Cevat Kurtuluş, Yeşilçam’a Ferdi Tayfur’un hediyesiydi. Konservatuarın Opera bölümünden mezundu. Bariton sese sahipti; baştan ayağa sanatçıydı.
Ferdi Tayfur’un yönettiği, ‘Kerim’in Çilesi (1947) adlı filmde birkaç dakikalık uşak tiplemesiyle Yeşilçam’ı ilk kez selâmladı. ‘Rolün büyüğü küçüğü olmaz, azı bulamayan çoğu da bulamaz,’ derdi. Adeta üzerine asılı kalan ‘aptal uşak’ (!) rolüne yıllarca can verdi. Yönetmenlerin değişmeyen ‘uşağı’ydı. Yüzünden eksik etmediği gülümseme, özel hayatının da parçası oldu. Kurtuluş; yüz hatları ile konuşabiliyordu. Kaşlarını, gözlerini istediği gibi oynatabilir, yarı açık dudaklarıyla çok şeyler anlatabilirdi. Sonradan söylediklerine bakılırsa; ayna karşısında hep yinelediği taklit, mimik, jest ve espriler, sessiz sinemanın üzerindeki etkileriydi. Biraz komik, ama çoğunlukla da aptal görünüm, - daha çocuk yaşlarda yaptığı! - ayna karşısı alıştırmalarıydı.
- Taklitçiler Kralı Diye Ünlendi… -
Bariton sesiyle şarkıcılık yaptı; tiyatro(lar)da birçok oyunda rol aldı. Dönemin - 1940’lı, 1950’li yıllar! - ünlü gazinolarında çalıştı: Ünlüleri birebir taklit etti; imitatörlük/taklitçilik yaptı. ‘Taklit Kralı’ diye anıldı; ünlendi. Hamiyet Yüceses, Münir Nurettin Selçuk, Zeki Müren, vb.lerinin taklitleriyle halkı gülüp geçir(ir)di. Sinemaya ayak atışı, Ankara’dan İstanbul’a gelişinden sonra gerçekleşti. Sayısını kendisinin de bilmediği filmlerde küçük roller aldı. 1959’da, kendisi gibi tiyatro ve sinema sanatçısı Meral Kurtuluş ile hayatını birleştirince; ilk ve tek başrolünü de kapmış oldu.
- 8 Milimetrelik Zengin Film Arşivine Sahipti… -
Setlerden kalan zamanını evinde geçirirdi. Bisiklete binmeyi severdi. Küçük sinema makinesi ile film seyrederdi. 8 milimetrelik çok zengin film arşivi vardı. Hayvanları koruyup kollardı; evinde kedi beslerdi.
Yıllar sonra verdiği bir röportajda: ‘Yıllarca yanlış rollerin adamı olarak seçildim. ‘Karım Beni Aldatırsa’, ‘Söz Bir Allah Bir’ gibi filmleri görenler bilir. Ben, ‘kılıbık koca’, ‘şapşal erkek’ rollerinin sanatçısıyım. Ama gel gelelim ‘aptal’ rollerinin aranılan jönü oldum,’ diyecekti.
Cevat Kurtuluş, emekli oluncaya kadar ev sahibi değildi. Kendilerine tahsis edilen telefonu satarak; üzerine birimlerini koymuş; iki odalı apartman dairesi alabilmişti.
Ali Hikmet İnce