve dinlenmeye ihtiyacın var …’
Hakkı Haktan; bir gün aniden rahatsızlandı. Sigortası yoktu; özel doktora da gidemedi. Hatırlı bir tanıdığının yardımıyla devlet hastanesinde muayeneye girebildi. İnce hastalık bütün ciğerlerini sarmıştı. Hemen hastaneye yatmalı ve tedavi görmeliydi. Yine hatırlı başka tanıdığın desteğiyle Heybeliada Sanatoryumu’nda yer bulabildi. Aylar süren tedavisi sırasında ziyaretine iki kişi geldi. İlki, FİLM-SAN Vakfı Başkanı Ümit Utku; ötekisi de, meslektaşı Erol Taş’tı. 64 yaşında hayata gözlerini kapattığında; SSK’dan - borçlanarak! - emekli olabilmişti…
Ali Hikmet İnce