Nazım Hikmet, Suat Derviş için yazdığı şiirinde; ‘Bir kere eğemedim bu kadının başını…’ der.
Suat Derviş (Hatice Saadet); güçlü, mağrur, bildiği yolda dönmeyecek kadar cesur, kartvizitinde pek çok ilki taşıyan kadındı. Anne ve baba tarafından saraylı olmasına karşın, asaleti ve aristokrasiyi reddedip sınıf mücadelesi yapabilecek kadar da başına buyruktu.
Edebiyata şiirle başladı ve romana yöneldi. İlk şiiri Hezeyan’ı, Nazım Hikmet - kendisine haber vermeden! - Alemdar gazetesinde yayınlatmıştı. Ünlü şairin hem komşusu, hem de çocukluk arkadaşıydı. Suat Derviş; Avrupa’ya gidip Lozan Konferansı’nı izleyen ilk kadın gazetecimizdi. Ülkemizdeki ilk basın sendikasını oluşturmuş, başkanlığını yapmıştı. ‘Devrimci Kadınlar Birliği’nin de kurucusuydu. Günlük gazetelerde ilk ‘kadın sayfası’nı hazırlamıştı. Yılmaz bir feministti; kadın hakları savunucusuydu. Dört defa evlendi; son eşi TKP Genel Sekreteri Reşat Fuat Baraner’di. - Baraner; Atatürk’ün teyzesinin torunuydu! - Derviş düşüncelerinin bedelini hapse girme, sürgüne gitme pahasına ödedi. Fransa’daki kız kardeşinin yanında yıllarca ‘muhacir’ oldu. Nazım’la da Moskova’da görüştü.
Aşırı stres, polis baskısı ve sağlıksız yaşam koşulları yakasına erken yapıştı: Şeker hastalığının pençesinde can verdi. Nazım’ın tek taraflı sevdiği; uzaktan uzağa izlediği; ‘Fosforlu Cevriye’ romanının sahibi, genç sayılacak yaşta dünyamızdan ayrıldı. Arkasında pek çok anı ve ünlü şairin - onun için yazdığı! - ‘Gölgesi’ adlı şiiri kaldı…
Ali Hikmet İnce yazdı.
Ali Hikmet İnce