Başbakanlığın geniş salonunun duvarını süsleyen ‘Saatli Maarif Takvimi’, 11 Mart 1971 tarihini gösteriyordu; günlerden Perşembe’ydi. Başbakan Süleyman Demirel tedirgindi. Ülkedeki öğrenci olayları yoğunlaşmıştı; ekonomi istediği gibi - yolunda! - gitmiyordu. Ordu da rahat değildi; ne olup bittiği konusunda net bilgi gelmiyordu. MİT devre dışı kalmış/bırakılmış görüntüsü veriyordu. Müşteşar Fuat Doğu ‘durum berkemal!’ cinsinden günü geçiştiren kısa, muğlâk, oyalayıcı, içi boş bilgiler veriyordu.
Aslına bakılırsa Demirel, iki yıldır Cuma gününü sevmez olmuştu. Ordu’nun darbe yapmasından korkuyordu. Silâhlı kuvvetler, ülke yönetimine el koyma eylemlerini hep Cuma günü gerçekleştirmişti. Ya Cuma sabaha karşı veya öğlen vakti, ‘el koyma’ ya da ‘darbe’ haberi duyu(ru)lurdu.
- Orduda Bir Şeyler Oluyor Ama… -
Süleyman Demirel, öğle yemeği öncesi, Güniz Sokak’taki özel konutuna gitti. Hem birkaç dosyayı inceleyecek, hem de MİT Müşteşarı Fuat Doğu’nun ağzını arayacaktı.
Nazmiye Hanım, Süleyman Bey’i güler yüzle karşıladı; terliklerini uzatıp şapkasını aldı. Sonra, birinci kattaki çalışma odasına geçip, birkaç kelâm etmek istedi. Demirel ayaktaydı; Nazmiye Hanım’ın gelmesini bekliyordu. Meraklandı; ‘Her halde önemli bir şey söyleyecek,’ diye içinden geçirdi. Süleyman Bey, ağzındaki baklayı çıkardı:
‘Nazmiye Hanım,’ dedi biraz çekingen, biraz merak edici ses tonuyla… ‘Ordu’da bir şeyler oluyor, ama ben haber alamıyorum. Fuat Doğu da dişe dokunur bilgi vermiyor. Tağmaç Paşa’nın eşi, komutan hanımlarına yemek veriyor. Havayı koklamak için sen de yemeğe katılsan, iyi olabilir. Bakarsın, ilginç bir şeyler öğrenebiliriz…’
- Etraf Sakindi, Şüphelenecek Durum Yoktu… -
Nazmiye Hanım; eşinin önerisini geri çevirmedi. Telefonu kaldırıp, Genel Kurmay Başkanı’nın lojmanının numarasını çevirdi. Karşılıklı hoş beşten sonra, yemeğe iştirak edeceğini bildirdi.
Demirel, eşinin dönüşünü beklerken, önemli gördüğü dosyaları inceledi. Nazmiye Hanım, 3-4 saat sonra geri döndü; beklenen haber gelmemişti. Bayan Demirel’in intibasına göre, her şey yolunda görünüyordu ve durum sakindi. Süleyman Bey; biraz rahatlar gibi oldu; fakat mantığı soruşturmayı sürdürmesini tavsiye ediyordu.
Başbakan, resmî makamına dönmedi; geceyi evinde çalışarak geçirdi; kabineden bazı arkadaşlarıyla yürütülen projeler üzerinde görüş alış verişinde bulundu.
- MİT Müsteşarı Fuat Doğu’nun Telefonu… -
Cuma sabahları biraz geç kalkar, abdest alıp arabasına binerdi. Doğruca cuma namazı kılmak için Maltepe Camii’nin yolunu tutardı. Saat 11.00 civarında evinin telefonu çaldı; arayan MİT Müsteşarı Fuat Doğu idi. Doğu; bağlı olduğu Başbakan’ın halini hatırını sormadan pat diye konuya girdi. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın selâmını iletti ve istifasını beklediğini söyledi. Devletin bütün protokolleri ayaklar altındaydı. Cumhurbaşkanı, Başbakan’ı Çankaya’ya çağırıp istifasını istemiyordu. Müsteşarı aracı tutuyor ve ‘siyaseten çekilmesini’ bekliyordu. Demirel tepki vermedi; konuyu yol arkadaşları ile görüşeceğini söyledi. Doğu; komutanların hazırladığı muhtıranın TRT’den yayınlanacağını da sözlerine ekledi.
Demirel direnmedi; TRT radyolarının 13.00 bülteninde, ilk haber olarak, Türk Ordusu’nun muhtırası okundu. Hükümet başarısız bulunuyor, kardeş kanının durdurulması, anarşinin sona erdirilmesi için zecri tedbirlerin acilen alınması gerektiği vurgulanıyordu. Ekonomideki olumsuz gidişe dur denilmeli, yaygınlaşan grevler de sonlandırılmalıydı. Hükümeti kurma görevi de, CHP’den istifa edip ‘bağımsız’ kalan Kocaeli Milletvekili Nihat Erim’e verilmişti.
Türkiye’de yeni bir devir başlıyordu!
Ali Hikmet İnce yazdı.
Ali Hikmet İnce