‘Kitapsız ilim, Tekçe’siz film olmaz!’ sloganı ile ünlenen Ahmet Tarık Tekçe (1920 - 1964); Galatasaray Lisesi mezunuydu. Hayatı boyunca yazma, çizme ve görsel sanatlara ilgi duydu. Mizaha yatkınlığı ve kabiliyetinden dolayı, İstanbul Nüfus Müdürlüğü’ndeki memuriyetinden istifa etti. Bir grup arkadaşının yardımıyla oturduğu Büyükada’yı hedefleyen ‘Adalar Gazetesi’ni yayınladı.
Hattâ dönemin iktidarı Demokrat Parti’yi eleştiren yazısından ötürü bir yıl hapis bile yattı. Bir gün, sanat aşkının ağır bastığı bir anda; İstanbul Şehir Tiyatroları’na kadrolu, olmazsa yevmiyeli statüsünde çalışmak için dilekçeyle başvurdu. Verilen cevapta; uygun kadro veya statüde iş bulunmadığı belirtiliyordu. Oysa adı geçen kurum; terzi kadrosu için diploma veya referans belgesi istememişti. Tekçe bu uygulamayı vurgulayıp, ikinci defa müracaat etti; gelen cevapta; ‘ (…) bir lise mezununa verilebilecek yevmiyeli işimizin bulunmadığını mütenasip kelimelerle anlatmak istediğimizi saygılarımla bildiririm,’ deniliyor ve hafiften alay da ediliyordu. Tekçe inadını sürdürdü; dönemin Millî Eğitim Bakanı Celal Yardımcı’ya da dilekçe sundu. Arzuhalinde ilk, orta ve lise tahsilini Galatasaray Lisesi’nde tamamladığını hatırlatıp, maruz kaldığı olayı anlatıyor; kendisine bakanlık onaylı ‘cehalet belgesi!’ verilmesini talep ediyordu.
Belki alacağı belge ile işe girebilirdi!
Ali Hikmet İnce yazdı.
Ali Hikmet İnce